Akademik ve sosyal eğitim iç içe

Buca Cengiz Sani İlkokulu Müdürü Metin Saydam okullarında her çocuğun geliştirdiği yetenekleri en iyi şekilde ifade edebilmesini sağlamak için çalıştıklarını belirterek akademik ve sosyal eğitimi iç içe verdiklerini söyledi


  • Oluşturulma Tarihi : 11.03.2016 08:20
  • Güncelleme Tarihi : 11.03.2016 08:20
  • Kaynak : HABER MERKEZİ
Akademik ve sosyal eğitim iç içe

NİLGÜN TAZE

2009 yılında hayırsever Cengiz Sani tarafından yaptırılan Buca Cengiz Sani İlkokulu okul öncesi ve özel eğitim sınıfları dahil olmak üzere 750 öğrenciye eğitim veriyor.

28 şube sınıf, 4 şube özel eğitim ve 6 şubede okul öncesi eğitim veren okulda toplam 50 öğretmen görev yapıyor. En kalabalık sınıfı 26 kişi olan okulun yeni olması ise veliler tarafından tercih elden bir okul olmasını sağlıyor.

Sabah ve öğlen olmak üzere ikili eğitim verdiklerini söyleyen Buca Cengiz Sani İlkokulu Müdürü MetinSaydam Okullarda Başarıyı Artırma (OBAP) kapsamında yürütülen ‘Değerler’ eğitiminin şimdiden büyük değişimlere yol açtığını belirtti.

Saydam, “Trafikte birbirimize karşı saygısız olmamamızdan savaşların çıkmasına kadar her çatışmanın altında insanı insan yapan evrensel ilkelerin yokluğu yatıyor. Sevgi, saygı, karşımızdakini anlamak ve onun anlayışını saygı göstermek anlamında olan hoşgörü, çalışkanlık gibi ilkelerin küçük yaşlarda çocuklarımıza kazandırılması iyi bir çalışma. Şuan bu çalışmayla ilgili velilerimizi bilgilendirmek üzere metinler hazırlıyoruz” açıklamasını yaptı.

KARMA VELİ PORTFÖYÜ

Okullar Hayat Olsun Projesi kapsamında yer alan bir okul olduklarını söyleyen Saydam, satranç, drama, basketbol, voleybol, halk oyunları ve dans kursları verdiklerini ifade ederek şöyle konuştu: “Özel eğitim sınıflarımızda bu proje kapsamında seramik ve müzik ritim çalışmaları yapılıyor. Velilerimize yönelik aile eğitimi seminerleri de devam ediyor. Eğitim öğretim dönemi başında açtığımız iki kursumuz sona erdi. Mayıs ayı itibarı ile yenileri açılacak. Halk Eğitim Müdürlüğü’nün ve bizim görevlendirdiğimiz iki öğretmenlerimiz 3-6, 6-11 yaş aralığındaki çocuklarımızın annelerine eğitim vermeye devam edecek. Karabağlar sınırında olduğumuz için sanayi bölgesi de bizim alanımıza giriyor. Akıncılar ve Seyhan mahallelerinden gelen çocuklarımız var. Fırat Mahallesi’ni de sayarak 6 farklı kesimden öğrenci profilimizin olduğunu söyleyebilirim. 30 tene Suriyeli öğrencimizin olduğunu da göz önüne alırsak oldukça karma bir yapıya sahip olduğumuz ortaya çıkıyor. Çocukları ile yakından ilgilenen aileler olduğu gibi çocuklarına karşı sorumluluklarını yerine getirmeyen ailelere de sahibiz.”

İZMİR İLK SIRALARDA

İzmir’in boşanma sıralamasında ilk sıralarda yer almasının çocukları olumsuz etkilediğini ve sınıf öğretmenlerinin ihtiyacı olduğunu düşündüğü çocukları rehberlik servisine naklettiğini belirten Saydam, rehber öğretmenlerin aileler ile görüşmeler yaparak çocuklarına bu süreçte nasıl yardımcı olabileceklerini anlattıklarını belirtti.

Saydam, “Boşanmış aileleri bir araya getirmiyoruz çünkü bu onların kendilerini fişlenmiş gibi hissetmelerine neden olabilir. Birebir yapılan görüşmeler daha verimli oluyor” dedi. Çocukların her ortama rahatlıkla girebilmelerini sağlamak amacıyla sosyal etkinliklere ağırlık verdiklerini söyleyen Saydam şu ifadeleri kullandı: “Her hafta sinema ve tiyatro etkinlikleri yapıyoruz. Gidilebilecek her kuruma izin alarak ziyaretlerde bulunarak çocuklarımızın İzmir’de bulunan her olumlu ortam hakkında fikir sahibi olmasını sağlıyoruz. Türk Koleji’nin ‘Gezegen Evi’, Doğal Yaşam Parkı, tiyatrolar, Atatürk Evi’, Çocuk Müzesi, sergiler olmak üzere daha birçok kuruma öğrencilerimizi götürüyoruz. Bu gezilerin onların gelişiminde çok önemli olduğunun ve bakış açılarını geliştireceğinin farkındayız.”

