Bir kahraman hikayesi ‘Vicdanların Adaleti’

İlk romanı Vicdanların Adaleti’ni geçtiğimiz yıl yayınlayan Cemal Durmaz, yeni projelerini ve kitaplara bakış açısını gazetemize anlattı. İşte o samimi röportaj


  • Oluşturulma Tarihi : 18.03.2021 07:54
  • Güncelleme Tarihi : 18.03.2021 07:54
  • Kaynak : HABER MERKEZİ
Bir kahraman hikayesi  ‘Vicdanların Adaleti’

SEVAL ASLAN/RÖPORTAJ

Emekli bir asker olarak yıllardır yaşadığı hayat tecrübesini kağıda döken Yazar Cemal Durmaz, ilk romanını geçtiğimiz yıl yayınladı. ‘VİCDANLARIN ADALETİ’ isimli romanını biriktirdiği yazılardan derleyerek ortaya çıkaran Durmaz, sorularımızı yanıtlayarak yazma serüvenini anlattı. Kitabının kapağında yer alan kedi gözlerinin kendi kedisine ait olduğunu ifade eden Durmaz, halen yazmaya ve üretmeye devam ediyor. Durmaz, yeni projelerinin de müjdesini verdi.

Sizi tanıyabilir miyiz? Cemal Durmaz kimdir?

Elbette. Ben Cemal Durmaz. 1966 Balıkesir doğumluyum. Evli iki çocuk babasıyım. İlk, orta ve lise eğitimlerimi Balıkesir’de tamamladım. 1988 yılında Uzman Jandarma Okuluna başladım. 1989 Yılında Mezun olarak Van ili Başkale ilçesinde görevime başladım. Sonra Muğla, Bingöl, Ordu, Eskişehir illerinde değişik kadrolarda görev yaptı. 2008 yılında Türk Silahlı Kuvvetleri, Jandarma Genel Komutanlığı bünyesindeki görevimden isteyerek emekli oldum. Kamu yönetimi, Adalet Meslek Yüksek Okulunu bitirdim. Halen bir başka bölüme kaydımı yaptırarak okumaya, kendimi daha da geliştirmeye devam ediyorum. 2010 yılanda UJED -Uzman Jandarmalar derneğini 19 meslektaşım ile kurduktan sonra kurucu başkanlığı ile birlikte iki dönem de yine derneğin başkanlığını yaptım. Daha sonra EMUJAD derneği ile birleşerek iki dönem bu derneğin Ege Bölge Başkanlığını yaptım. 2020 yılında bu görevimi bıraktım. 2020 yılında yıllardır biriktirdiğim yazılarımı derleyip, ilk romanım olan ‘VİCDANLARIN ADALETİ’ isimli eserimin basımını gerçekleştirdim. Halen roman yazmaya devam ediyorum.

TOPLUMSAL BİR YARAYA PARMAK BASMAK

Sizi yazmaya iten sebep neydi?

Aslında yıllardır yazıyordum. Bazen şiir ama daha çok roman yazmayı istiyordum. Belki toplumsal bir yaraya parmak basmak diyebilirim. Ancak yazmayı gerçekten çok seviyorum. Biliyorsunuz ki iki yıldan fazladır da köşe yazarlığı yapıyorum. Yazarak bir şeyleri insanlara ulaştırmak, bazı konularda okurların dikkatini çekmek istedim. Düşünceleri paylaşmanın en iyi yolunun yazmak olduğunu düşünüyorum ve savunuyorum. Yazmayı hep sevdim.

İlk kez ne zaman ve ne hakkında yazmıştınız?

Aslında çok genç yaşlarda bir öykü yarışmasına da katıldım. Bir atletin yarışma için bir kasabada hazırlıkları esnasında yaşadığı aşkı anlatmıştım. Ancak dereceye giremedim. Bundan neredeyse 40 yıl kadar önce. O dönemin iyi yazarlarının da katıldığı bir yarışmaydı. Ama benim için iyi tecrübe olduğunu düşünüyorum. Lise ve öncesinde de bazı şiirlerim vardı.

Neden kitabın ismi Vicdanların Adaleti? Bir anlamı olmalı.

