Sayfa Yükleniyor...
“İzmir’de kaç enfekte var, kaç insan hayatını kaybetti? Hangi bölgelerde yoğunluk var” diyen CHP’li Vekil Bakan, İzmir’de oluşturulan Pandemi Kurulu’nun iki haftadır toplanmadığının altını çizdi
NURETTİN BAKİ-ÖZEL HABER
Korona salgını bütün dünyada olduğu gibi ülkemizde de can almaya devam ediyor. Türkiye’de İstanbul, salgının kırmızı noktası haline gelirken, bu kenti İzmir takip ediyor. Zira İzmir’de de vaka sayısı binleri aşmış durumda. İzmir’de yaşanan bu salgın yayılımıyla ilgili Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) İzmir Milletvekili Murat Bakan değerlendirmelerde bulundu. Kendisini evde izole ederek çalışmalarını yürüten CHP’li vekil, “Evde izoleyim ama bu çalışmalarımı engellemedi. Evde yazıyorum, okuyorum, kampanyalar düzenliyorum. Bu şekilde topluma örnek oluyoruz” dedi. Merkezi iktidarın bilgi kanallarının etkin kullanması ve şeffaflığıyla ilgili pek çok şüphe olduğunun altını çizen Bakan, İzmir verilerinin tıpkı Türkiye’nin verileri gibi belirsiz ve yetersiz olduğunu vurguladı. İzmir’de oluşturulan pandemi kurulunun iki haftadır toplanmadığını da belirten Bakan, “İzmir’de kaç enfekte var, kaç insan hayatını kaybetti? Hangi bölgelerde yoğunluk var? Bunları bilmeli, tedbirlerimizi buna göre almalıyız” diye konuştu.
ŞÜPHE VAR!
Salgının Türkiye’ye geç girmesinin avantaja dönüştürülmediğini aktaran Bakan, şeffaflıkla ilgili pek çok şüphenin olduğuna dikkat çekti. Bakan, “Merkezi iktidarın bilgi kanallarını etkin kullanmasıyla ve şeffaflığıyla ilgili pek çok şüphe var. Türkiye’ye geç girdiğini düşündüğümüz Kovid-19’un merkezi iktidarın alınacak tedbirlerde gecikmesi sebebi ile yayılma grafiği diğer ülkelerden farklı olmadı. Dolayısıyla virüsün geç girmesi bizim için bir teselli dahi değil. Şu an biz İzmir olarak İstanbul’un hemen arkasından virüsten en çok etkilenen kentiz. Ancak bu konuda yeterli, açıklayıcı veya tatmin edici bir bilgiye sahip değiliz. Sağlık Bakanı ise yapılan test sayısını ve ölümleri açıklıyor. Buna göre Türkiye’de günde uygulanan test sayısı sadece New York’ta yapılan test sayısı kadar. Ayrıca birkaç gün önce bakan Koca, basın mensuplarına kentlerdeki vaka sayılarını bir haritayla dağıttı. Ancak o kadar sistemsiz çalışılmış ki, basit bir haritalama yöntemiyle yapılmış görsellerdeki renklerin neyi temsil ettiğini dahi ertesi gün belirttiler. Basın mensupları ellerindeki görselleri sırf bu yüzden haberleştiremediler” diye konuştu.
İZMİR’İN VERİLERİ DE BELİRSİZ!
İzmir’deki verilerin belirsiz ve yetersiz olduğuna vurgu yapan CHP’li Vekil, “İzmir’in verileri de aynı Türkiye verileri gibi belirsiz, yetersiz halbuki gerçek her türlü şüpheden uzak, tatmin edici olmalı. Bilgiyi halkla paylaşmak virüsün yayılma hızına karşı halkın ortak mücadele etmesini ve farkındalığını artırmak için en büyük silah. Halka gerçeği söylediğinizde sorunun çözümünün bir parçası yapıyorsunuz. Aksi takdirde ise devlet ‘ben bu sorunu çözerim’ diyor. Bu hem korkuyu ve endişeyi artıran hem de devletin otoriterleşmesine fırsat veren bir durum. İzmir’de kaç enfekte var, kaç insan hayatını kaybetti? Hangi bölgelerde yoğunluk var? Bunları bilmeli, tedbirlerimizi buna göre almalıyız” ifadelerine yer verdi.