AKADEMİK VE SOSYAL EĞİTİM İÇ İÇE

Sende sonlarında düzenlenen gösterileri her sınıfın kendi başına gerçekleştirdiği bilgisini veren Saydam, dans, drama, oyun çalışmalarının bugüne kadar çok başarılı olduğunu söyleyerek, “Satranç takımındaki çocuklarımız il bazındaki yarışma ve turnuvalara katılıyorlar. Ben şuna canı gönülden inanıyorum. Akademik eğitimleri biz eğitmenler olarak çok rahatlıkla verebiliriz. Bizim için asıl olan ise çocuğumuzun geliştirmeyi seçtiği yeteneklerini bir topluluk önüne çıkıp ifade edebilmesi. Bunun içinde hazırladığımız gösterilerde istinasız her çocuğumuza aktif olarak görev vererek katılımcı olmasını sağlıyoruz. Bilimsel eğitimlerle sporsal eğitimlerin aynı anda götürülmesinin mutlu insanlar oluşturduğunun farkındayız. Tüm eğitimcilerimize sizin kanalınızla gösterdikleri özverili performanstan dolayı teşekkür ediyorum” ifadelerini kullandı.

Baba ben buradayım

Hiç kuşkusuz herkesin hayatının her döneminde “baba figürü” çok anlamlı bir noktaya denk gelir. Çünkü her çocuk için “baba” güvenle eş değerdedir. Özellikle kız çocukları için babaları birer kahramandır. Cinsiyet ayırt etmeksizin her çocuğun üzerinde babanın sosyal, fiziksel ve duygusal etkileri vardır. Sağlıklı bir cinsel kimlik oluşturabilmek, etkili iletişim kurabilmek, kendini doğru ve etkili ifade edebilmek, içgüdülerini kontrol edebilmek ve sosyal adaptasyonda başarıyı yakalayabilmek, kısacası bireyselleşebilmek çocuğun baba ile olan ilişkisiyle doğru orantılıdır. Baba ile ilişkilerinde sorunlar yaşayan, baba’nın yokluğu ya da kaybında, çocuklar ya çekingen ya da saldırgan davranışlar gösterirler. Çekingen bir çocuk sosyal açıdan gelişemez, içine kapanıktır. Bu yönde gelişemediği için ilişkilerinde ürkek ve mesafelidir çünkü çoğu zaman korkuları ve güven eksikliği vardır. Aile içinde belli bir otorite kurulamamışsa da saldırganlık ve davranış problemleri görülür. Otoritenin olmadığı ortamlarda çocuklar davranışlarını kontrol altında tutamaz. Yaşamlarındaki bu boşluk ve ne yapacağını bilememe hissi ile çocuklar daha çok yalan’a yönelebilir, dikkatleri dağılır ve çoğu zaman akademik açıdan başarısızda olabilirler. Özellikle annenin de olumsuz tutumları varsa, bu davranışlarda artış görülür.

Babanın ne yapması gerekir?

