Parkların afet durumunda hayat kurtarıcı rolü olacak

YUSUF ÇAĞIRTEKİN-ÖZEL HABER - Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’nca Planlı Alanlar İmar Yönetmeliği’nde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik Resmi Gazete’de yayımlandı. Yeni yönetmeliğe göre; Planlı Alanlar İmar Yönetmeliği’nde yapılan değişikliklerle, konut parsellerinde ve park alanlarında önemli yenilikler hayata geçiyor. Buna göre, yapı inşaat alanı 15 bin metrekareden büyük ve 150 haneden fazla bağımsız bölüm içeren projelerde, 0-66 aylık çocukların bakım ve gelişim ihtiyaçlarını karşılayacak gündüz bakımevleri inşa edilmesi zorunlu hale geldi. Ticaretin de yapılabildiği parsellerde ise 25 bin metrekareyi ve 250 haneyi aşan projelerde aile sağlığı merkezleri kurulacak. Yeni yönetmeliği değerlendiren Çevre Mühendisi Yakup Ateş, son yıllarda büyükşehirlerde artan betonlaşmaya karşı parkların afet durumlarında hayat kurtarıcı olacağını ifade etti.

AİLE SAĞLIĞI MERKEZİ ZORUNLULUĞU

Yönetmeliğe dair bilgiler aktaran Ateş, “Düzenleme kapsamında yapı inşaat alanı 15 bin metrekareden büyük ve bağımsız bölüm sayısı 150 haneden fazla olan projelerde; 0-66 aylık çocukların eğitim, gelişim, bakım, korunma ve beslenme ihtiyaçlarını karşılayacak müstakil gündüz bakımevleri inşa edilmesi zorunlu olurken Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’nın denetimi ve kuralları dahilinde gerekli çalışmaların yapılabileceği ifade edildi. Metropol şehirlerde özellikle bu durum yaşam karışıklıklarının, zaman kayıplarının önüne geçebilecek. Konutlarla birlikte ticaretin yapılabildiği parsellerde ise yapı inşaat alanlarının 25 bin metrekareden ve bağımsız bölüm sayısı 250 haneden fazla olan projelerde ‘aile sağlığı merkezlerinin’ yapılması zorunlu hale getirildi. Bu durum özellikle kent geneline yayılan aile sağlığı merkezlerindeki yoğunluğu azaltacak, vatandaşlarımıza nitelikli hizmet verilmesinin önü açılacak, yaşlı ve engelli vatandaşlarımızı yormadan yerinde hizmet verilmesinin önünü açabilecek” şeklinde konuştu.

BÜYÜK PARKLARA

Türkiye’nin çok çeşitli afetlerin olabildiği ve yaşanabildiği bir coğrafyada yer aldığını belirten Ateş, “İzmir, Kahramanmaraş, Balıkesir depremleri başta olmak üzere orman yangınları ve sel afetleri gibi durumlarda afet toplanma alanlarının önemi ortaya çıkıyor. Betonlaşan şehirlerimizde özellikle park ve bahçe alanlarının artırılması, bu alanların korunması, nitelik ve niceliklerinin artırılması önem arz ediyor. 2 bin 500 metrekare ile 5 bin metrekare arasında olan parklar ile 5 bin metrekare ve üzeri parklarda teknik bilgileri ve şartları belirlenen ambulans istasyonunu da içeren afet sonrası ihtiyaçların karşılanması için zemin altında kanalizasyon, mekanik ve elektrik tesisatı ile haberleşme altyapısının olması, itfaiye birimince gerekli görülen sayıda yangın musluğu konulması şehirlerin acil durumlarda ulaşım yükünün ve karışıklıklarının önüne geçecek. Ayrıca bu durum akla sığınakları da getiriyor. Herhangi bir acil durum veya savaş zamanında bu zemin altındaki alanlar kullanılabilecek. Yönetmelikte bahsi geçen helikopter iniş alanı yapımı gibi adımların usul ve esaslarının da belirlenmesiyle de afet alanlarına havadan ulaşım ve müdahaleleri kolaylaştıracak” dedi. 

TAM KAPSAMLI UYGULAMA OLACAK MI?

Parklarda yapılaşma izni verilmesi, bir yandan afet hazırlığına katkı sağlarken diğer yandan yeşil alan kaybı tartışmalarını gündeme getirebilir tartışmasını da akıllara getirdi. Konuya ilişkin yorumlarını aktaran Ateş, “Kanunlar, yönetmelikler ve tüm ilgili mevzuatlar şehirlerimizin planlamasında elbette aktif rol oynuyor. Ancak tüm bu mevzuatların uygulanabilirliği ve uygulanabilirliğinin denetlenmesi, kontrol edilmesi önemli. Naçizane bir örneğini vermek gerekirse; Bahse konu ‘Planlı Alanlar İmar Yönetmeliği’nde 25.02.2022 tarihinde 31761 sayılı Resmî Gazete’ de yine değişiklik yapılmış ve Yeni yapılan ya da yapılacak olan binaların ruhsat aşamasında iken atık bacalarının olması, atık alanlarının oluşturulması, sıfır atık yönetmeliğine uygun olarak ambalaj atıklarının ayrı toplanması amacıyla atık biriktirme ekipmanlarının temin edilmesi gerekiyor. Bu yönetmelik değişikliğinin tam kapsamlı uygulanıp uygulanmadığı ayrıca bir tartışma konusu olacak. Yönetmelik değişikliğinin elbette ki uygulama aşamalarında kontrolü, denetimi gerçekleştirilmelidir. Yapılan değişiklikler halk yararına atılmış adımlar. Yerel yönetimlerce, bu veya diğer tüm değişiklikler uygulamaya tabii olmak üzere hayata geçirilmeli” dedi. 

KİMİ SOKAKLARA ARAÇ BİLE GİREMİYOR

Ateş, İzmir Büyükşehir Belediyesi verilerine göre İzmir’ de yaklaşık 2 milyon 609 bin 406 bağımsız bölümün bulunduğunu aktararak, “Bunların yüzde 87’ si yani 2 milyon 269 bin 804 adedi konut ve yazlıklardan oluşuyor. Bin 300 mahalleden oluşan İzmir’de kimi cadde ve sokaklara kentsel yapılaşmanın doğru şekilde olmaması nedeniyle araç dahi girmiyor. Olası bir deprem afeti sonrasında sokaklara dahi girilemeyecek ve afet sonrası müdahaleler zorlu koşullarda gerçekleştirilmeye çalışılacaktır. Bu bahsedilen sokaklara ve mahallelere havadan personel ve teçhizat indirme, ilk yardım malzemelerini ulaştırma gibi. Öncelikli hizmetlerin sağlanması ancak bu yönetmelik değişikliğinde ifade edildiği gibi helikopter iniş alanlarının hayata geçirilmesiyle mümkün olabilecek” dedi.

Kaynak : HABER MERKEZİ