Saymaz, üniversitelilerle buluştu

Gazeteci-yazar İsmail Saymaz, Ege Üniversitesi İletişim Fakültesi tarafından düzenlenen “Araştırmacı Gazetecilik” başlıklı söyleşide öğrencilerle bir araya geldi


  • Oluşturulma Tarihi : 11.03.2016 08:38
  • Güncelleme Tarihi : 11.03.2016 08:38
  • Kaynak : HABER MERKEZİ
Saymaz, üniversitelilerle buluştu

E. ÇAĞLA GENİŞ

İnsan hakları ve düşünce özgürlüğü üzerine haber yapan ve kitaplar yazan gazeteci-yazar İsmail Saymaz, İzmir’de üniversitelilerle buluştu. Ege Üniversitesi İletişim Fakültesi Konferans Salonu’nda gerçekleşen “Araştırmacı Gazetecilik” başlıklı söyleşide genç gazeteci adaylarıyla mesleki tecrübelerini paylaşan Saymaz, Türkiye’de gazetecilik tarihini ve dünden bugüne gazetecilerin karşılaşmış olduğu zorlukları anlattı. Saymaz, Osmanlı’dan Cumhuriyet’e geçiş döneminde gazetecilik alanında önemli çalışmalara imza atmış olan Zekeriya-Sabiha Sertel ve Sabahattin Ali gibi isimlerin meslek yaşantılarından örnekler verdi. Gazetecinin birey, devlet ve toplum arası ilişkide bulunduğu konumdan ötürü yüklendiği sorumluluklara değinen Saymaz, ülkemizde araştırmacı gazetecilik dendiğinde Uğur Mumcu’nun akla gelen ilk isim olduğunu vurguladı.

“GAZETECİ ELEŞTİREL OLMALIDIR”

Gazetecilerin ilişkili olduğu haber kaynaklarına karşı eleştirel olması ve insan haklarını savunması gerektiğini belirten Saymaz, “Gazetecilik tüm zorluklara rağmen yapılmaya devam etmektedir. Bir aile neden çocuğuna gazeteci ol desin? Bir anne çocuğuna Uğur Mumcu veya Nedim Şener ol diyebilir mi? Diyemez, çünkü iyi gazeteciler ya öldürülmüştür ya da ağır bedeller ödetilerek hapse altmıştır. Her zaman yoğun bir bedel ödemeyi gerektiren bir meslektir gazetecilik. Gazeteciye verilen sorumluk kendisinin ilişkili olduğu haber kaynaklarına karşı eleştirel olmasıdır. Temelde beklenen budur; muhalif olmak değil. Gazeteci demokrasiden taraf olmalı ve insan haklarını savunmak zorundadır. Halk adına, emekçiler adına soru sormanın keyfi hiçbir mesleki pozisyonda yoktur” dedi.

“BENİM DERDİM GERÇEKLİĞİ ANLATMAK”

Gazetecinin görevinin gerçekliği tüm çıplaklığıyla anlatmak olduğunun altını çizen Saymaz, gazetecilerin kendini bir siyasi kanaat önderi olarak görmesinin gazetecilik mesleğini tahrip ettiğini savundu. Gazeteciliğin bir hakikat meselesi olduğunu vurgulayan Saymaz,“Benim derdim gerçekliği anlatmak. Haberi öykülemek veya dramatize etmek değil. Önemli olan sıradan insanların sıra dışı hikayelerini yazmak. Gazetecilik gövde gösterisi ve kahramanlık mesleği değildir. İşimin gerektirdiği ilkeler neyse ona göre işimi yapıyorum. Benden önce açılmış yol güzergahı neyse onu takip ediyorum. Doğrular sizi nereye götürüyorsa onun peşine takılmaktır gazetecilik. Sadece doğruyu öğrenmeyi bekleyen topluma karşı o sorumluluğu hissederseniz, bu sizi işinizi doğru yapıyor olmanın ferahlığıyla tanıştırır. Bu kimliği taşımak istiyorsanız, bir işçinin ölme payında olduğu kadar gazetecilikte de yapacağınız doğru işe karşın alacağınız bir risk var. Bir cesaret meselesi değil hakikat meselesi. Gazetecinin kendini bir siyasi kanaat önderi olarak görmesi gazeteciliğin tahrip edilmesinin önünü açıyor. Haber yapmaktan çıkıp tutum almış oluyorsunuz. Biz siyasi kanaat önderi değiliz. Örgütlülük bakımından bir yaklaşımdan uzak durmalıyız. İnsan haklarından yana tutum almalıyız” ifadelerini kullandı.

Haber Merkezi