Erdemler içinde en önemlisinin ADALET kavramının olduğunu düşünüyorum. Günümüzde de bu konuda halkın bazı olaylar sonunda verilen cezalardan hoşnut olmadığını yazılı ve görsel basından takip ettik. Okuduk, izledik. Bu yaraya parmak basmak istedim. Halkın arzuladığı, vicdanlarındaki adaletin tecelli etmesini istediğim için, böyle bir düşünce ile kitabın ismini Vicdanların Adaleti olarak uygun buldum. Ergamalı ise alt başlık olarak kaldı. Ergama Balıkesir ili İvrindi ilçesinin bir kasabasının eski adıdır.

Kitabı basıldıktan sonra elinize aldığınızda ne hissettiniz? Ne düşündünüz?

İnanılmaz mutlu oldum. İşte tamamı ile bana ait olan bir eser. Sevincimi tarif edemem. Yayınevinin bana gönderdiği ilk kitapları almak için her gün kargo takip numarasına bakıyordum. Bir an önce elime almak istiyordum. Halen basıldığına inanmak istememiştim. Kitapları elime alana kadar. Tarif edilmez bir mutluluk yaşamıştım. Başardım dedim. Evet başardım. Çok emek verdim. Üzerinde çok çalıştım ama başardım. Tarif edilmez bir mutluluk.

Kitabınızın kapağını kim tasarladı? Eseri yansıttığını düşünüyor musunuz?

Kitabımın kapak tasarımı bana ait, yani konu ve şekil olarak bana ait. Ben düşüncelerimi yayın evine bildirdim. Onlar benim düşüncelerimi kapağa yansıtmaya çalıştılar. Önceki kapak bu değildi. İçerikte ve kapakta yeni düzenlemelere gittim. Ekim 2020 ayında düzenlenmiş bu baskıyı çıkardık. Kapak bence eserin konusunu yansıtıyor. Kahraman yalnız. Kullandığı silah keskin nişancı silahı ve bunu kapakta görebiliyoruz. Ayrıca kahramanın en sadık dostu ölümden kurtulmasına sebep olan yavru kedinin gözleri kapakta mevcut. Bunu özellikle istedim. Kedi roman içindeki kurguda kahraman için önemli bir arkadaş.

Vicdanların Adaleti romanının devamı olacak mı? Son sayfayı okuyunca devamı olacak gibi ne düşünüyorsunuz?

Evet, sonunda devamı olacak gibi bilinçli olarak bıraktım. Fakat okuyuculardan bir talep gelmesi durumunda devam edecektim. Ama gizli gizli ben ikinci ve üçüncüsü için yazılarıma çoktan başlamıştım. İkincisi neredeyse tamamlanmak üzere. Üçüncüsü son olacak. Başka notlarım var, başka konuları içeren romanlarım elbette gelecek.

Romanda tek cümle ile anlatmak istediğiniz nedir diye sorsam cevabınız ne olurdu?

Her kim birisinin canını yakar mutluluğunu elinden alırsa. En mutlu gününde o da bedelini ödeyecektir. Bunu bilmesi gerekir diye düşünüyorum.

HEYECAN İÇİNDE OKUDUKLARINI İFADE ETTİLER

Aldığınız eleştirilerden örnek verebilir misiniz? Okurlardan geri dönüşler oldu mu?

Okurlardan geri dönüşümler aldım. Aslında editör kaynaklı bazı eksiklikler hususunda olumsuz eleştiri almıştım. Bu eleştirileri dikkate alarak düzenlenmiş ikinci baskıyı yaptık. Bunun dışında kurgusunun çok sağlam bir konuya dayandığını, sürükleyici olduğunu, neredeyse hiç kitap okumamış arkadaşlarımın birçoğu romanı çok kısa sürede heyecan içinde okuduklarını ifade ettiler. En çok romanın gerçek olup olmadığı konusunda sorularla karşılaştım. Benim yaşadığım gerçek hayatı yansıttığı izlenimini aldıklarını söylediler. Elbette gerçek değil. Baştan sona kurgu. Ama böyle söylemeleri beni mutlu etti. Gerçekten yaşanmış gibi bir kurgu düzenlemiş ve roman haline getirebilmişim. Bunun mutluluğunu yaşıyorum. Romanı okurken sanki film izler gibi okuduğunu, romanı yaşıyormuş gibi heyecanla okuduğunu söyleyenler okurlar da azınlıkta değiller.

