Sayfa Yükleniyor...
BAYOSB Başkanı Aydın Telseren 2021 yılının her anlamda 2020’den iyi geçeceğini ifade ederek, “Aşının yapılmaya başlandığı bir dünyada çarklar biraz daha hızlı dönmeye başlayacaktır” dedi
ÖZKAN PEKÇALIŞKAN-ÖZEL RÖPORTAJ
İzmir’de otomotiv sektörüne hizmet vermek üzere kurulmuş ve gelişme sürecini tamamlamış küçük sanayi sitelerinde yetersiz alanlarda çalışmakta olan sanayicileri bir çatı altında toplayan ve OSB yolculuğuna 2006 yılında başlayan Bağyurdu Organize Sanayi Bölgesi (BAYOSB) Yönetim Kurulu Başkanı Aydın Telseren, geride bıraktığımız 2020 yılını nasıl geçirdiklerini ve 2021 yılında neler olacağını gazetemize değerlendirdi. Başkan Telseren, 2021 yılını BAYOSB için yatırım yılı olarak görmelerinin yanlış bir ifade olmayacağını belirterek “Kamudan beklediğimiz sanayicileri yatırıma teşvik edecek teşviklerin arttırılması ve bu konuda sanayicinin yolunun açılmasıdır” dedi.
-Öncelikle 2020 yılını değerlendirmenizi istediğimizde tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de 2020’nin pandemi gölgesinde geçtiğini gördük. Peki, BAYOSB özelinde 2020 yılı firmalar açısından nasıl geçti?
2020 yılı Kovid-19 pandemisi nedeniyle sizin de dediğiniz gibi son derece sıkıntılı geçti. Özellikle sanayi üretiminin belkemiği olan fabrikaların toplu çalışılan yerler olmasından hareketle son derece zorlu bir dönem yaşadığımızı söyleyebilirim. Ki 2018 yılının ikinci yarısında girdiğimiz ekonomik daralma ve sıkıntılı sürecin yaralarını saracağımız bir dönemde kapımızı çalan bu küresel sağlık krizi her anlamda, tüm sektörleri ve her kesimi olumsuz etkiledi diyebiliriz. BAYOSB bu süreçte tüm iştirakçilerin yanında olarak her tür kolaylığı sanayicilerimize sağladı. Bu anlamda bu dönemi en az hasarla atlattığımızı söyleyebilirim.
- BAYOSB firmaları pandemi koşullarına nasıl reaksiyon gösterdi? Uyum sorunu nasıl aşıldı?
Açıkçası BAYOSB bünyesindeki firmaların hem birbirleriyle hem de BOYSB yönetimi ile sıkı bir diyalogu ve işbirliği mevcut. Yeşil OSB anlayışıyla doğaya ve çevreye uyumlu bir yapısı olan BOYOSB süreçte maske, mesafe ve hijyen konusunda firmalarına her tür desteği verdi, bünyemizdeki firmalar da bu konuda hızlıca reaksiyon vererek sürecin yürütülmesi gerektiği biçimiyle önlemlerini aldı. Sonuçta insan sağlığı söz konusu, işçisinden şoförüne, beyaz yakalısından yönetim kurulu üyelerine kadar ırk, dil, din, sınıf ayrımı gözetmeyen bir salgında topyekûn direniş göstermek ve önlemleri almak gerekiyordu, onu yaptık.
-Bölgenizde üretim ve ihracat ile ilgili sıkıntılar oluştu mu? Firmalarda bu dönemde en çok neyi gözlemlediniz?
Bölgemiz bu süreçte en az etkilenen OSB’lerin başında geldiğini rahatlıkla söyleyebilirim. Ancak sonuçta piyasaya ve talebe göre üretim yapılan bir alanda faaliyet gösteren firmalar elbette ki bu süreçten etkilendi. Talep olacak ki üretim yapılacak. Piyasalarda talep düşüşleri sadece ülkemiz özelinde değil dünya genelinde olduğunu düşünürsek elbette ki üretim ve ihracatta daralmalar yaşadık. Ancak bunun kalıcı olmayacağından hareketle önlemleri hızlıca alan firmalarımız bu daralmanın sonunda hızlı bir talep artışı olacağını görerek organizasyonlarını ona göre düzenlediler. Firmaları bu dönemde en çok zorlayan konunun öngörülebilirlik konusunda yaşanan genel sıkıntının olduğunu söyleyebilirim. Piyasayı okuyacak ki üretimini düzenleyecek, talebi görecek ki stok planlamasını ona göre yapacak. Ülkemiz özelinde söylersek akşam başka bir piyasayla yatıp sabah bambaşka bir ortama uyanmak elbette ki tüm firmaları etkilediği gibi bizleri de olumsuz etkiledi.
