Sayfa Yükleniyor...
Birçok insanın günümüzde muzdarip olduğu migren hastalığı her 6 kişiden 1'inde rastlanır hale geldi. Bu bağlamda gazetemize açıklamalarda bulunan Doç.Dr. Serap Üçler, hastalığı çağımızın vebası olarak tanımladı
ONURHAN ALPAGUT
Çağımızın vebası olarak tanımlanan migren hastalığı, kişilere ataklar halinde gelerek yaşam standardını düşürmekle birlikte, iş ve eş hayatını olumsuz olarak etkiliyor. Konu üzerine EGEde Bugün Gazetesi olarak konuştuğumuz Doç.Dr. Serap Üçler, aşamalar halinde migrenin belirtilerini sıraladı. Üçler, Ağrı başlamadan 1-2 gün önce görülen belirtiler aşırı duyarlılık-tepkisellik, depresif duygu durumu, öfori, nadiren hiperaktivite, konsantrasyon güçlüğü, dikkatte azalma düşüncede yavaşlama, kelime bulma güçlüğü, konuşurken takılma, esneme, uyuma isteği, halsizlik, açlık hissi, iştah artması veya azalması, tatlı yeme isteği, sık idrara çıkma, kabızlık ya da ishal. Baş ağrısı evresi, genellikle tek taraflı zonklayıcı şiddetli, 4 saatin üstünde bulantı kusma, ışık ve ses hassasiyetinin eşlik edebildiği ağrı yaşanır. Aura evresi ise, tüm migren hastaları değil bazı hastalarda görülen ağrıdan hemen önce ortaya çıkan genelde 5-20 dakika süren 60 dakikayı geçmeyen parlak ışıklar zig zag çizgiler ya da bir tarafı görememe şeklinde görme bozukluğu, elde ağız çevresinde uyuşma veya konuşma bozuklukları görülür" dedi.
PEK ÇOK TEDAVİ YÖNTEMİ MEVCUT
Tedavi yöntemleri ve başarı oranı hakkında bilgiler veren Üçler, Migrenin tedavisi birçok açıdan planlanmalıdır. İlaç tedavisinin yanı sıra migren hastasının yaşam şeklinin düzenlenmesi, ağrıyı tetikleyen faktörleri iyi tespit edip önlemleri almak, kilo vermek, düzenli aerobik egzersiz yapmak önemlidir. İlaç düzeyinde tedavide ağrı başladığında ağrıyı geçirmeye yönelik tedaviler basit ağrı kesicilerden, daha kuvvetli etkisi olan migrene spesifik ilaçları içerir. Bu tedaviye atak tedavisi diyoruz, bu tedaviyi ayda 4-5 gün üzerinde kullanılmasını istemiyoruz. Çünkü daha sık kullanımlarda bağımlılık gelişmekte bu sefer kullanılan ilaçlar ağrı yapmaktadır. Ayda 2-4 kez den fazla atak yaşayan hastalarda ya da atağı uzun süren ağrı kesicilere ağrısı geçmeyen hastalarda ve özel durumlarda ağrıların sıklık ve şiddetini azalmaya yönelik profilaktik tedavi dediğimiz tedavileri başlıyoruz. Bu tedaviler her gün kullanılır 6-9 ay tedaviye devam edilir ve en az 2 aydan önce kesilmezler. Bu grupta antiepileptikler, beta blokerler, kalsiyum kanal blokerleri, antidepresanlar kullanılmaktadır. Son dönemde tedaviye dirençli kronik migren hastalarında Botulinum toksin ve başın arka kısmında bulunan sinirlere anestezist madde yada steroid ile blokaj tedavisi uygulanmaktadır. Migren tedavisinde yeni ilaç çalışmaları birçok alanda devam etmektedir. Önümüzdeki yıllarda yeni tedavi ajanları ile tanışacağız. Son yıllarda bilimsel olarak etkinliği kanıtlanmış, sinir stimülasyonu tedavileri geliştirilmiştir. Bunlardan başın ön kısmına takılan bir cihazla günde 15-20 dakikalık uygulama ile beyinde sinir hücrelerine elektriksel sinyaller gönderilir. Ülkemize gelmiştir. Diğer bir tedavi migren pili diyebileceğimiz tedavi şeklidir. Ameliyatla beynin arka kısmına cerrahi müdahale ile elektrotlar ve pil yerleştiriliyor, ağrı kontrolünü hasta uzaktan kumanda ile pili çalıştırarak sağlıyor. Ülkemizde ise, henüz yaygın olarak kullanımı mevcut değil. Bu girişimsel tedavilerin çok sayıda hastanın katıldığı bilimsel çalışmalarla etkin olduğu gösterilmiştir" diye konuştu.
MİGREN HERKES İÇİN RİSK TEŞKİL EDİYOR
Migrene herkesin yakalanabileceğini kaydeden Üçler, Migren genetik yatkınlığı olan bireylerde çevresel faktörlerle tetiklenen ve ortaya çıkan bir hastalıktır. Burada çevresel faktörler önemli. Ağrıyı tetikleyen sebepleri iyi gözlemleyip, bunlarda önlem almak gereklidir. Yaşam şekli, beslenme, uyku düzeni, stres, kilo, cinsiyet, evli- bekar olmak, eğitim seviyesi, ekonomik gelir düzeyi, kişinin sahip olduğu diğer hastalıklar kişideki migrenin nasıl seyir göstereceği konusunda belirleyici faktörlerdir. Bu arada doğru teşhis ve düzenli takipte çok önemli, ülkemizde birçok migren hastası tanı alamıyor ya da sinüzit gibi yanlış tanılar alıyor. Hiç migrene yakalanmamak için bir yöntem yok" dedi.
UYARDI!
Migren konusunda vatandaşları uyaran Üçler, Kişilerin ağrı özelliklerini ve tetikleyici faktörleri iyi takip etmesi önemli. Mutlaka takipte oldukları doktorları olması gerekiyor çünkü bir kez muayene ve reçete ile migren tedavisi olmaz, ayrıca kontrol altına alınmayan ağrılar, ağrının kronik hale gelip tedaviye daha dirençli olmasına yol açar. Ayda kaç migren atağı var ve bir ayın kaç gününü ağrılı geçiriyorum, ayda kaç gün ağrı kesici kullanıyorum diye günlük tutmak hem tedaviyi belirlemek açısından hem de ağrı kesici bağımlılığı açısından önemli. Çünkü ayda 10-15 gün üzeri ağrı kesici kullanımı bağımlılık yaratıyor, ağrıları daha kötüleştiriyor, migren kronikleşiyor ve birçok yan etki ortaya çıkıyor. Bilinçli ve haftada bir iki günü geçmeyen ağrı kesici kullanılmalıdır" diye konuştu.
Haber Merkezi