Sevdiğiniz ve takip ettiğiniz yazarlar kimler?

Bu soru bana hep soruluyor. Benim bu soruya cevabım net. Elbette klasikleri okuduk. Dünyaca ünlü yabancı ve yerli yazarların kitaplarını alıp vakit buldukça okuyorum. Ancak ben yeni yazarların kitaplarını takip etmeyi seviyorum. Yeni şiir kitabı, yeni öykü, yeni roman kim yazarsa yazsın onların okunmaya değer olduğunu düşünüyorum.

Bir yazar için zaman ne demektir? Hangi zamanlarda yazmayı tercih ediyorsunuz?

Zaman sadece yazar için değil günümüzde her insan için en kıymetli şeydir. Yazar ise zamanı iyi kullanmalı. Yazmaya başladıktan sonra mutlaka zaman planlamasını eserinin her aşaması için dikkatli yapmalı. Notlarını almayı, onları birleştirmeyi, karakter oluşturmayı, kitap haline getirmeyi, editöre gönderme ve dönüşünü, basım zamanını, yayınevi seçimini vb. her şeyin zamanını mutlaka planlamalı. Ben yazmak için özel bir zaman seçmiyorum. Ama genelde öğleden sonraları defterime kurguları yazıyorum. Gece aklıma gelen değişiklik olursa not alırım ancak geceleri düzenli yazmam. Fakat defterdeki notlarım için tamam bitti dedikten sonra ise sadece geceleri bilgisayara geçmeye ve üzerinde çalışmaya başladım. Sonuçlandırmak için gece ve gündüz ayırımı gözetmeden her fırsatta eserim ile ilgilendim, yazdım.

Yazılarınızı hep aynı yerde mi yazıyorsunuz?

Çok farklı mekanlar kullanmam. Notlarımı hemen her yerde yazıyorum. Çok kalabalık bir ortamda bulunsam da kendimi yazmaya odakladığımda yalnız kalabiliyorum. Bu yüzden yazmak için özel bir yer tercihi yapmadım.

Kapakta kedi gözleri var. Bu sizin kedinizin gözlerimi mi? Bir kediniz olduğunu biliyoruz. Kediniz sizi yazarken rahatsız ediyor mu?

Evet kapaktaki gözler benim kedimin gözleri. Sky isimli bir Van kedim var. Ailemizin bir ferdi. Biz o geldikten sonra dört kişilik bir aile değil, beş kişilik bir aileyiz demeyi tercih ediyoruz. Sky ailemizin bir bireyi. Onu dört buçuk aylık iken sokakta buldum, sahiplendim, dost edindim, ailemizin bir ferdi olarak kabul ettik ve dört yıldan fazladır bizimle yaşıyor. Romanımı yazarken de bazen beni rahatsız ediyor. Kendisi ile ilgilensin istiyor. Vicdanların Adaleti isimli romanımın kapağında masmavi gözleri var. İkinci kitapta kapak değiştirilecek ancak SKY’ın gözleri kesinlikle kapakta yer alacak.

Aklınıza anlık gelen betimlemeleri kaleme alır mısınız?

Evet, her aklıma geleni not olmaya çalışırım. Bu davranışı tüm yazarların yaptığını ya da yapması gerektiğini düşünüyorum. Bazen her hangi bir yerde aklınıza bir betimleme veya yeni bir konu gelebiliyor. Hemen not almak gerekli yoksa hatırlamakta güçlük çekilebiliyor.

Kitabı yazmadan önce bir toplumsal mesaj içermeli düşüncesi taşır mısınız? Yoksa bu durum yazarken mi şekillenir?

Aslında her kitap bir mesaj mutlaka veriyordur. Mutlaka bir mesaj içermelidir. Sorunuzu gayet iyi anladım. Verilecek olan mesaj düşünülerek bir roman, öykü yazılabilir. Fakat yazdığınız eserin mesajı içermediğini veya yazarken bir şeylere dokunduğunu da düşünerek bu mesajı geliştirdikleri de olabilir. Her iki durumda da toplumsal bir mesaj içerdiğini düşünüyorum. Benim için önemli olan da bu.

