Sevginin dili başkadır

Pasaport İskelesini kullanan İzmirliler yolcu koltuklarının keyfini çıkaran kedilere sevgilerini, vapurlarını ayakta bekleyerek gösteriyor


  • Oluşturulma Tarihi : 10.08.2015 07:40
  • Güncelleme Tarihi : 10.08.2015 07:40
  • Kaynak : HABER MERKEZİ
Sevginin dili başkadır haberinin görseli
Sevginin dili başkadır haberinin görseli

NİLGÜN TAZE

Birçok insanın her gün özellikle işe gidiş ve dönüş saatlerinde Pasaport İskele’de karşılaştığı manzara görenlere insanlık ölmemiş dedirtiyor. Başta Kantar Polis Karakolu polisleri olmak üzere çantalarında yiyecek taşıyarak dolaşan hayvanseverler tarafından beslenen ve korunan kedi ve köpekler kendilerine verilen sevginin karşılığı olarak iskeleden ayrılmıyor. İzmirlilerin sadece hayvanlara yaklaşımında değil birçok konuda da diğer illere göre kıyaslandığında daha nazik ve bilinçli hareket ettiğini söyleyen vatandaşlar, İzmirlinin her yerde kendi farkını ortaya koyduğunu belirtti.  İzmir’in dünyanın en güzel şehirlerinden biri olduğunu ve İzmir’de yaşamaktan büyük mutluluk duyduğunu söyleyen Serhat Kömürcü, şehir dışına çıktığında İzmir’de gördüğü nezaketi başka şehirlerde göremediğini belirterek, “İzmir insanının diğer canlılara yaklaşımı karşısındaki canlıyı anlama gücü daha fazla olduğu için daha sıcak. Maalesef insan neslinin çoğu kendinden farklı özelliklere sahip olan canlılara hak ettikleri sağlıklı ve güvende yaşama hakkını vermiyor. Pasaport İskele’de bu yaklaşımın tam tersine şahit olmak çok güzel. Kedi ve köpeklerin bu kadar sağlıklı ve keyifli olmalarının nedeni bence burada görev yapan Kantar Polis Karakolu çalışanlarının tutumundan kaynaklanıyor. Bunu bilincin yükselmesi ile ilgili bir durum olarak niteliyorum. Bence insanın bilinci artıkça sevgisi de artıyor ve etrafına karşı daha şefkatli ve duyarlı hale geliyor. İzmir’de diğer illerde görmediğim başka bir davranış şekli ise erkek kadın ayırımı yapmadan bazı sürücülerin durarak yayalara yol vermesi. Bu da bence burada şahit olduğumuz manzaraya eş bir davranış. Özellikle Metro, İZBAN ve otobüs gibi toplu taşım araçlarında yaşlı, hamile ve çocuklu bayanlara hala yer verilmesi de çok nazik davranışlar arasında. Dilerim bu tür insani davranışlar aramızda daha yaygın hale gelir” dedi.

“HAYVANLARI SEVEMEYEN İNSANLARI SEVEMEZ”

İçinde hayvan sevgisi olmayan insanların insanlara da şefkat gösteremeyeceğini belirten Gülay Kurnaz, İzmir halkının diğer illerle kıyaslandığında daha sevgi dolu olduğunu gözlemlediğini ifade ederek, “Burada birçok kişi kedileri yattıkları yerden kaldırıp kendisi oturmak yerine ayakta durmayı tercih ediyor. Bununla da yetinmeyen hayvanseverler kedi ve köpeklerin başını okşayarak içlerindeki sevgiyi onlara yansıtıyorlar.  Bence bu çok hoş bir davranış. Özellikle insanların birbirine karşı olan hoşgörüsünün eskiyle kıyaslandığında azaldığı günümüzde bu tür hislerin hala varlığını sürdürmesi çok umut verici. Benim kardeşim öyle çok seviyor ki canlıları,  yaralı bir tane hayvan gördüğü zaman asla duyarsız kalamaz. Onu alır veterinere götürür ve tedavisi bitene kadar gözetimi altında tutar. Bizler zaten evlerimizde kedi köpek besleyen insanlarız. Bu tamamen sevgi meselesi. Bazı insanlar sevgisini bazıları da içlerindeki vahşeti sergiliyor. Her gün televizyonlardan izlediğimiz hayvanlara yönelik işkencelerin nasıl bir açıklaması olabilir.  Kahroluyoruz ancak elimizden gelen hiçbir şey olmuyor. Toplu taşım araçlarındaki nezaket kurallarını bugün ile kıyasladığımda maalesef iyiye doğru bir dönüşüm göremiyorum. Önceden gençler yaşlılara daha çok yer verirlerdi. Ancak şimdilerde özellikle yeni nesil kesinlikle yer vermiyor. Bunun altında anne ve babaların verdiği eğitimin yattığını gözlemliyorum. Genç anne ve babalar daha korumacılar ve adeta çocuklarını cam fanus içinde yetiştiriyorlar. Bu da çocukları hayata karşı tutumlarında daha duyarsız ve tatminsiz bir hale getiriyor” açıklamasını yaptı.

“HERŞEY BİLİNÇLE İLGİLİ”

Türkiye’nin bazı kesimlerinde kedi köpeğe dokunmanın dahi günah sayıldığı günümüzde canlılara karşı gösterilen sevgisizliğin nedenlerinin açık olduğunu ve önemli olanın insanın bakış açısını değiştirmesi olduğunu söyleyen Barış Güler, “Çeşitli hastalıklar geçirmiş, tüyleri dökülmüş ya da sıcakta aç susuz dolaşan hayvanlarımıza belediyenin daha fazla bütçe ayırması gerektiğini düşünüyorum.  Bu hayvanlarımız düzenli olarak tıpkı biz insanlar gibi sağlık kontrolünden geçmeli. Pasaport İskelede gördüğümüz bu manzara ise memnuniyet verici. Kediler koltuklara yatmışlar ama insanlar onları kaldırıp kendileri oturmak yerine ayakta beklemeyi tercih ediyorlar. Eminim iş çıkış zamanı olduğu için çoğu insan yorgundur. Buna rağmen bu nezaketin sergilenmesi İzmirlinin farkı olsa gerek. Burada hayatta kalmaya çalışan can dostlarımızı korumak hepimizin görevi” ifadelerini kullandı.