Sağlık için “su” için

Ege Üniversitesi Spor Bilimleri Fakültesi Öğretim Üyesi Uzm.Dr. Onur Oral, yaz aylarında su tükeminin artırılması gerektiğini vurguladı. Oral, sağlıklı bir metabolizma için günde 3 litrenin altına düşülmemesi uyarısında bulundu


  • Oluşturulma Tarihi : 05.07.2020 08:48
  • Güncelleme Tarihi : 05.07.2020 08:48
  • Kaynak : HABER MERKEZİ
Sağlık için “su” için

ONURHAN ALPAGUT/ÖZEL HABER
Su, canlıların yaşamını sürdürmesi için vazgeçilmez bir unsur. Az tüketildiği takdirde birçok hastalığın ve sağlık sorunun yaşanmasına neden oluyor. Bu nedenle ortaya atılan bir slogan gibi kabul edilen ‘Su hayattır’ ifadesi oldukça bu durumu destekliyor. Günde 3 litre olarak tavsiye edilen su tüketim miktarının yaz aylarında artırılması gerekiyor. Ege Üniversitesi Spor Bilimleri Fakültesi Öğretim Üyesi Spor Bilimleri Fakültesi Uzm.Dr. Onur Oral, suyun hayati önemine vurgu yaparak, yeterli su tüketilmesi gerektiğini söyledi.
ÖNEM TAŞIYOR
Uzm.Dr. Onur Oral, “Su, insan vücudunda hayati sıvı olan kanın yapısının düzenlenmesinde aynı zamanda kan basıncının düzenlemesinde önemli görevler üstlenir. Su tüketiminde gün içerisinde tutunulacak olumlu tavır kan yapısını geliştirir. Su tüketimi düşük olan bireylerde ise durum aksine gelişecektir. Kan kimyasının bozulması, metabolik birçok soruna neden olur. Genç, erişkin birey ele alındığında vücut ağırlığının yüzde 15-20’lik kısmının proteinden oluştuğunu, yüzde 7’si mineraller, yüzde 15’nin yağlardan oluştuğunu biliyoruz. Bu aritmetik doğrultusunda vücudun hemen hemen yüzde 60’ının sudan oluştuğu çok net görülmektedir. İnsan vücudunda yüzde 60-70 oranında su olması, insan yaşamında suyun ne kadar önemli olduğunun matematiksel bir göstergesidir. Vücutta bulunan maddelerin oranları aslında metabolizmanın dengesi adına bizim için bir bazdır. Ve metabolizma dengesini ancak bu oranları tutturarak sağlayabiliriz. Metabolizma, mineral ve su oranları ideal düzeyde olduğunda fonksiyonlarını tam manası ile gerçekleştirebilir. Yeterli su tüketimi ile birlikte metabolizma, sağlıklı çalışması adına destek almaktadır. Özellikle mineraller sudan alınmaktadır. İnsan hücresinde önem taşıyan ve metabolik süreçte ciddi görevleri olan mineraller sayıldığında öncelikle kalsiyum, magnezyum, demir, flor, çinko, sodyum gelmektedir. Tüm bu minerallerin insan vücudunda belli metabolik işlev sağlayan görevleri vardır. Su tüketiminde yaşanan sorunlar bu minerallerin vücutta azalmasını dolayısı ile metabolik sürecin olumsuz etkilenmesine neden olur. Su, mineral sağlamaktan ayrı olarak bir fonksiyonu da vardır. Bu fonksiyonda insan hayatının temelini oluşturur. İnsan vücudunda su, asit-baz dengesinin korunmasında önemlidir. Kan kimyası, kanın Ph derecesinin dengelenmesinde su tüketimi son derece etki taşır” diye konuştu.
GÜNLÜK 3 LİTRENİN ALTINA İNMEYİN
Su tüketiminde son yıllarda yaşanan en büyük problemin kişilerin günlük su ideal tüketim miktarının altında kalması olduğunu belirten Oral, “ Günlük 3 litreden daha az su tüketmemiz büyük bir sorun. Bunun nedenlerini inceleyecek olduğumuzda; en önemli nedeni kişinin su yerine farklı sıvı içecekleri tüketmesi. Bu durum su tüketimini azaltıyor. Özellikle sıvı tüketimi için suyun yerini hiçbir sıvının alamayacağını belirtmeliyim. Su ancak su olarak içildiğinde metabolik olarak bize fayda sağlar. Aksi takdirde diğer sıvı içecekler suyun yerini alamaz. Su tüketiminde mevsimsel farklılık vardır. Özellikle kış günlerinde terlemenin az olması havanın serin olmasıyla birlikte su kaybı az olacaktır. Bu anlamda su tüketimi sorunu kışın daha az gündeme gelir. Ama sıcak yaz aylarında özellikle İzmir için eksik su tüketimi birçok metabolik soruna neden olabilmektedir. Dengeli ve aktif bir metabolik fonksiyon elde edebilmek için suyun vazgeçilmez olduğunu belirmiştik. Su tüketiminde sorun yaşanırsa, birçok fonksiyon sağlıklı yerine getirilemeyecektir. Susuzluğun ortaya çıkmasında ilk belirti susuzluk hissidir. Eğer su yerine konmazsa veya başka sıvılarla yerine getirilmeye çalışılırsa ardından ileri boyut susuzluk ortaya çıkar. Eksik su tüketiminde en çok görünen kritik bulgular baş ağrısı, yorgunluk hissi, ağız kuruluğu ve idrar renginde koyulaşmadır. Eğer bünyeye hala su takviyesi yapılmazsa, arkasından bilinç kaybı, halsizlik ve ileri dönemde sıcak çarpmasına bağlı olarak bayılmalar yaşanabilir. Özellikle terlemenin yoğun olduğu dönemde solunumla dahi su kaybettiğimizi bilerek hareket etmeliyiz. Bu sebeple günde en az 3 litre su tüketmeliyiz” dedi.
AZ SU TÜKETİMİ BÜYÜK BİR SORUN
Günlük su tüketiminin 3 litre olarak planlandığın bir kere daha altını çizen Oral, “Bu durum ortama göre değişkenlik gösterebilir. Hava sıcaklığının arttığı dönemde bu rakam artırılabilir. Aynı zamanda ortamın ısısı, nemi, rakımı su tüketimi için belirleyicidir. Kişinin fizik aktivite oranı da başka bir etkendir. Bedensel iş ile uğraşan kişilerde ve sporcularda fiziksel aktivite oranı yüksek olacağı için su tüketimi de yüksek olacaktır. Düşük su tüketildiğinde ise organlarda hasar meydana gelecek ve başka birtakım rahatsızlıklar yaşanacaktır. Kalp hastalıkları ve kalp krizi yaşanma sıklığında su tüketimin etken olduğu fark edilmiştir. Su bilindiği gibi kanı daha akıcı hale getirdiği için suyu az tüketen kişilerde kan daha koyu bir yapıya ulaşır. Aynı zamanda pıhtılaşma eğilimi yükselir. Tansiyonda sorun çıkartır. Kanda pıhtılaşma oranın artması kalp ve damar sisteminde riskli bir gelişmedir. Bu bağlamda sağlıklı ve dengeli yaşam için suyun hayat anlamına geldiğini bilerek hareket edilmelidir” dedi.
 

Haber Merkezi