- Gündem
- 24.12.2025 22:52
TÜKODER’den asgari ücret tepkisi: Açlık sınırının altındaki ücret sosyal çöküştür
Asgari ücrete yapılan yüzde 27’lik zammın TÜRK-İŞ’in açıkladığı açlık sınırının altında kaldığını belirten TÜKODER, kararın milyonlarca çalışanı açlığa mahkûm ettiğini savundu.
- Oluşturulma Tarihi :
- Güncelleme Tarihi :
- Kaynak : HABER MERKEZİ
Berkay Erden Tüketiciyi Koruma Derneği (TÜKODER), 2026 yılı asgari ücretinin yüzde 27 artışla 28 bin 75 Türk Lirası (TL) olarak açıklanmasına sert tepki gösterdi. TÜRK-İŞ verilerine göre açlık sınırının 29 bin 828 TL’ye yükseldiğini hatırlatan TÜKODER, asgari ücretin daha ilk günden açlık sınırının altında kaldığını belirterek, bu tablonun yalnızca ekonomik bir başarısızlık değil, toplumsal bir çöküş anlamına geldiğini vurguladı.
EMEKÇİ DEĞİL SERMAYE SEÇİLDİ
Açıklanan zam oranının beklentinin çok altında kaldığını belirten TÜKODER, asgari ücretin açlık sınırının altında açıklandığını söyledi. Ücret belirlenirken emekçiden değil, sermayeden yana taraf olduğunu dile getiren TÜKODER, “2026 yılı için asgari ücretin yüzde 27 artışla 28 bin 75 TL olarak açıklanması, toplumda oluşturulan beklentilerin çok gerisinde kalmıştır. Kasım ayı sonu itibarıyla yıllık enflasyon yüzde 31,07 olarak açıklanırken, TÜRK-İŞ verilerine göre açlık sınırı 29 bin 828 TL’ye ulaşmıştır. Bu veriler ışığında belirlenen asgari ücret, daha ilk günden açlık sınırının altında kalmıştır. Asgari ücret tespit sürecinde tercih bir kez daha üreten emekten değil, sermayeden yana kullanılmıştır. Sermaye kesimi kâr rekorları kırarken, işçiler açlıkla mücadele etmeye zorlanmaktadır. Ortaya çıkan tablo yalnızca ekonomik bir başarısızlık değildir. Aynı zamanda asgari ücretle çalışan milyonlarca yurttaşın aklıyla alay edilmesi anlamına gelmektedir. Açıklanan rakam; emekçileri yoksulluğa değil, doğrudan açlığa ve hayatta kalma mücadelesine mahkûm etmektedir. Bir ücret; barınma hakkını karşılamıyorsa, gıdaya erişimi ve sağlıklı beslenmeyi imkânsız kılıyorsa, enerjiye erişimi sınırlandırıyorsa ve çocukların eğitimde eşitliğini ortadan kaldırıyorsa, orada artık ‘asgari ücret’ değil, sosyal çöküş vardır” dedi.
ÜCRET ENFLASYONU ARTIRMADI
Ücretlere yapılacak zammın enflasyonu artıracağı yönündeki iddialara tepki gösteren TÜKODER, “Son günlerde kamuoyuna yeniden servis edilen ‘Ücretler artarsa enflasyon artar’ söylemi, gerçeklerle bağdaşmayan bir algı yönetimidir. Gerçek şudur: Ücretler enflasyonu artırmamıştır, aksine enflasyon karşısında korunamamıştır. Fiyatlar sürekli yükselirken asgari ücret bu artışların çok gerisinde bırakılmıştır. Enflasyonu yaratan asgari ücretliler, emekçiler ve halk değildir. Enflasyonu yaratan, fiyatları belirleyenlerdir. Ancak bu tablonun bedelini ödeyen yine asgari ücretliler, emekçiler ve halk olmaktadır. Bu adaletsiz düzeni kabul etmiyoruz. Açıklanan asgari ücret, Evrensel Tüketici Hakları arasında yer alan temel ihtiyaçların karşılanması ve insanca yaşam hakkını açıkça ihlal etmektedir. İşçi temsilcilerinin yer almadığı, müzakere ve teklif süreçlerinin işletilmediği, işveren ve hükümetin tek taraflı kararıyla belirlenen bu ücretin meşruiyeti kalmamıştır. Hane halkının geçim koşulları, yoksulluk sınırı hatta açlık sınırı dahi gözetilmeden alınan bu karar; çalışanların büyümeden pay alamadığı, derin yoksulluğun kalıcı hâle getirildiği bir sürecin ürünüdür. Bu masa, halkı açlığa ve umutsuzluğa mahkûm eden bir yapıya dönüşmüştür” ifadelerini aktardı.
ASGARI ÜCRET YOKSULLUĞU KALDIRMALI
Asgari ücret konusunda taleplerini sıralayan TÜKODER, açıklamayı şu şekilde noktaladı: “Asgari ücret, açlık sınırının altında belirlenemez. Asgari ücret; insanca yaşamı mümkün kılacak, barınma, beslenme, enerji ve eğitim gibi temel ihtiyaçların karşılanabildiği bir alım gücüne göre yeniden belirlenmelidir. Ücret belirleme süreci kapalı kapılar ardında değil; toplumun tüm kesimlerinin katılımıyla yürütülmeli, tüketici örgütleri ve sendikalar bu masada yer almalıdır. Asgari ücret, yoksulluğu yöneten değil, yoksulluğu ortadan kaldırmayı hedefleyen bir sosyal politika aracı olmak zorundadır. Çalıştığı hâlde aç kalan, Çalıştığı hâlde barınamayan, Çalıştığı hâlde çocuğuna eşit bir gelecek sunamayan bir toplumda sorun kaynak değil, adalettir. Mücadelemiz Sürecek TÜKODER olarak bu adaletsizliğe karşı susmayacağız. Gelirde, vergide ve ülkede adalet sağlanana kadar; tüketicinin ve emekçinin insanca yaşam hakkını savunmaya kararlılıkla devam edeceğiz.”
Kaynak : HABER MERKEZİ