Tedbir almak zorundayız!

Boş konteyner bulamama sorunu ihracatçıların başını ağrıtmaya devam ederken Ege İhracatçılar Birliği Koordinatör Başkanı Eskinazi, “Kendi tedbirimizi almak zorundayız” dedi


  • Oluşturulma Tarihi : 18.03.2021 08:19
  • Güncelleme Tarihi : 18.03.2021 08:19
  • Kaynak : HABER MERKEZİ
Tedbir almak zorundayız!

Boş konteyner bulamama sorunu ihracatçıların başını ağrıtmaya devam ederken Ege İhracatçılar Birliği Koordinatör Başkanı Eskinazi, “Kendi tedbirimizi almak zorundayız” dedi

NURETTİN BAKİ-ÖZEL HABER

Çin veya benzeri uzak yol navlun fiyatları artıyor. Bu artışın Türkiye’nin Avrupa’ya olan ihracatını olumlu etkileyip, etkilemeyeceği ise merak konusu. Ayrıca Türkiye’nin Çin’e demir yolu ile yük taşımaya başlaması, gemi taşımacılığı ile ilgili sorunlar sonrası farklı bir anlam kazandı. Ayrıca bazı sektör temsilcilerinin “Bakkal dahi teşhirdeki ürünü satmıyorum diyemez ama büyük armatörler kafalarına göre Türk limanlarına uğraklarını iptal ediyor aylar önce onayladıkları rezervasyonları son anda iptal ediyor fiyatları da 2 ile çarpıyorlar” ifadelerini kullanıyor. Sadece konteyner yüzünden yıllık milyarlarca dolar ihracatımız risk altında. Bir de üzerine taşıma gemilerinin iptalleri. Ortada ciddi bir sorun var gibi… Konuyla ilgili Ege İhracatçılar Birliği Koordinatör Başkanı Jak Eskinazi gazetemize açıklamalarda bulundu.

TEDBİRİMİZİ ALMAK ZORUNDAYIZ!

“Konteyner konusunda Kendi tedbirimizi almak zorundayız” diyen Eskinazi, Türkiye’nin rekabetten dolayı vazgeçtiği üretimine yeniden başlaması gerektiğini söyledi. Eskinazi, “Birçok ülke konteyner üretimini teşvik ederek hem kendi arz sıkıntısını çözmeyi hem de konteyner sektöründe Çin’e rakip olmaya hazırlanıyor. Biz tedbirlerimizi almak zorundayız. Ticaret Bakanımız Sayın Ruhsar Pekcan geçtiğimiz günlerde konteyner ve vagon imalatında teşvik mekanizmasının devreye alınması konusunda görüşmelerin başladığını açıkladı” dedi.

ÜRETİME YENİDEN BAŞLAMALIYIZ!

Eskinazi, “Türkiye rekabet dolayısıyla vazgeçmiş olduğu üretime yeniden başlamalı. Ülkemizin kendi denizcilik filosunu kurması lazım. Üreticilere teşvik ve kredi sağlanmalı. Taşımacılık krizi bütün dünyada yaşanan bir sorun. Pandemi dönemindeki lojistikteki aksaklıklar, talep birikmesi, olası bir kapanmaya karşı firmaların stok yapma isteği, konteyner sıkıntısını büyüttü. Pandemi Çin’den başlayarak tüm dünyaya yayıldı ama Çin, kısa bir sürede pandemiyi kontrol altına alarak iki-üç ay içerisinde hızlı bir şekilde üretime başladı. Çin, konteyner üretiminin yüzde 95’ini elinde tutuyor. Dolayısıyla dünya ticaretine de yön verdi. Zaten konteyner rezervasyon sistemi de Çin’den başlayarak tüm dünyada devreye girdi. Bununla birlikte boş konteyner bulamama sıkıntısı, konteyner yokluğu, rezervasyonun konteynerin geleceği gün iptal edilmesi, navlun maliyetlerinde artış, limanlarda sıkışıklık gibi sorunlar yaşanmaya başladı. Aktarma limanlarında yaşanan sorunlar yüzünden böyle rezervasyon iptalleri yaşanıyor. Kalıcı bir sorun değil. Küresel aşılama ve kısıtlamaların hafifletilmesiyle, dünya ticaretinin normalleşmesiyle yılın yarısından sonra düzeleceği yönünde görüşler hakim” ifadelerine yer verdi.

KONTEYNERA ULAŞMAK GÜÇLEŞTİ!

