“Tedbir alıp evde kalmak daha iyi”

ÖZKAN PEKÇALIŞKAN-ÖZEL HABER
Tüm dünyada olduğu gibi Türkiye’de de sağlık çalışanları koronavirüsle mücadelede en ön saflarda yer alıyor. Kimi zaman hastalarını kurtarmak adına kendi hayatlarını dahi riske atan sağlık çalışanların azmi ve mücadelesi tüm insanlığa örnek teşkil ediyor. İnsan hayatının önemini en iyi bilen meslek gruplarının başında gelen sağlık çalışanları koronavirüsle mücadelede de virüsle en çok muhatap olan meslek grupların başında geliyor. Bir yandan hastalarına şifa dağıtmak için uğraşırken bir yandan da koronavirüse yakalanmamak adına büyük mücadele veriyorlar. İzmir Katip Çelebi Üniversitesi (İKÇÜ) Yeşilyurt Eğitim ve Araştırma Hastanesi Kadın Doğum Kliniğinde 2,5 yıldır görev yapan toplamda 11 yıllık tıbbi sekreter olan Duygu Bozlu da koronavirüse yakalanan ve virüsü yenen sağlık çalışanı olarak insanlara ve hastalara umut olmaya devam ediyor. 25 Mart’ta koronavirüse yakalandığını öğrenen ve hastanede 10 gün boyunca izole bir şekilde tek başına kalan sağlık çalışanı Duygu Bozlu, koronavirüsle olan mücadelesini gazetemize anlattı.



