Sayfa Yükleniyor...
Son dönemin gözde mesleklerinden influencerliğin başarılı temsilcilerinden Kardeniz Kılıç, “Her şeyi paylaşmak zorunda mısınız?” eleştirilerine “Evet çünkü profillerimiz başkalarının hayatında yaşayan bireyler gibidir” yanıtını verdi
Artık klasikleşen bir tabir olan ‘sosyal mecraların hayatımızdaki yerinin artması’ ile satın alma karar süreçlerimizde etkin bir rol oynayan yani tüketim alışkanlıklarımıza yön veren, davranış biçimlerimizi şekillendirerek topluma rol model olan, aramızdan birçok kişinin kendisini özdeşleştirdiği, örnek aldığı ve ilgiyle takip ettiği yeni bir meslek grubu oluştu: İnfluencerlik. Sosyal medyada oldukça fazla zaman harcadığımızdan hepimizin takip ettiği bir ya da birden fazla influencer bulunuyor. İlgiyle takip ettiğimiz bu influencerlar kimimizin kardeşi, kimimizin platonik aşkı, kimimizin rol modeli, kimimizin ilham kaynağı… Hatta toplumda hatırı sayılır bir kitle bu mesleği icra ederek gelir elde etmek istiyor. Bu influencerlardan bir tanesi de birçoğumuzun ilgiyle takip ettiği Kardeniz Kılıç.
Sosyal paylaşım sitesi Instagram’da 342 binden fazla takipçisi olan Kılıç, influencerliğin günümüzde hala bir meslek tanımına sokulmadığını dile getirdi. Oysaki günümüzde geniş kitlelere ulaşmak isteyen marka temsilcilerinin televizyon ya da radyolardan ziyade sosyal medyaya yöneldiğini ve ürün tanıtımı açısından influencerlar ile anlaştığının altını çizen Kılıç, hatta influencerliğin şu sıralar en revaçta mesleklerden bir tanesi olduğunu dile getirdi. Mesleğin göründüğü gibi kolay olmadığına da dikkat çeken Kılıç, bir gününün yüzde 70’ini sosyal platformlarda harcamak zorunda olduğunu ifade etti. Kardeniz Kılıç’ın influencerlere gelen en büyük eleştirilerden bir tanesi olan “Her şeyi paylaşmak zorunda mısınız” eleştirilerine ise verdiği yanıt oldukça çarpıcıydı: “Evet paylaşmak zorundayız çünkü profillerimiz birilerinin hayatında yaşayan bireyler gibidir.”
BOŞLUKLAR SİZİNLE DOLDURULUR
İnfluencer olmak isteyen birçok kişinin olduğunu ifade eden Kardeniz Kılıç, bu mesleğin en önemli getirilerinden bir tanesi ise popülerlik ve yüksek gelir olduğunu iletti. Kılıç, başarılı bir influencer olmanın püf noktasını ise şu sözlerle açıkladı: “Bu işe ciddi derecede zaman ayırıp size ait bir değer ve duruş çerçevesi oluşturmanız ve bunu takdir edecek bir kitleye ulaşmanız gereklidir. Bu çerçeve öyle siyasi duruş, insani değer, sosyal duyarlılık vb. çok geniş kapsamlı konularla da sınırlı değildir. İnsana dair olan giyim tarzı, yemek sitili, oturma biçimi, dans şekli, mimik kullanımı, ses yeteneği vb. daha mikro düzeydeki tutum ve davranışlar da ilk anda size bir kitle oluşturabilmektedir. Ne var ki asıl mesele bu noktadan sonra başlamaktadır. Oluşturduğunuz bu kitlenin devamlılığını ve devamında genişlemesini sağlamak bu kitlenin hayatına nasıl bir değer kattığınızla ilgilidir. Bence bunun püf noktası devamlı olarak hayatınızdan kesitler paylaşarak bu kişilerin hayatının içinden biriymiş gibi olabilmenizdir. Kimisinin arkadaşı, kimisinin kız kardeşi, kimisinin rol modeli, kimisinin tarz ilhamı, kimisinin platonik aşkı… Herkesin yaşantısında oluşan boşluklar bulunmaktadır. İşte insanlar gündelik hayatınızla ilgili yapmış olduğunuz paylaşımlarla bir nevi kendisini sizin hayatınıza dahil hisseder ve bu boşlukları sizinle doldurur. Dolayısıyla oluşturduğunuz profili tıpkı bir birey gibi kabul ederek paylaşımlarınızda tutarlı ve dikkatli olmanın çok önemli olduğunu düşünüyorum.”
İŞİMİZİN OBJESİ OLMAK!
