Türk Psikologlar Derneği’nden bakanlık genelgesine tepki 

Bakanlık tarafından yayımlanan genelgenin ciddi bir hak ihlali niteliğinde olduğunu söyleyen Türk Psikologlar Derneği, “Bu genelge, yalnızca ifade özgürlüğünü değil, aynı zamanda bilimsel bilgiye erişim hakkını, eğitim hakkını ve eşit yurttaşlık hakkını tehdit ediyor” dedi


  • Oluşturulma Tarihi : 15.05.2025 15:10
  • Güncelleme Tarihi : 15.05.2025 15:10
  • Kaynak : SULTAN GÜMÜŞ KAYA
Türk Psikologlar Derneği’nden bakanlık genelgesine tepki  haberinin görseli

Türk Psikologlar Derneği, 2 Mayıs 2025 tarihinde Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı tarafından yayımlanan ve ‘toplumsal cinsiyet’, ‘toplumsal cinsiyet kimliği’, ‘LGBTİ+’, ‘SOGIESC’ ve ‘kapsamlı cinsellik eğitimi’ gibi kavramların kamu kurumlarında kullanılmasını yasaklayan genelgeyi değerlendirdi. 
Genelgenin ciddi bir hak ihlali niteliğinde olduğunu söyleyen dernek, “Bu genelge, yalnızca ifade özgürlüğünü değil, aynı zamanda bilimsel bilgiye erişim hakkını, eğitim hakkını ve özellikle kadınların ve LGBT+'ların eşit yurttaşlık hakkını tehdit ediyor” dedi.

MERKEZİ BİR ÖNEME SAHİP

Bilimin, hakların ve özgürlüklerin yanında olduklarını kamuoyuna beyan eden dernek, şunları ekledi: “Türkiye'nin taraf olduğu Birleşmiş Milletler Kadınlara Karşı Her Türlü Ayrımcılığın Önlenmesi Sözleşmesi (CEDAW), İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi, AİHM İçtihatları ve Çocuk Haklarına Dair Sözleşme gibi belgeler, devletlerin bireylerin cinsiyet kimliği, cinsel yönelimi ve toplumsal rollerine dayalı ayrımcılığa karşı koruma sağlama yükümlülüğünü açıkça ortaya koyar. Toplumsal cinsiyet bireylerin toplum içinde kadınlık ve erkeklik rollerini nasıl deneyimlediklerini açıklayan bilimsel bir kavramdır. Dünya Sağlık Örgütü (WHO), Birleşmiş Milletler Nüfus Fonu (UNFPA) ve UNESCO gibi uluslararası kurumlar da bu kavramı kullanmakta ve toplumsal cinsiyet eşitliğinin, bireylerin sağlığı, eğitimi ve refahı açısından merkezi bir öneme sahip olduğunu vurgulamaktadır.”

ŞİDDET, AYRIMCILIK VE DIŞLANMAYA KARŞI MÜCADELEDE HAYATİ BİR İLKE

Toplumsal cinsiyet kavramını kamusal alandan silmeye çalışmanın, bilimsel bilginin kamusal politika oluşturmadaki rolünü reddetmenin ve özellikle kadınların ve LGBTİ+'ların karşılaştığı yapısal eşitsizlikleri görünmez kılmak anlamına geldiğini belirten dernek, “Toplumsal cinsiyet eşitliği, kadınların, çocukların ve LGBTİ+'ların maruz kaldığı şiddet, ayrımcılık ve dışlanmaya karşı mücadelede hayati bir ilkedir. Bu eşitliği reddeden veya görünmez kılmaya çalışan her türden idari düzenleme, Türkiye'de yıllardır mücadeleyle kazanılmış hakların geri alınmasına neden olur. Aile yapısının güçlendirilmesi amacıyla yapıldığı iddia edilen bu genelge, aslında bireylerin eşitliğini ve özgürlüğünü tehdit etmekte; aileyi, çoğulculuktan ve çeşitlilikten uzak, tekil bir anlayışa indirgemektedir. Toplumsal cinsiyet eşitliği, bir ideoloji değil; insan haklarının, bilimsel bilginin ve evrensel adaletin temelidir” sözlerine dikkat çekti. 

Yazarımız Kim ?

SULTAN GÜMÜŞ KAYA