ATEŞLE ACİLE BAŞVURDUM
İntaniye Servisi ve Dermatoloji Servisi ile yan yana oldukları ve ilk o servislerin Kovid-19 servisi olduktan sonra kendi çalıştığı servisin Kovid-19 servisi olduğunu ifade eden Bozlu, “Ben koronavirüse yakalandığımda bizim servis daha Kovid-19 servisi olmamıştı. Muhtemelen bende yan servislerden virüs kapmış olabilirim. Hastalandığım dönemde test sonuçları Ankara’ya gidiyordu ve daha zor sonuç alıyorduk. Ben ilk başta 3-4 gün soğuk algınlığı geçirdim. Daha sonra evde soğuk algınlığım geçmek üzereyken ateşimin olduğunu fark ettim. Ateş semptomu ile acile başvurdum. Tomografi çekilince ciğerimde ufak bir leke gördüler. Bu lekeden dolayı yatışımı verdiler ve testim de pozitif çıktı. 25 Mart’ta hastaneye yatışım oldu. 10 gün boyunca hastanede izole şekilde tek başıma kaldım” dedi.
KENDİ SERVİSİME İLK VAKA BEN GELDİM
10 günlük izolasyon sürecinin nasıl geçtiğini bilmediğini ve kendisini iyi hissetmesine rağmen psikolojik olarak biraz çöktüğünü ifade eden Bozlu, “Ama kendi kliniğimde yatışım olduğu için biraz daha rahatladım. Çalışma arkadaşlarım sağ olsunlar sadece benle değil bütün hastalarla çok iyi ilgileniyorlar. Ben de onları tanımamdan dolayı hastalığı atlatmam daha rahat oldu. İzole dönemde bir tek onları gördüm. Arkadaşlarımı koruyucu kıyafetler içerisinde tanıyamıyordum. Yanıma kimin geldiğini bilemiyordum. Yanıma gelene sen kimsin diye soruyordum. İnsanlara şifa dağıtan bir konumdayken, hasta konuma geçmek biraz garip oldu. Bizim servisin Kovid-19 servisi olacağı söylenince psikolojim bozuldu ve ağlamıştım. Ama ilk vaka ben geldim. Akşam acile gelince Kovid-19 testimin pozitif olduğunu öğrendim. Servis dönüşmeden önce zaten ben Kovid-19 olmuşum. Bizim serviste sirkülasyon çok olduğu için yan servislerden ya da gelen geçenlerden kaptım diye düşünüyorum. Çünkü hava yoluyla bulaşan bir virüs olduğu için bulaşma riski çok yüksek” diye konuştu.
EN ÇOK OĞLUMU DÜŞÜNDÜM
10 gün boyunca en çok küçük oğlunu düşündüğünü ve özlediğini belirten Bozlu, “Onun dışında bir sıkıntım olmadı. Diğer doktorlar ve hemşire arkadaşlarım beni evimdeymişim gibi hissettirdiler. Çoğu zaman dinlenerek geçirdim. Zaman zor geçmesine rağmen iyi geçeceğine dair kendimi motive ederek süreci atlatmaya çalıştım. Doktorlarımız sayesinde de çok şükür koronavirüsü yendim” dedi.
ÖKSÜRÜK BENDE OLMADI
Kendisini yeterince koruduğunu ama yine de koronavirüse yakalandığını bu yüzden korunmanın ne kadar yeterli olup olmadığını bilemediğini söyleyen Bozlu, “Hava yoluyla bulaşan bir hastalık olduğu için elimizden geldiğince hem kıyafetleri hem de kendimi korumama rağmen hastalığa yakalandım. Hastalığa yakalanmadan önce de evde izole bir şekilde yaşıyordum. Çocuğumu yanıma almıyordum. Benden evdeki kimseye çok şükür koronavirüs geçmedi. Soğuk algınlığı diye geçiştirmemek gerekiyor. Hastalıktan ateş olunca şüphelendim. En belirgin özelliği olan öksürük bende olmadı. Tat ve duyu kaybı da oldu. Ve duyu kaybı hala devam ediyor. Çocuğum ayrı kaldığımız dönemlerde biraz üzüldü. İlk defa bu kadar ayrı kaldık. Ama alıştı. Şu anda onu öptüğümde anne iyileştin mi beni neden öpüyorsun gibi tepkiler veriyor. Koronavirüs yüzünden hayatım çok sıkıcı demeye başladı” şeklinde konuştu.
EVDE KALMAK DAHA MANTIKLI
Evde kal anonslarının ilk yapıldığı dönemlerde ufak tefek şeyler için dışarı çıktığına da değinen Bozlu, “Ama 10 gün hiçbir insanı görmeden tek başınıza kalınca bu işin ciddiyetini daha çok anlıyorsunuz. Tamamen kapalı kalmaktansa tedbirleri alıp evde kalmak daha mantıklıdır. İnsan başına gelmeden anlamıyor ama inşallah daha fazla insan virüse yakalanmadan bu durumu atlatırız” dedi.
İYİLEŞTİM DEYİP RAHATLAMIYORUM
Sağlık çalışanı arkadaşlarının psikolojisiyle ilgili bilgiler de veren Duygu Bozlu, “Bazı arkadaşlarımız antikor testi yaptırıyor. Antikor testi pozitif çıkarsa bu hastalığı atlatmış sayılıyor. Bu yüzden antikor testi pozitif çıksın diye düşünen arkadaşlarımız var. Atlatayım da bu korkuyu yeneyim diye düşünüyorlar. Ama testi negatif çıktığı için hala bu korkusu devam eden arkadaşlarımız var. Hiçbir şey net değil. Şu anda ben bağışıklık kazandım ama bir daha virüse yakalanıp yakalanmayacağımı bilmiyorum. Semptomları da normal semptomlar gibi seyrettiği için psikolojik olara etkiliyor. Öksürmeye bile çekinir olduk. Bir de ben iyileştim diye rahat da olmamamız gerekiyor. Hastaymışım gibi korunmaya devam ediyorum. Virüsün tekrar çıkıp çıkmayacağını bilemiyoruz. Bu yüzden tedbiri elden bırakmıyoruz. İşe geri döndüm. Kendi kliniğimde çalışıyorum. Bebek seslerine alışkın bir kliniğiz ve bir an önce kliniğimizde tekrar bebek seslerini duymayı özledik ve tekrar bebek seslerini duymayı çok istiyoruz” ifadelerini kullandı.
 

Haber Merkezi