İnfluencerların en fazla aldığı eleştirilerin başında ise “Her şeyi paylaşmak zorunda mısın?” sorusu oluyor. Bu konuya açıklık getiren Kardeniz Kılıç, “Evet paylaşmak zorundayız çünkü profillerimiz birilerinin hayatında yaşayan bireyler gibidir. Dolayısıyla o bireyler (profiller) o paylaşımlar üzerinden nefes almakta. Yani kısaca bizim işimiz bu! Bir diğer zorluk ise yine işimizin hayatımızdan kesitler paylaşmak üzerine kurulu bir iş olmasından kaynaklanmaktadır. İşin hayattan kesitler paylaşmak üzerine kurulu olması, bu paylaşımların süreklilik göstermesini zorunlu kılmaktadır. Dolayısıyla bir yandan hayat akarken bir yandan da o akıntının içerisinde devamlı sizi yansıtan anları yakalamanız gerekmektedir. Bu da şu demektir; hayat sizin için öylece akıp gidemez, her anı kovalamak ve zamanı geldiğinde içinden bir şeyler yakalayıp paylaşmak zorundasınızdır. Sonuçta işiniz, diğer mesleklerde olduğu gibi hayatınızın belirli bir kısmından oluşmamakta. Hayatınızın her anını ve her alanını kendisine konu yapabilmekte… Bu anlamda size ait olan her şey aynı zamanda işinizle de alakalı bir hal almakta. Bence mesleğin en zor kısmı sizin bir bütün olarak işinizin bir objesi haline sokuyor olmasıdır” ifadelerini kullandı.
SORUMLULUK BİLİNCİ YÜKLÜYOR
Sosyal medyada paylaştığı her gönderiye binlerce beğeni, yüzlerce yorum alan Kılıç, bu durumun hem mutluluk hem de sorumluluk bilinci yarattığını dile getirdi. Bu bilincin kendisini sürekli olarak baskıladığını ve daha mükemmeliyetçi olmasını sağladığını ifade eden Kılıç, küçüklüğünden beri moda ile ilgilendiğini ve bunun da kendisi için avantaj yarattığını belirtti. Takipçilerinin kendisinden sürekli öneri istemesi ve paylaşımları ile büyük bir kitleyi etkiliyor olmanın kendisini keyiflendirdiğine dikkat çeken Kılıç, takdir edilerek örnek alınmanın kendisini gerçekleştirme yolunda önemli bir adım olduğunu söyledi. Kardeniz Kılıç, ayrıca insanların satın alma noktasında karar verme süreçlerine etki etmenin kendi omzuna büyük bir sorumluluk bilinci yüklediğini dile getirerek, ne var ki bu sorumluluğun ürünleri doğru bilgilerle paylaşmakla sınırlı olduğunu dile getirdi. Hitap ettiği kitlenin içerisinde her gelir düzeyinde insan olduğunun bilincinde olarak hareket ettiğini de ifade eden Kılıç, bunun da farklı fiyat ve kalite skalasında ürün paylaşımını zorunlu kılmakta olduğunu iletti. Kılıç, “Ben paylaşım yapacağım ürünleri öncelikle deniyor ve ona göre paylaşım yapıyorum. Paylaşım yapmayı uygun bulmadığım ve iade ettiğim ürünler de oluyor” dedi.
HER AYRINTI KARŞILIK BULABİLİR
İnfluencerlerin sahip olduğu yüksek takipçi sayısı günlük yaşamalarını ve yaşamlarında sergiledikleri davranışları da fazlaca etkiliyor. Türkiye’nin 4 bir yanından geniş bir takipçi kitlesine sahip olan Kardeniz Kılıç, işleri gereği birçok insanla etkileşim kurduklarını ve bu etkileşimin giydiği kıyafetten, içtiği içeceğe, yediği yemekten, gezdiği yerlere kadar hemen hemen her alanda olabildiğini söyledi. Kılıç, “Aile ilişkileriniz ve aile bireylerine karşı tutumunuz, kadın erkek ilişkilerine ilişkin yaklaşımınız, kadının sosyal hayattaki yerine ilişkin algılayışınız, hoşgörü ve kişisel gelişime göstermiş olduğunuz ilginiz vb. her ayrıntı direkt karşılık bulabilmekte ve belki de sizin üzerinizden toplumsal hayatta yerini alabilmektedir. Dolayısıyla mesleğimizin ciddi anlamda sosyal sorumluluk bilincine ihtiyaç duyduğu, bu meslekteki kişilerin bu değerleri göz ardı etmeden hareket etmesi gerektiğini düşünmekteyim” şeklinde konuştu.
İNFLUENCERİN BİR GÜNÜ NASIL GEÇER?
