- Gündem
- 23.05.2025 09:52
21 yıldır Serebral Palsi; yani beyin felciyle mücadele eden İzmirli Ezgi Sahillioğlu, dansla engelleri aşıyor, herkese ‘hayat, her koşulda yaşamaya değer’ mesajı veriyor
Prematüre bir bebek olarak bin 200 gram ağırlığında dünyaya gelen Yaşar Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü mezunu Ezgi Sahillioğlu’na, doğum sırasında beyninde hasar meydana geldiği anlaşılarak 2 yaşında Serebral Palsi; yani beyin felci teşhisi konuldu. Vücudun hareket ve duruşunda kalıcı bozukluğa yol açan rahatsızlık nedeniyle üç büyük ameliyat ve yıllarca fizik tedavisi gören Sahillioğlu, bu süreçte ailesinden büyük destek gördüğünü kaydetti. 3 yıl önce ise yoğun kas ağrıları yaşadığı bir dönemde başladığı zumba dansında büyük bir azimle ilerleyerek güzel işler çıkartan, hatta ünlü şarkıcı Shakira’nın dans eğitmeni Beto Perez ile aynı sahneye çıkmayı bile başaran Sahillioğlu, eğitmende oldu.
“Kendimi yıllar öncesine göre çok daha öz güvenli ve cesur hissediyorum” diyen İzmirli Ezgi Sahillioğlu, ‘herkese ise hayat, her koşulda yaşamaya değer’ mesajı verdi. Sahillioğlu, “6 yıl önce fizik tedavi sürecim tamamlandığı için ağrılarım tekrar nüksetmesin diye annemin ısrarları üzerine bir spor salonuna kayıt oldum. Orada gözüm sürekli zumba derslerine takılıyordu. Bir gün denemek için derse katıldım ama dersten ağlayarak çıktım. Ancak eğitmen beni ikna ederek derse bir zaman sonra tekrar girmemi sağladı. İlk başlarda elbette çok zordu ancak saatlerimi çalışmak için harcayınca sonunda iyi bir seviyeye gelebildim. Artık lisanslı zumba eğitmeniyim. Kendimi yıllar öncesine göre çok daha öz güvenli ve cesur hissediyorum” dedi.
DAVET ALIYOR
Hikayesini anlatmak üzere Türkiye’nin önde gelen firmalarının yanı sıra çeşitli yardım kuruluşlarından davet alan Sahillioğlu, sosyal medya hesapları üzerinden yaptığı paylaşımlarla da dikkat çekiyor. Pek çok SP’li bireye ilham veren Sahillioğlu amacını ve hedeflerini şöyle anlattı: “Özellikle son 2 yıldır birçok kuruluştan konuşmacı olarak davet aldım. Bir yandan da zumba ve Latin dans etkinliklerine katılmaya devam ediyorum. Davetlerde, genellikle çocukluğumdan başlayarak hayat hikayemi, yaşadığım zorlukları ve aktivitelerimi anlatıyorum. İnsanlara ‘ne olursa olsun hayatın yaşanmaya değer olduğu ve farklılıklara rağmen insanları olduğu gibi kabul etmemiz gerektiği’ mesajını vermeye çalışıyorum. Bu davetlerden sonra pek çok kişi benimle iletişim halinde oluyor. Sosyal medya hesabımı ise ilk başta günümüzden geri kalmamak adına açmıştım; fakat zaman geçtikçe daha çok kişiye ulaşmam gerektiğini düşündüm ve hesabımı herkese açık bir blog sayfasına dönüştürdüm. Bu süreçte birebir tanıştığım aileler ve kurduğum güzel dostluklar oldu. Onları her zaman dinliyorum, kimi zaman telefonda konuşuyoruz hatta birlikte doktora bile gidiyoruz. Aileler genellikle kafalarındaki soruları cevaplamamı ya da doktor tavsiyesi istiyorlar.” İHA