Stres gün geçtikçe birikiyor: Ülkenin doğusu da batısı da risk altında!

Kuzey Ege çukurunun son 10 yıldaki deprem dağılımını harita ile gösteren Prof.Dr. Hasan Sözbilir, fay segmentleri üzerindeki stresin gün geçtikçe arttığını açıkladı


  • Oluşturulma Tarihi : 02.10.2020 07:23
  • Güncelleme Tarihi : 02.10.2020 07:23
  • Kaynak : HABER MERKEZİ
Stres gün geçtikçe birikiyor: Ülkenin doğusu da batısı da risk altında!

SULTAN GÜMÜŞ / ÖZEL HABER
Ege Denizi’nde son 24 saatte 5.3 büyüklüğündeki ana şok ve çok sayıda artçı şoklar şeklinde meydana gelen depremlerin, Türkiye’den çıkıp Yunanistan’a giren Kuzey Anadolu Fayının en batı segmentlerinde gerçekleştiğini aktaran Dokuz Eylül Üniversitesi (DEÜ) Deprem Araştırma Merkezi Müdürü Prof.Dr. Hasan Sözbilir, ülkenin doğusunda da batısında da yıkıcı depremlerin her an yaşanabileceğinin altını çizdi. Kuzey Ege çukurunun son 10 yıldaki deprem dağılımını harita ile gösteren Sözbilir, fay segmentleri üzerindeki stresin gün geçtikçe arttığını açıkladı. Ulusal Deprem Stratejisi ve Eylem Planı (UDSEP-2023) ile İl Afet Risk Azaltma Planlarının (IRAP) bir an önce tamamlanması gerektiğini dile getiren Sözbilir, olası bir yıkıcı deprem öncesindeki risklerin azaltılmasına dair uygulamalara geçilmesinin hayati derecede önem arz ettiğini duyurdu.



BU FAY TETİKLENEBİLİR!
Sözbilir, konuşmasına şöyle başladı: “Kuzey Ege çukurunda depremler devam ediyor. Göstermiş olduğum şekil son 10 yıldaki deprem dağılımını gösteriyor. Dikkat ederseniz Tekirdağ ile Saroz Körfezi arasındaki bölümde deprem görünmüyor. Burada Ganos Fayı var. Son depremini 1912’de yapmış, bu fay tetiklenebilir.” Ege Denizi’nde meydana gelen depremler hakkında konuşan Sözbilir, “Bu depremler Saros Körfezi’nden itibaren Yunanistan içine devam eden Kuzey Anadolu Fayının atkuyruğu yapısı oluşturacak şekilde uzanan Kuzey Ege çukurundaki faylardan kaynaklanıyor” dedi. Bilindiği gibi, Kuzey Anadolu Fayının son 500 kilometrelik batı kısmı, Marmara Denizi içinde kalan Adalar, Avcılar, Kumburgaz, Tekirdağ, Ganos Fayı ile Saros Fayı ve Yunanistan sınırları içinde kalan Kuzey Ege çukurluğu fayları son yıkıcı depremlerini 1900 yılı öncesinde gerçekleştirmiş, son 100 yılda yıkıcı deprem üretecek şekilde kırılmamıştı. Sadece 2014 yılında meydana gelen 6.5 büyüklüğündeki Saros Depremi çevredeki birçok ilde şiddetli bir şekilde hissedilmişti.



PLANLAR ACİLEN UYGULANMALI  
Sismik boşluk sınıfında değerlendirilen ve ortalama deprem tekrarlama periyotları 250 yıl olan bu fay segmentleri üzerindeki stres birikiminin halen devam ettiğini vurgulayan Prof.Dr. Sözbilir, “Bingöl-Karlıova’dan itibaren Türkiye’yi doğu-batı doğrultusunda kat ederek Kuzey Ege çukuruna kadar devam eden 1500 km uzunluğundaki Kuzey Anadolu Fayının son 500 kilometrelik batı kısmında meydana gelen depremler birbirini tetikleyecek şekilde gelişiyor ve Marmara Denizi içinde kilitli fay niteliğindeki fay segmentleri üzerindeki stresi gün geçtikçe artıyor. Bu nedenle Ulusal Deprem Stratejisi ve Eylem Planı (UDSEP-2023) ile İl Afet Risk Azaltma Planlarının (IRAP) bir an önce tamamlanması ve olası bir yıkıcı deprem öncesindeki risklerin azaltılmasına dair uygulamalara geçilmesi hayati derecede önem arz etmektedir” ifadelerini kullandı.
YETERLİ STRES BİRİKTİ   
“Kuzey Anadolu Fayının en büyük özelliği, 1939 Erzincan Depremi’nden beri doğudan batıya doğru yıkıcı deprem üretecek şekilde sistematik olarak kırılmasıdır” şeklinde cümlelere yer veren Sözbilir, son olarak şunları ekledi: “Fakat bu durum Yedisu segmenti ve Marmara Denizi içindeki fay segmentlerinde gerçekleşmemiştir. Bu durumda fay ya bu iki farklı yerdeki segment üzerinde gerilimi boşaltacak şekilde kırılacak veya yeni bir döngüye girmek üzere Bingöl Karlıova’dan itibaren yeniden kırılmaya başlayacaktır. 1939 Erzincan Depremi’nden 80 yıl geçtiğine göre bu Erzincan segmenti üzerinden yılda 2 santimetrelik kayma hızı düşünüldüğünde 160 santimetrelik bir stresin biriktiği anlaşılmaktadır. Bu da yıkıcı bir deprem üretmek için yeterli bir stresin biriktiğine işaret etmektedir.”
 

Haber Merkezi