1. Sağlıklı bir baba-çocuk ilişkisi için babanın çocuğu saygıyla dinlemesi, anlamaya çalışması ve onunla ilgilenmesi gerekir.
2. Çocuğun ruhsal açıdan büyümesine müsaade etmelidir. İleriki yıllarda problem yaşamamaları için gerektiğinde sorumluluk vermelidir. Bir işin sorumluluğunu aldıklarında da çocuğu takdir etmelidir.
3. Sorumluluk verirken olası sonuçlarını anlatmalı, bunları yerine getirdiği takdirde de isteklerine izin vermelidir.
4. Çocuğun sorumluluklarını tek başına üstlenmemeli, anneyle paylaşmalıdır.
5. Korkuya dayalı bir ilişki kurmamalıdır. Aksi takdirde çocuk yalan söyleme davranışına daha çok sığınacaktır. Çocuk hata yaptığında, yaptığının yanlış olduğunu bildiği için çekinmelidir.
6. Kurallarından feragat etmemelidir. Özellikle küçük yaş çocuklarının sınırlarını bilmemeleri açısından yönlendirilmeye ve tutarlı kurallara ihtiyaçları vardır. 
7. Çocukla (özellikle erkek çocuklarıyla) nitelikli zaman geçirmelidir. Kız çocuklarla ayrı, erkek çocuklarıyla ayrı zaman geçirmelidir.
8. Fiziksel ve duygusal şiddetten kaçınmalıdır. (dayak, küfür, hakaret vs.)
9. Çocuğun her istediğini yapmamalıdır. Her istediği yapılan çocuk doyumsuzlaşır ve zamanla hiçbir şeyden memnun olmamaya başlar.
10. Çocukla arkadaş olmamalıdır. Çocuğa arkadaşça bir tavır sergileyebilir ama çocuk, cinsiyet, yaş ayırt etmeksizin bir babaya ihtiyaç duyar.
11. Çocuklarını kıyaslamamalıdır. Çocuğun gelişimine katkıda bulunmak için, onlardaki farklı yönlerinin farkında olup, geliştirmeleri için destek vermelidir.
12. Çocukla inatlaşmamalıdır. Özellikle 2 yaş döneminde öfke çocukların kontrol edebileceği düzeyde değildir. Daha sonraki yıllarda, inatlaşmalarda çocuk kendini ispat etmek için yanlış davranışlar içerisine girebilir. (evden kaçma, okula gitmeme, madde kullanımı vs.)

Yalnız anneler ne yapabilir?

1. Anneler, babanın yokluğunda babanın neden evde olmadığını net ve çocuğun anlayabileceği bir dille açıklamalıdır.
2. Eğer baba hayatta değilse, çocuğun baba ile ilgili soruları cevapsız bırakılmamalıdır.
3. Eşler boşanmışsa ve yine çocuğun soruları varsa mutlaka cevaplanmalıdır. Baba ile ilgili olumsuz düşünceler çocuklara asla yansıtılmamalı, baba’nın olumlu yönleri aktarılmalıdır.
4. Çocuk hiçbir zaman anne-baba arasında aracı olmamalıdır.
5. Evde mutlaka disiplinli bir ortam sağlanmalıdır.
6. Çocuğun cinsiyeti gözetilmeksizin mutlaka evde yaşına uygun sorumluluklar verilmelidir.
7. Çocukları önce dinlemek ve anlamak gerekir.
8. Çocukların cinsel kimliklerinin oluştuğu dönemde soruları varsa doğru, açık ve net cevaplanmalıdır.
9. Babanın yokluğunda, özellikle erkek çocuklarının olumlu yönden özdeşim kurabileceği dayı, amca vs. gibi aile içinden bir büyüğüyle vakit geçirmesi sağlanmalıdır.
10. Çocuk mümkün olduğunca özgüven geliştirici aktivitelere yönlendirilmelidir. 

Babanın çocuk gelişimine etkisi nedir?

Bebek ile baba ilişkileri konusundaki kısıtlı sayıda çalışmaya göre, bebekler yaşamlarının ilk yıl ortalarında anne babadan her ikisiyle de bağlılık kurarlar. Bu, bebeğe özellikle annenin baktığı ve babanın bebekle daha az beraber olabildiği durumlar için söz konusudur. Babasız erkek bebekler gelişim testinde daha düşük puan almış, daha az sosyal tepkide bulunmuşlardır. Başka bir araştırmada baba yokluğunun çocukların davranışını doğrudan doğruya etkilemekle kalmayıp annenin çocuklarına aşırı düşkün veya aşırı koruyucu hale gelmesiyle de etkilediğini göstermiştir. Yine bu etki erkek çocuklarında daha belirgin bulunmuştur. Baba ile yakın ilişki içinde olan çocukların psikolojik olarak daha uyumlu olduğu, benlik saygılarının daha yüksek olduğu, okulda daha iyi bir işlevsellik gösterdiği, daha az antisosyal davranışlar sergiledikleri ve ikili ilişkilerde daha başarılı oldukları ortaya konmuştur (Fluori ve Buchanan, 2003). Öte yandan, çocuklarının anneleriyle daha iyi ilişki kuran babaların çocuklarıyla da daha yakın ilişki içinde olabildikleri gözlenmiştir.Yakın zamanda, psikiyatri kliniğinde değerlendirilen 1-3 yaş çocuklarla Karabekiroğlu ve ark. (2006) tarafından yapılan bir araştırmaya göre, babalarında görüşme sırasında depresyon olan çocuklardan sadece erkeklerin dışa yönelim puanları (sinirlilik, dürtü kontrol sorunları, vb.) anlamlı olarak daha yüksek bulunmuştur. 

Haber Merkezi