Sayfa Yükleniyor...
İklim krizi ile birlikte susuzluk tehlikesinin yaşandığı bu dönemde Ayvalık’ın uzak dağ köyü olan Çamoba Köyü uzun yıllardır susuz bamya üretiyor. Bamya, susuz kalan köyün tek geçim kaynağı oldu
NURETTİN BAKİ-ÖZEL HABER
Bütün dünyada olduğu gibi ülkemizde de etkisini ciddi bir şekilde göstermeye başlayan küresel iklim krizine karşı herkes teyakkuzda. Krizin yaratabileceği en büyük sorun ise tarım ve gıdaya erişim. Öyle ki önümüzdeki yıllarda gıdaya ulaşmak bir kat daha zorlaşacak. Bu kapsamda kuraklığa ve susuzluğa dayanıklı ürünlerin yetiştirilmesi büyük önem taşıyor. Tam da bu noktada Ayvalık’ın Çamoba Köyü susuzluktan dolayı uzun yıllardır susuz bamya üretiyor. İklim krizinin etkisini daha çok gösterdiği bu dönemde ise Çamoba’nın susuz bamyası çok daha değerli hale geldi. Çamoba’da 25 yıldır susuz bamya üretimini yapan Cumhur Bozkurt, “Ürettiğimiz susuz bamya bir tercih değil, zorunluluk. Suyumuz olsa bamyalarımızı sulardık. Çünkü susuz bamyanın tadı her ne kadar daha güzel olsa da sulu bamyaya göre verimi oldukça düşük” dedi.
SUSUZ BAMYA ÜRETİYORUZ!
Bamya yetiştiriciliğinin zor bir iş olduğunu söyleyen üretici Cumhur Bozkurt, susuz bamyayı nasıl yetiştirdiklerini anlattı: “Mayıs ayı gibi havaların ısınmaya başlanmasıyla traktörle bamyalarımızı ekiyoruz. Biraz büyüyünce birinci çapası, on gün sonra ikinci çapası, ikinci on gün sonra üçüncü çapasını yapıyoruz. Bütün bu işlemlerde su yok. Susuz bir şekilde bamya üretiyoruz. Bamya hasadımız haziran ayında başlıyor, Eylül ayında bitiyor. Sabahın erken saatlerinde tarlalara gidiyoruz. Sabah ezanında bamyalarımızı toplamaya başlıyoruz. Çünkü öğle saatlerine kaldığı zaman sıcağın da etkisiyle bamyanın dikenleri ellerimizi, parmaklarımızı deliyor. O yüzden bamyalarımızı sabah ezanındaki serin havada topluyoruz.Bamyaları verimi daha iyi olsun diye bir gün toplayıp, bir gün bekletiyoruz.Köye getirdiğimiz bamyalar burada ayıklanıyor. Küçük bamyalar hallere gönderilirken, büyük bamyalar hayvan yemi olarak ayıklanıyor. Küçük bamyaları ocakçı diye tabir ettiğimiz alıcılara veriyoruz. Onlar da İzmir, İstanbul ve Bursa’daki haller başta olmak üzere Türkiye’nin birçok haline bu bamyalarımızı gönderiyor.”
KÖYÜN GEÇİM BİTKİSİ OLDU!
Yaşadıkları büyük su sorunu nedeniyle susuz bir şekilde üretilen bamyanın bütün köylü için geçim bitkisi haline geldiğini belirten üretici Cumhur Bozkurt, “Herkesin yeni yeni bahsettiği susuzluk ve kuraklığı biz Çamoba Köyü olarak uzun yıllardır yaşıyoruz. Bizim köyümüze hiçbir şekilde su verilmiyor. Ne barajımız var ne de kaynak suyumuz var. Hatta yer altı suyumuzu da tükettik. O yüzden bu susuz bamya bizim köyün geçim bitkisi oldu. Bütün köyün tek işi bu. Biz de elbette isteriz sulu bamya üretmeyi ancak dediğim gibi böyle bir şansımız hiç olmadı” diye konuştu.
BAMYAMIZ TÜRKİYE HALLERİNİ SÜSLÜYOR
Susuz bamyanın tadı güzel olsa da veriminin sulu bamyaya göre çok düşük olduğunu dile getiren Cumhur Bozkurt, susuz bir şekilde ürettikleri bamyalarının Türkiye’nin birçok halini süslediğini vurguladı. Bozkurt şunları söyledi: “Ben bir bamya üreticisi olarak günlük 150 kilo bamya topluyorum. Su olmadığı için Çamoba Köyü olarak susuz bamya üretiyoruz. Su olduğu zaman verim artıyor ama topraklarımızda yeterli derecede su yok. Bu yüzden susuz bamyaya rağbet var. Bu da küresel iklim krizi sonucu oluşan bir üretim biçimi. Susuz bamyanın tadı daha güzel oluyor ama verimi düşük. Sulaması yapıldığında 150 kilo, susuz olduğunda verim 50-75 kiloya kadar düşüyor. Kısacası bamyamızın tadı güzel ama verimi düşük.”
Haber Merkezi