Tarımda kendileri var, isimleri yok!

Dünyanın her yerinde birbirinden başarılı işlere imza atan kadınların en çok emek verdiği sektörlerin başında tarım geliyor. Ülkemizde kadınların tarımın her aşamasında yoğun bir şekilde bulunmalarına rağmen erkeklere göre daha düşük ücretle çalıştırıldıklarını dile getiren TMMOB Ziraat Mühendisleri Odası İzmir Şube 2. Başkanı Banu Erdal, kayıt dışı çalıştırıldığı için kadınların tarıma verdiği emeklerin resmi olarak görünmediğine dikkat çekti.

DÜŞÜK ÜCRETLE ÇALIŞIYORLAR

Kadın tarım işçileri aynı işi yapmalarına karşın erkek tarım işçilerine göre daha düşük ücretlerle çalıştırıldığını belirten Erdal, “Kadınlar emek yoğun işlerde çalıştırılırken inisiyatif gerektiren karar alma mekanizmalarının çoğunda yer alamamaktadır. Tarımda çalışan toplam nüfus yaklaşık olarak 5 milyondur ve bunun neredeyse yarısını kadınlar oluşturmaktadır. Tüm iş kollarının istihdam oranlarına bakıldığında kadın ve erkek çalışanların emek olarak ortak paya sahip oldukları ana sektörün tarım sektörüolduğu görülmektedir. Bu istihdam oranlarına rağmen kadın üreticilerimiz; gerek ücret, gerekse kendi nam ve hesabına çalışan üretici-çiftçiler arasında her alanda emeklerinin karşılığını alamadığını görüyoruz” dedi.

TARIMDA KADIN KAYIT DIŞI!

Kayıt dışı çalışmanın kadınlar arasında yoğun bir şekilde yaşandığına da dikkat çeken Erdal, “Kayıt dışı çalışma veya çalıştırılma kadın çalışanlar arasında yoğun bir şekilde yaşanmaktadır. Yüzde 78 oranında ücretsiz çalışan kadın çiftçi bulunurken ancak yüzde 10 civarında kendi nam ve hesabına üretim yapabilmektedirler. Tarım iş kolundaki kadınlar kendi arazisi ve aile işlerinde çalışmalarına rağmen bu nitelikli emekleri yasal açıdan çoğunlukla görünmez bir haldedir. Çiftçi kadınların emeklerinin yasalara uygun olarak kayıt altına alınması büyük önem taşımaktadır. Hem kendi namına hem de ücretli ya da yevmiyeli çalışan çiftçi kadınların ortalama yüzde 95 oranında kayıt dışında kalması(SGK veya Bağ-Kur kayıtlarının olmaması) bu büyük emeğin göz ardı edilmesi anlamı taşımaktadır. Küçük ve orta büyüklükte emek yoğun işlerde çalışan kadınlar günde 16-17 saat çalışmakta vetüm bunların yanı sıraçocuk-yaşlı bakımı ve günlük ev rutinlerini de üstlenmektedir. Tarım iş kolunda çalışan kadın işveren sayısının yaklaşık iki bin beş yüz (yüzde 0,19 oranında) olması sektörde yok sayılmalarının sayısal bir göstergesidir” ifadelerine yer verdi.

BAĞKUR’A KAYITLARI YAPILMALIDIR!

Kadınların tarımda resmi olarak çalıştığını gösteren kayıtların bir an önce yapılması gerektiğine vurgu yapan Erdal, şunları söyledi: “Kadın çiftçilere özel Bağ-Kur’a kayıt kolaylığı, kooperatifleşme ve yevmiyeli ya da ücretli çalışan kadınların sigortalarına özel pozitif ayrımcılık gibi konularda çalışmaların yapılması, düzenlenmesi, hayata geçirilmesi ve devam ettirilmesi bir an önce sağlanmalıdır.”

KADIN ZİRAAT MÜHENDİSLERİ!

Kadın ziraat mühendislerinin de durumunun farklı olmadığını ifade eden Erdal, “Sektörde yerleşmiş olan düşünce sistemi ve bunun yapısal hale gelmesi ne yazık ki bu mesleğin beyaz yakalı çalışan kadınlarını da olumsuz yönde etkilemektedir. Kadın meslektaşlarımız meslek hayatına henüz başlarken arazi koşullarının zorluğuna dayanıp dayanamayacakları, evliyseler çocuk sahibi olmayı düşünüp düşünmedikleri, köy kahvehaneleri ve benzeri yerlerde bulunup bulunamayacakları gibi sorulara muhatap kalmaktadır. Mesleğini icra eden kadın ziraat mühendislerin işlerindeki başarıları, çalışmalarındaki titizlikleri ve mesleklerine duydukları sevgi ve saygıları bu eril düşünce yapısının eksikliğini gösteren ve vurgulayan en güzel kanıtlardır. Uzun çalışma saatleri, seyahatler, zorlu arazi koşullar ve toplumdaki çeşitli ön yargılar kadın ziraat mühendislerinin mesleğini yapmasına asla engel olamamıştır. Kadın ya da erkek ayırt etmeksizin tarım iş kolunda çalışan tüm ziraat mühendislerinin özverili çalışmaları ve bilimin yol göstericiliğinde hareket etmeleri ile mesleğimizin yükseleceği kaçınılmazdır” diye konuştu.