Yazdığınız eserdeki karakterlerde kendinizden parçalar var mı?

Vicdanların Adaleti isimli romanım, baştan sona kurgudur. Bunu özellikle belirtmek isterim. Aslında her yazar romanda bir karaktere bürünmüş olabilir. Hatta her karakteri yaşayarak hissederek yazdıklarını, yazmaları gerektiğini düşünüyorum.

Romandaki karakterlerde kendimden bir parça var mı?

Belki asker emeklisi olmam, kahramanın karakterini oluşturmamda yardımcı olmuştur. Ayrıca net olan bir şey romandaki kedinin benim evimde bulunan gerçekte var olan kedim Sky olmasıdır. Bunun dışında tüm içerik ve karakterler kurgudan ibarettir.

Jandarma Teşkilatından emekli olduğunuzu söylemiştiniz, romanı kurgularken katkısı oldu mu? Paylaşır mısınız?

Emekli Uzman Jandarmayım. Mesleğimi severek yaptım. Birçok değişik görev üstlendim. Romanın özellikle yaşanmış gibi hissedilmesi bu yüzden olsa gerek. Yapılan kurgularda mesleğimin verdiği şüpheciliği, aldığım eğitimlerin kahramanın yaptığı planlamalarda katkısını küçümseyemem. İnanılmaz katkısı olduğunu ifade etmek isterim.

Halen yazmakta olduğunuz bir kitap var mı? Konusu nedir? Yayınlanacağı tarihi planladınız mı? Bizimle paylaşır mısınız?

Yazmayı planladığım üç romanım, kurguları hazır. Notlarını hazırlıyorum. Ama öncelik Vicdanların Adaleti romanımın ikinci olacak. Konusu; ilk romanda yer alan Bekir beyin eşini öldürenlerin vicdanların adaleti ile tanışmaları ve rehin tutulan oğlu Çağlar’ın kurtulması. Elbette birinci kitapta bulunanlardan bazılarının da ihanetini içeriyor. İkinci kitabın baskısını nisan olarak düşünsem de en geç mayıs ayında okurlar ile buluşturmayı planlıyorum.

Eserlerinize ulaşmak, takip etmek isteyen okurlar nereden ulaşabilirler?

Vicdanların Adaleti romanım internet üzerinde satış yapan hemen tüm kitapçılarda mevcuttur. Tek yapmaları gereken romanın adını internete yazmaları. İstedikleri ve kendilerine uygun gördükleri her siteden kitabıma ulaşabilirler.

ÇOK FAZLA ŞİİR YAZDIM

Hiç şiir yazdınız mı? Bu konuda denemeleriniz var mı?

Lise yıllarında çok fazla şiir yazdım. Bunları halen saklıyorum. Ama öyle şiir kitabı hazırlayacak seviyede olduklarını düşünmüyorum. Daha sonraları da şiirler ara ara yazdım. Ancak hedefim iyi bir Roman yazarı olmak. Bu yönde olabildiğince kendimi geliştirmek.

Kitabınızı bir nesneye benzetseniz ne olurdu? Neden?

Kesinlikte terazi derdim. Adaletin terazisi. Söylediğim gibi günümüzde en çok adalete ihtiyacımız var. Aslında tarih boyunca adalet önemini hep korumuştur. Gelecekte de adalet en önemli yerde olacak. Önemli olan halkın vicdanlarındaki adaleti sağlaya bilmek. Her vatandaşa, her insana hatta her canlıya adaleti eşit dağıtmak. Bunu sağlamak gerekli ve ben bunu çok önemsiyorum.

Son olarak genç yazarlara veya yazmaya yeni başlamak isteyenlere ne önerirsiniz?

Bıkmadan usanmadan yazmalarını istiyorum. Bol bol okumalılar, kelime hazinelerini geliştirmeliler. Araştırmacı olmalılar. Ben yazdım oldu duygusunu bırakıp mutlaka yazdıklarını bu işi bildiklerini düşündükleri ile paylaşmalılar. Eleştirilere açık olmalılar. En önemlisi, kalemi eline alıp yazmaya başlasınlar ve okusunlar. Yazmadan başaramazlar.

Haber Merkezi