Her gün yüzlerce ve bazen binlerce mesaj aldığını dile getiren Kardeniz Kılıç, bu durumdan şikayetçi olmadığını fakat bu mesajların her birine cevap verme imkanının bulunmadığını dile getirerek takipçilerinden anlayış beklediğini söyledi. Bu sorunu gelen mesajları kategorize ederek toplulaştırılmış cevaplar vererek aşmaya çalıştığını ifade eden Kılıç, şahsi olarak dikkate alınması gereken mesajlar aldığı zaman ise bizzat o kişiyle irtibata geçip yardımcı olduğunu söyledi. Bir influencer olarak günlerinin nasıl geçtiğine de değinen Kılıç, bir gününün yüzde 70’inin sosyal platformlarda vakit harcayarak geçtiğini de dile getirdi. Kılıç, “Yani bir İnfluencer olarak olması gereken bu diyebiliriz. Mesleğimizin farkı örneğin masa başı çalışan bir kamu personeli gibi 8-5 değil de günün her anı çalışıyor gibi olmamız. Bunun yanı sıra yeni içerikler üretebilmek adına alışveriş yapar, gezer yeni yerler keşfeder, kişisel bakımlarım için güzellik salonuna giderim. Yemek yapmayı pek sevmesem de bazen mutfağa girip bir şeyler yapmak iyi geliyor. Netflix’de dizi-film izliyorum herkes gibi. Gün içinde 1 saatimi kitap okumaya ayırmak içinde özen gösteriyorum. Aynı zamanda üniversite son sınıf öğrencisiyim ve online derslerime giriyor sınav yerine verilen ödevleri makaleleri yazıyorum. Şu sıralar bolca araştırma yapıp, makale ve tez okuma ile geçiyor diyebilirim” ifadelerini kullandı.
TEPKİLERİN YÜZDE 70’İ KADINLARDAN!
Ülkemizde sosyal yaşamda kadınların çektikleri zorluklar elbette sosyal mecralarda da kendisini oldukça fazla gösteriyor. Bu durumdan kadın influencerlerin da etkilenmemesi imkansız! Bir kadın influencer olarak kötü mesajlar da aldığını dile getiren Kılıç fakat bunu fazla dert etmediğini ve dert eden bir kişilik yapısına sahip olmadığı için bu mesleği icra ettiğini dile getirdi. Toplumda önemli miktarda cehalet ve nefret batağına saplanmış insan olduğunun altını çizen Kılıç, bu kişilerin kendi istekleri değil başkalarının istediklerine göre yaşadıklarını ve dolayısıyla kendi hayallerinin ve isteklerinin peşinden koşanlara nefret kusabildiğini ifade etti. Kılıç, bu insanlara vermek istediği en iyi cevabın hayallerinin peşinden asla vazgeçmeden gideceği olduğunu belirtti. Kardeniz Kılıç’ın bir kadın olarak en fazla içerlediği şey ise, “Üzülerek söylüyorum ki bu tarz tepkilerin yüzde 70’ini hemcinslerimden almaktayım. Oysa asıl desteği onlardan bekler, belki de savunucum olmalarını isterdim. Ama bunlar değişecek umudum; kendini erkeğe ait oyuncak bir nesne olarak gören kadınların akıllarına kazınan bu kalıpları kırıp kendilerini özgürleştirmelerine bir nebze de olsa katkı sağlamak” diye konuştu.
PANDEMİ OLUMLU SONUÇLAR DOĞURDU
Tüm dünyayı etkileyen koronavirüs salgını, tüketim alışkanlıklarımızı da değiştirdi. Artık tüm dünyada online alışveriş düzenine geçilirken, bu düzenin en büyük aktörleri ise şüphesiz ki influencerler. Pandemi koşullarında influencerlik mesleğine dezavantajdan çok avantaj sağladığına dikkat çeken Kardeniz Kılıç, “Nitekim bu dönemde insanların boş zamanlarını genelde internet, özelde de sosyal medya üzerinde geçirdiği, buna ek olarak tüketim alışkanlığının biçimsel olarak yüz yüzeden internet üzerinden alışverişe kaydığı somut gerçeklerdir. Hal böyleyken bu koşullardan iş anlamında olumsuz etkilendiğimizi söylemek doğru olmayacaktır. Dolayısıyla pandemi sürecinin insanlara ve ülkemize verdiği zararların ne kadar büyük olduğu, yaşananların büyük sosyal trajedilere yol açtığı herkes tarafından malum ancak pandemi sürecinin yarattığı koşulların bizim mesleğimiz açısından olumlu sonuçlar doğurduğu da yadsınamaz bir gerçek” ifadelerini kullandı.
Haber Merkezi