Tıpta paran kadar sağlık: “Aşının patenti olmaz!”

Sağlığa neoliberal anlayışın hakim olmasıyla beraber aşının da ticarileştiğini vurgulayan İzmir Tabip Odası Başkanı Çamlı, Patent Yasası’nın acilen kaldırılması gerektiğini dile getirdi


  • Oluşturulma Tarihi : 07.05.2021 08:14
  • Güncelleme Tarihi : 07.05.2021 08:14
  • Kaynak : HABER MERKEZİ
Tıpta paran kadar sağlık:  “Aşının patenti olmaz!”

SULTAN GÜMÜŞ - ÖZEL HABER

Gazetemize konuşan İzmir Tabip Odası Başkanı Lütfi Çamlı, son zamanlarda sık sık gündeme getirilen ‘aşıda patent’ konusunu değerlendirdi. Halk sağlığı biliminde çok önemli bir buluş olan aşının ticarileşmemesi gerektiğini vurgulayan Çamlı, sağlıktaki neoliberal anlayışın beraberinde ‘paran kadar sağlık’ meselesini ortaya çıkardığını kaydetti. Küresel bir sorunun ancak ve ancak küresel bir çözümle yok edilebileceğini aktaran Çamlı, kamu eliyle üretilen bir aşının varlığından söz etti, ‘Patent Yasası’nın bir an önce kaldırılması gerektiğini savundu. Öte yandan, tam kapanmanın ardından İzmir’deki vaka sayılarını da yorumlayan Çamlı, yüzde 33’ler düzeyinde düşüş olduğunu ancak riskin halen devam ettiğini söyledi. Sağlık sistemindeki yükün henüz hafiflemediğini dile getiren Çamlı, “Tedbirlere çok katı bir şekilde uyarak, kontrollü yaşamımıza devam etmeliyiz” dedi.

DÜNYA AHLAKİ ÇÖKÜŞ İÇİNDE!

“Bir yaşam hakkı olan aşı, kamusal bir ürün olmak zorunda” diyerek sözlerine başlayan Başkan Çamlı, “Sağlıktaki neoliberal politikalar yüzünden sağlığın ticarileşmesi, piyasalaşması söz konusu oldu, aşı da bir ticari ürün haline geldi. Bugün aşıyı bir takım özel şirketler üretmekte ve buldukları aşı da o şirketlerin patentli ticari ürünü olmakta. Oysa geçmişte aşılar kamu eliyle üretilirdi. Fakat sağlığın bir kar getiren sektör olarak düşünülmeye başlamasıyla, insan odaklı değil de kar odaklı sistemin bütün dünyada egemen haline gelmesiyle artık ‘paran kadar sağlık’ meselesine dönüldü. Pandemide bunun insanlık açısından ne kadar tehlikeli olabildiğini gördük. Dünyadaki en zengin 14 ülke bu aşıların büyük bir çoğunluğunun siparişini kapatmış durumda. Özellikle Afrika’daki yoksul ülkelerden hiç aşılanmayan, hiç aşıyla tanışmamış ülkeler var. Böyle acımasız bir durum ortaya çıktı ve nüfusunun 5-6 katını aşılayacak kadar aşı siparişi verenlerin yanında henüz bu aşı ile alakalı hiçbir şeye erişim sağlayamamış zaten sağlasa da ekonomik olarak bunu karşılayamayacak yoksul ülkeler var. Dünyanın içerisine girdiği ahlaki çöküşü bir kez daha gördük. Oysa şunu biliyoruz, pandemi bir küresel sorun ve küresel sorun küresel bir şekilde çözülmeli. Mesela İsrail… Bütün nüfusunu aşılamış olabilir ama İsrail’in çevresindeki ülkelerde ya da İsrail’in ilişkide bulunduğu ülkelerde salgın halen devam ediyorsa bu enfeksiyon İsrail’e tekrar gelecektir. Dolayısıyla bütün dünya pandemi açısından kontrol altına alınmadıkça, vatandaşlarını iki kere aşılayan ülkeler bile güvende olamayacaklar” bilgisini paylaştı.