-2020 yılını BAYOSB firmaları nasıl bir performansla kapattı, siz bölgenizin ve firmalarınızın performansından memnun kaldınız mı?
Açıkçası 2020 yılı performansımızı hem BAYOSB hem de iştirakçilerimiz açısından olumlu değerlendirmem mümkün. Ancak yine ekleyeyim, küresel bazda süren dev bir kriz ortamında olumlunun anlamı, faaliyetlerine devam etmek, personel ve istihdam anlamında firmayı felç edecek kadar kayıp yaşamamak ve makinelerin, tezgahların çalışmaya devam ediyor olmasıdır. Bu durum hem sektörel hem de ülke bazında olumlu değerlendirilebilecek bir durumdur, bizim firmalarımız da bunu başardı.
-2020 yılında pandemi şartlarında üretim yaparken, kamunun ve devletin destekleri bölgenin üretime devam etmesi için yeterli oldu mu?
Devletin destekleri oldu mu, evet. Yeterli mi diye sordunuz madem, onun yanıtı hayır. Kamunun verdiği destekler ekseriyetle vergi ve kredi ertelemeleri ile uzun vadeli yeni krediler şeklinde oldu. Ancak ertelenen tarihe gelindiğinde sanayicinin o borcu ödeyecek üretim ve piyasa koşullarına ulaşacağından şüpheliydik ki öyle oldu. Sanayi sektörü genel olarak zaten yeterli derecede desteklenmiyordu, bu süreçte de bu değişmedi. Sanayicinin beklediği kredi ertelemesi ya da yeni krediler değil, birikmiş vergi borçları ya da devletin aldığı vergilerin oranının düşürülmesidir. Mesela asgari ücrete yüzde 21 zam yapıldı, kimse mutlu değil. O ödemeyi yapacak sanayici, işveren de memnun değil, vergileri düştükten sonra eline geçen parayı gören işçi de memnun değil. Asgari ücretin vergiden muaf tutulması hem sanayiciye hem işçiye destek olur. İstihdamı ve üretimi arttıran bir unsur olurdu ancak bu yıl da bu yapılmadı.
-2021 yılında BAYOSB firmalarında beklenti ne yöndedir? Yatırım ve istihdam sorunu yaşanabilir mi?
2021 yılı inanıyorum ki her anlamda 2020’den iyi geçecektir. Özellikle aşının yapılmaya başlandığı bir dünyada çarkların biraz daha hızlı dönmeye başlayacağına inanıyorum. Yatırım zaten BAYOSB açsısından durmamıştı, bunun artarak sürmesini bekliyorum. Aynı şekilde de istihdamın da artacağını düşünüyorum.
-Bölgenizde 2021 yılında yeni yatırımları görebilecek miyiz? Bölgenin kalkınması için kamunun yapması gereken yatırımlar var mıdır?
2020 içinde 4 fabrika inşaatı başlamıştı. 2021 yılında ise toplam 75 bin metrekare alanda 50 bin metrekare inşaat öngörülüyor. 2020 yılında da 4 fabrika inşaatı tamamlanmıştı. 2021 BAYOSB için yatırım yılı oluyor dersek yanlış bir ifade kullanmamış oluruz. Kamudan beklediğimiz sanayicileri yatırıma teşvik edecek teşviklerin arttırılması ve bu konuda sanayicinin yolunun açılmasıdır.
-2021’de BAYOSB’de ya da Türkiye özelinde ekonomi açısından önemli gördüğünüz hamleler ya da adımlar nelerdir?
Açıkçası dövizin dizginlenmesi ve enflasyonun düşürülmesi öncelikli beklentimizi oluşturuyor. Merkez Bankası ve Ekonomi idaresinde yapılan değişikliklerin piyasalar tarafından olumlu karşılandığını görüyoruz. Demek ki genel ekonomi bilimine uygun hareket edildiğinde piyasaların da verdiği tepkiler olumlu oluyor. Dövizde belli bir oranda düşüş ve yatay seyir sağlandı, ancak bu dönemde enflasyonun gereğinden fazla yüksek olduğunu görüyoruz. Enflasyonun tekrardan tek hanelere çekildiği, dövizin saat başı artmadığı bir Türkiye’ye bizi götürecek hamleler ne derseniz, karşımıza yine dilimizde pelesenk olan yapısal reformlar geliyor. Özellikle hukuk reformuna ve hukukun üstünlüğüne acil olarak ihtiyacımız var. Ülkemizin dış yatırım alması gerekiyor, dış yatırım da güven ile olur. Güveni tesis eden ise bağımsız bir hukuk ve adalet sistemidir.
Haber Merkezi