Sapanca Gölü'nde alarm: Doluluk oranı tarihinin en düşük seviyelerinde

Mevsim normallerinin üzerinde seyreden sıcaklıklar, yaz aylarında yeterli yağışın düşmemesi, bilinçsiz sulama ve kaçak kullanım gibi etkenler, Türkiye genelinde olduğu gibi birçok bölgede göl, baraj, nehir ve akarsu gibi su kaynaklarını olumsuz etkiledi. Marmara Bölgesi’nin en önemli içme suyu kaynaklarından biri olan Sapanca Gölü’nde de kuraklığın etkisiyle su seviyesi düşmeye devam ediyor.

ALTERNATİF SU KAYNAKLARI 

AA muhabirinin Sakarya Büyükşehir Belediyesi Su ve Kanalizasyon İdaresi’nden (SASKİ) edindiği bilgilere göre, maksimum doluluk seviyesi 32,20 metre olan Sapanca Gölü’nde su seviyesi yıllar içinde geriledi. Ölçümlere göre gölün seviyesi 17 Ekim 2021’de 31,58 metre, 2022’de 31,44 metre, 2023’te 31,66 metre ve 2024’te 30,36 metre olarak kaydedildi. Göl, en son 2014 yılında 29,64 metreye kadar gerilemişti. O dönemden sonra yağışlarla toparlanan su seviyesi, son yıllarda yeniden düşüş trendine girdi. Yağışların yetersizliği nedeniyle su seviyesi azalan Sapanca Gölü’nün korunması amacıyla Sakarya Büyükşehir Belediyesi, içme suyu yatırımlarına hız verdi. Bu kapsamda Çamdağı ve Ballıkaya barajlarındaki çalışmalar sürdürülürken, mevcut kaynakların üzerindeki yükü hafifletmek ve kesintisiz içme suyu sağlamak için son bir yılda sondaj yöntemiyle 46 yeni yeraltı su kaynağı oluşturuldu. Yeraltı su kaynaklarının etkin yönetimiyle özellikle kuzey ilçelerinin su sorunlarını kalıcı biçimde çözmek hedefleniyor. Bu doğrultuda, turizm nedeniyle yaz aylarında su tüketimi artan Karasu ve Kocaali ilçelerine yeni içme suyu kaynakları kazandırılması planlanıyor.

ACİL EYLEM PLANI 

Öte yandan, kuraklık tehdidi altındaki göllerde su seviyesinin düşmesiyle birlikte su kalitesi bozulmaları, sazlık alan kayıpları ve ekosistem tahribatının önüne geçmek amacıyla Tarım ve Orman Bakanlığı da harekete geçti. Bakanlık tarafından Sapanca Gölü’nün de aralarında bulunduğu göller için hazırlanan acil eylem planında; sulama sistemlerinin modernizasyonu, yeraltı suyu kullanımının kontrol altına alınması, havzalar arası su transferleri, şebeke kayıplarının azaltılması, atık suların yeniden kullanımı ve su verimliliği projelerinin hayata geçirilmesi gibi önlemler yer alıyor.