SAĞLIKTA TİCARET OLMAZ

Çamlı, sözlerine şöyle devam etti: “Bu süreçte ancak 2022 siparişlerine girebiliyorsunuz. Çünkü 2021 siparişleri dolu… Patent Yasası olmasa, bu küresel sorunun çözümüne yönelik bütün dünyada aşının üretimine izin verilse keşke. Böyle bir kurtarıcı silah olmasına rağmen hızlı bir üretimle bütün ülkelere aşıyı dağıtmak mümkün olmuyor. İki soru karşımıza çıkıyor. Bu işten para kazanmak mı yoksa insanların hayatı mı? Borsadaki fiyat artışları ne yazık ki Hindistan’daki ölümlere çözüm getirmiyor. Aşının patentli olması etik açıdan çok ciddi bir sorun. Ve dünyanın geldiği noktayı göstermesi açısından hepimizi düşündürmeli. Sağlıkta ticaret olmaz. Sağlık bir ticari faaliyet olarak değerlendirilemez. Aşı kamusal bir ürün olmak zorunda. Aşının patenti olmaz… Amerika, nüfusunun büyük bir kesimini aşıladı. Joe Biden, Patent Yasası’nın kaldırılması yönünde Amerika’nın destek vereceğini söyledi. Bu tabii ki iyi bir gelişme. Umarım ki dünya üzerindeki bu felaketi, küresel sorunu hep birlikte çözebilmek adına bu patent en kısa zamanda kaldırılır; çok geniş ve hızlı bir üretimle insanlık bu pandemiden en az kayıpla kurtulur.”

DÜŞÜŞ VAR AMA RAHATLAMAYIN!

Tam kapanmanın yaklaşık 5. gününde açıklanan sayılara göre tüm Türkiye’de olduğu gibi İzmir’de de haftalık vaka sayılarında düşüş yaşandığını da cümlelerine ekleyen Çamlı, “Baktığımız zaman bu İzmir için yüzde 33’ler düzeyinde. Yani İzmir’de geçtiğimiz haftaya göre haftalık vaka sayıları yüzde 33 azaldı. Tabii ki bu çok güzel, çok iyi, çok sevindirici bir olay. Ancak şunu da unutmamalıyız. Yüzde 33 düştü ama İzmir’de haftalık vaka sayısı şu anda 10 bin civarında. Ve günlük vaka sayıları bin 400’ler civarında. Yani öyle sayılar düştükçe rahatlamamalıyız. İzmir’de her gün şu an da resmi rakamlara göre bin 400 yeni Kovid vakası ortaya çıkmakta. ‘Azalmış, hadi rahatlayalım’ yaklaşımından vazgeçin. Sağlık sistemindeki yük halen devam ediyor. Yoğun bakımlar halen dolu. Kovid polikliniklerine başvuru sayısı bir miktar azalsa da hala risk devam ediyor. Tedbirlere çok katı bir şekilde uyarak, kontrollü yaşamımıza devam etmeliyiz” dedi.

Test sayılarındaki azalmaya da değinen Çamlı, son olarak, “Sayın Bakan bunu vatandaşların başvurularındaki azalmaya bağlıyor. Bu hiç kabul edilebilir bir şey değil. Bir ülkedeki test sayıları vatandaşın başvurularına göre yapılmaz. Bir ülkede çok ciddi sayıda düşmeler olsa da test sayıları hala yüksek bir şekilde devam etmeli, çünkü test yaparsanız vaka bulursunuz, yapmazsanız test vaka sayıları düşük çıkacaktır. Onun için bir an önce bu test sayılarının artırılması lazım. Özellikle Kovidli olgularla temas etmiş ama semptomu olmayan olgulara test yapılmıyor, fakat test yapılması muhakkak gerekiyor” çağrısında bulundu.

Haber Merkezi