İZMİR PANDEMİ KURULU TOPLANMIYOR
İzmir’de kurulan Pandemi Kurulu’nun iki haftadır toplanmadığını söyleyen Bakan, kurulun olması gerektiği gibi oluşturulmadığını da sözlerine ekledi. Bakan, “İzmir’de oluşturulan Pandemi Kurulu iki haftadır toplanmıyor. Gerçi kurul da aslında olması gerektiği gibi teşkil edilmedi. İçinde İzmir Tabip Odası yok, bu işten en çok etkilenen işçileri temsilen sendikalar yok, bulaşma riskinin en yüksek olduğu sağlık çalışanlarından olan İzmir Eczacı Odası yok. Buna rağmen virüsün yayılmasının pik yaptığı dönemde merkezi iktidarın ve Cumhurbaşkanı’nın açıklamaları dışında İzmir’den bir ses çıkmıyor. Tek tesellimiz Türkiye’de yerel yönetimler içerisinde de aldığı kararlarla bir adım öne çıkan İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin varlığı” şeklinde konuştu.
BÜYÜKŞEHİR DOĞRU ADIMLAR ATTI
Sürecin başından beri İzmir Büyükşehir Belediyesinin doğru adımlar attığını belirten Bakan, Başkan Tunç Soyer’in bilinçli şekilde yaptığı en önemli çalışmanın ön sıradakilerin ellerini arka sıradakilere, yani dar gelirlilere uzatması olduğunu vurguladı. Vekil olarak yaptıkları çalışmaları hakkında da kısa bilgiler veren Bakan, “İzmir Büyükşehir Belediyesi sürecin başından beri çok doğru adımlar attı. Bu adımlar kentin tamamını kapsayan ve hayatı kuşatıcı adımlardı. Tunç Soyer’in bilinçli şekilde yaptığı en önemli şey ön sıradakilerin ellerini arka sıradakilere, yani dar gelirlilere uzatmasını sağlamaktı. Yapılan erzak bağış kampanyalarının muhteviyatı ise bunu gözler önüne serdi. Biz de hem milletvekilleri olarak İzmir İl Başkanlığı öncülüğünde bir erzak bağış kampanyası başlattık; hem de referandumdan bu yana her seçimde birlikte çalıştığım köylere birlikte kütüphaneler kurduğumuz kadın arkadaşlarımla birlikte. Bu çalışmalar büyük bir talep gördü ve kendimiz satın aldığımız erzak kolilerini koordinasyonu sağlamak ve ihtiyaç sahiplerine dağıtmak için İzmir Büyükşehir Belediyesine teslim ediyoruz. Bunun bizim için anlamı şu: Kent bir bütünlük arz eder, kent bir uygarlık biçimidir; dayanışmayı yükseltmeniz gereken yerdir. Zira insanlığın en iyi şekilde organize olduğu yerler kentler. İzmir’de de bunu her kritik dönemde yaşatmak kentlilerin görevidir. Bu yüzden arkadaşlarımızın yaptığı çalışmayı değerli buluyorum” ifadelerini kullandı.
TOPLUMA ÖRNEK OLUYORUZ
Kendisini evde izole ederek çalışmalarını yürüten CHP’li Vekil, “Yazıyorum, okuyorum, kampanyalara düzenliyorum” dedi. Yaptıklarıyla topluma örnek olduklarını söyleyen Bakan, “Yardımlaşma değerli ama izole şekilde bunu yapabilmek de değerli. Kentin vekili olarak Meclis ofisimizde çalışan arkadaşları evlerine gönderdim. Şu anda evden çalışıyoruz, gün içinde sıklıkla iletişim kuruyoruz. Kendim de evde izoleyim. Ancak teknolojinin imkanlarından yararlanarak toplumsal kesimlerle temas kurmaya devam ediyorum. Yazıyorum, okuyorum, kampanyalar düzenliyorum. İzmir bu konuda gelişkin, gelişkin olduğu için de şanslı bir kent. Bizim bulunduğumuz toplumsal pozisyon gereği bu şansı dar gelirli toplumsal kesimlere de götürmeyi savunmamız gerekiyor. Aynı zamanda teknolojik imkanların kullanılması açısından partimizin pozisyonu da değerli. Biz 21. yüzyılı okuyan çağdaş sosyal demokrat bir parti olarak ‘online kalmaya’ özen gösteriyoruz. Bakın, geçtiğimiz günlerde Büyükşehir Belediye Başkanımız Tunç Soyer ve İzmir il başkanlığımız ile birlikte online toplantılar düzenledik. İl ve ilçe yönetimlerimiz toplantılarını online yapıyor. Benzer bir şekilde bütün kentlerde online görüşmelere geçtik. Bu doğrultuda topluma örnek olduğumuzu düşünüyorum” diye konuştu.
Haber Merkezi