Sayfa Yükleniyor...
Salgınla mücadelede ön cephede yer almalarına rağmen Bilim Kurulu ve il pandemi kurullarında dahi temsil edilmeyen hemşireler, özlük haklarında bir türlü iyileşme sağlanmadığı için artık tükenme noktasında!
ÇAĞLA GENİŞ-ÖZEL HABER
Türkiye’de salgınla mücadele sürecinin başından itibaren etkin bir biçimde ön cephede yer alan hemşireler, hastalarla sürekli yakın temas içerisinde bulunarak canları pahasına çalışıyor. En yoğun çalışma temposu da yoğun bakımlarda gerçekleşiyor. Soluk borusuna tüp takılarak yapay hava yoluyla solutulan entübe hastalar, uyutuldukları için tüm bakım gereksinimlerini hemşireler sağlıyor. Ağız ve göz bakımlarından, yatak yaraları açılmaması için pozisyon vermeye kadar her şey hastayla yüz yüze kalınarak yapılıyor... Kendisi de İzmir’de bir hastanenin yoğun bakım servisinde görev yapan Türk Hemşireler Derneği İzmir Şube Başkanı Ebru Melek Benligül, salgın sürecinde oynadıkları rolün önemine rağmen özlük haklarında iyileşme sağlanmadığını ve artık tükenme noktasına geldiklerini şöyle anlattı: “Sağlık çalışanlarına hala düzenli olarak test yapılmıyor. Semptomları olmasına rağmen çalışmaya devam edenler var. Yaşadığı sorunları dile getirenlerin yerleri değiştiriliyor, soruşturma açılıyor. ‘24 saat nöbet tutmaya gönüllüyüm’ ya da ‘pandemi kliniğinde çalışmaya istekliyim’ şeklinde dilekçeler zorla imzalatılıyor. Ülke genelinde 200 binden fazla meslektaşımız ile sahadayız ancak Bilim Kurulu ve il pandemi kurullarında temsil edilmiyoruz!”
SEMPTOMLARI OLMASINA RAĞMEN ÇALIŞIYORLAR
Benligül, sağlık çalışanları arasında Kovid-19 tanısı konulanların sayısının artmasına rağmen PCR testi konusunda yaşanan sorunların devam ettiğini belirterek “Şu ana kadar kaç sağlık çalışanı koronavirüs tanısı aldı bilmiyoruz. Güncel rakamları bilemiyor olmak süreci yönetme açısından öngörülerimizi engelliyor. Sağlık çalışanlarına düzenli olarak test yapılmıyor. Hatta bazı çalışanlar yeterli sayıda test kit olmadığı için yapılmadığını iletiyor. Test sonuçları geç çıktığı için semptomları olmasına rağmen çalışmaya devam eden meslektaşlarımız var. Yeni işe başlayan hemşirelerin eğitimleri noktasında problemlerimiz var. Defalarca dile getirmiş olmamıza rağmen 24 saat tutulan nöbetlerle ilgili hala bakanlık tarafından bir düzenleme yapılmadı, süreç kurumların inisiyatifinde… Meslektaşlarımız tükenmiş, çaresiz, mutsuz, umutsuz ve güçlendirilmeye ihtiyaçları var” dedi.
MOBBİNGE MARUZ KALIYORLAR
Meslek sorunlarını dile getiren bazı hemşirelerin hastane yönetimi ve karar mekanizmaları tarafından mobbinge maruz bırakıldığını öne süren Benligül, “Tüm sağlık meslek gruplarında istifaların ve emeklilik dilekçelerinin arttığını duyuyoruz. Çünkü herkes çok yoruldu. Vatandaşlarımız maske ile birkaç saat zor dururken; biz iki kat maske, tulum ve önlük ile 24 saat çalışıyoruz. Bir hastanın yanına girip çıkmamız 30 dakikamızı alıyor. Yetersiz bir kadro ile yoğun bir tempoda çalışıyoruz. Kurumlarda istihdam problemi var ancak hemşire kadrosunun yetersiz dağılımı ve kurum içerisinde hemşirelerin etkin kullanılamaması da söz konusu. Örneğin; yönetime ya da bazı sendikalara yakın olduğu gerekçesiyle alandan uzaklaştırılıp masa başında çalıştırılan hemşireler var. Yaşadığı problemleri dile getiren meslektaşlarımız yer değiştirme tehdidi ve soruşturmalarla karşılaşıyor. Pandemi kliniklerinde çalışmaları için meslektaşlarımıza zorla, ‘Ben 24 saat nöbet tutmaya gönüllüyüm’ ya da ‘Pandemi kliniğinde çalışmaya istekliyim’ şeklinde dilekçeler imzalatılıyor” iddialarında bulundu.
EK ÖDEMELER EŞİTSİZLİK YARATTI
Ek ödemelerdeki sorunlarını da dile getiren Benligül, şunları söyledi: “Ne yazık ki sağlık çalışanlarına yönelik ek ödemelerde adaletsiz bir süreç işledi. Örneğin aynı koşullardaki iki farklı sağlık kurumunda, çalışanlara verilen ek ödemeler birbirinden çok farklı oldu. Evden telefonla, ‘Hastaya tomografi çekin’ diyen doktor 12 ila 20 bin lira ek ödeme alırken, hastaya 7/24 hizmet veren hemşire 120 ila 900 lira, hastanın filmini çeken radyolog, bize her adımda yardımcı olan hasta bakıcı ve temizlik personeli ise hiç ücret alamadı. Bu ek ödemelerin neye göre dağıtıldığıyla ilgili hiçbir bilgi alamadık çünkü ek ödemelerin düzenlemesi tamamen kurum yöneticilerinin inisiyatifine bırakıldı. Bu durum aynı zamanda ekip içerisinde bölünmelere yol açtı.”
BİLİM KURULU’NDA BİZ DE OLMALIYIZ
Salgın ile mücadelede direkt hastalara bakım veren hemşirelik mesleğinin karar süreçlerine dahil edilmemesini eleştiren Benligül, “Ülke genelinde 200 binden fazla meslektaşımız ile sahadayız ancak karar verici mekanizmalar olan Sağlık Bakanlığı Koronavirüs Bilim Kurulu ve il pandemi kurullarında ne yazık ki temsil edilmiyoruz. Biz bu süreçlerde görev almak istiyoruz. Bizler sahadayız ve sahadaki sorunları en iyi yansıtarak hızlı bir şekilde çözüm önerileri üretebilecek meslektaşlarımız var. Bu konudaki iş birliği çağrımızı bir kez daha yinelemek istiyoruz” dedi.
HEMŞİRELER TÜKENME NOKTASINDA
Yoğun çalışma temposu altındaki hemşirelerin psikolojik olarak da süreçten olumsuz etkilendiğini vurgulayan Benligül, “Pandemi henüz bitmedi ama kısıtlamaların azaltılması, denetimlerin yetersiz kalması ve vatandaşlarımızdaki rehavet duygusu, ‘O zaman biz bu kadar çabayı ne için gösteriyoruz?’ sorularını dile getirmemize neden oluyor. Pandemiyle mücadele sürecine dair inancımızı yitiriyoruz. Biz halkımıza rağmen değil, halkımızla birlikte bu savaşla mücadele edebiliriz. O nedenle bize destek olmalarını, tedbirleri sıkı bir şekilde uygulamalarını ve yükümüzü hafifletmelerini istiyoruz. Biz alanda kahramanca mücadele ederken onlar da önlemleri uygulayarak kahramanlardan biri olabilirler” açıklamasında bulundu.
Haber Merkezi