Çin veya benzeri uzak yol navlun fiyatları arttı mı? Arttı ise bunun Türkiye’nin Avrupa’ya olan ihracatını olumlu etkilemesini beklemeli miyiz? Sorularımıza Eskinazi şu cevabı verdi: “Türkiye’nin AB’ye coğrafi yakınlığı büyük bir avantaj ve bunu pozitif kullanıyoruz. Karayolu taşımacılığıyla yapılan ihracatımızı olumlu etkiledi. Ancak denizyoluyla yapılan ihracatımızda avantaj sağlamıyor. Navlun ve konteyner fiyatları son 1 yıllık dönemde büyük artış gösterdi. Pandemiden kaynaklı artışlarda iki ana etken karşımıza çıkıyor. Çin aldığı tedbirlerle pandemiden ilk çıkan ülke olurken, Avrupa ve Amerika’da üretim durma noktasına geldi. Çin ürettiklerini nakletmek için dünyadaki konteyner stoklarının büyük bölümünü kullandı. Bunun sonucunda dünyada konteynere ulaşmak güçleşti ve maliyetlerde büyük artışlar oldu. Çin’in talep artışı yanında ABD’ye giden konteynerler pandemi nedeniyle tahliye edilemedi. Konteynerlerin tekrar kullanıma geçmesi uzun zamanlar aldı. O nedenle konteyner sirkülasyonunda ikinci büyük aksama yaşandı. Bugün konteyner bulmak zor. Bulunduğunda da kiralama fiyatları astronomik boyuta ulaştı. Bugün ithalatçılarımız konteyner bulamadıkları için ihracatçılarımızın hazır bitmiş ürünlerini yükleyememe durumuyla karşı karşıyalar. Bu durum ihracatçılarımızın ürettikleri malları stoklamalarını gündeme getirdi.”

TRENE TALEP GEREKİYOR!

Çin demiryolu hattını etkili kullanmak için talebin oluşması gerektiğini de belirten Eskinazi, trenin birçok avantaj sağladığının altını çizdi. Eskinazi, “Çin demiryolu hattı ayda bir ya da iki kez çalışıyor. Alışkanlık olduğu zaman rutin değişecektir. Etkili kullanmak için talep oluşması gerek. Alıcı ve satıcı tarafların birbirini ikna ederek sürece alışkanlık kazandırması gerekiyor. Türkiye-Çin-Rusya’ya demiryolu kanalıyla ihracatın gerçekleşmesiyle, Çin Halk Cumhuriyeti, Rusya Federasyonu iç bölgelerine ve denize kıyısı olmayan Orta Asya ülkelerine direk ulaşım imkânı artmıştır. Limanlara uzak bölgelerde bulunan firmaların ihracatlarını iç taşıma olmaksızın direk yapabilmesi ihracatımız için büyük önem taşımaktadır. Ayrıca bu Çin ve Rusya sevkiyatlarının Türkiye limanlarının yoğunluğunu azaltarak trafik yoğunluğunu rahatlatması imkânı sağlamaktadır” diye konuştu.

TARİHİ YOLLAR CANLANACAK!

Trenin geçtiği güzergahta Türki devletlerine katkı sağlayacağını dile getiren Eskinazi, “Türki devletlerde katkı sağlayabilir. Çin, Asya, Avrupa ve Orta Doğu’yu birbirine bağlayarak bir ulaşım ağı oluşturulmasını amaçlayan “Tek Kuşak Tek Yol Projesi” Türkiye açısından önemli bir proje. İstanbul’dan kalkıp Kafkasya ve Orta Asya’yı geçtikten sonra Çin’e, Rusya’ya ve Orta Asya Cumhuriyetlerine ulaşacak ticaret treninin tarihi İpek ve Baharat yolunu yeniden canlanmasıyla beraber ülkeler arasında daha fazla sayıda Zirai Karantina anlaşmaları ve karşılıklı vergi yükünü azaltıcı ikili ticari anlaşmaların yapılması ile birlikte halihazırda gerçekleştirdiğimiz ticaretimizin daha fazla ivme kazanmasını bekliyoruz” dedi.

HER SEKTÖR KULLANABİLİR!

Treni her sektörün kullanabileceğini belirten Eskinazi, “Türkiye-Çin-Rusya’ya tren ihracatı hemen hemen her sektörde kullanılabilir, özellikle İnşaat, makine, beyaz eşya, otomotiv, maden sektörlerinde şimdiye kadar önde gelen sektörlerden. Bunun dışında, son dönemde peyder pey yapılan bitkisel ürünlere ait zirai karantina anlaşmaları ve veterinerlik anlaşmaları kapsamında Çin’e ülkemizden yapılacak gıda ürünleri ihracatımıza da demiryolu hattının katkı sağlayacağı değerlendirilmektedir” şeklinde konuştu.

Haber Merkezi