“Türkiye çöp merkezi olabilir”

NURETTİN BAKİ
Ege Bölgesi Sanayi Odası (EBSO), son dönemde dikkat çeken atık ithalatına yönelik olarak mevzuat ve çevresel riskler hakkında bilgilendirme toplantısı düzenledi. EBSO Çevre Çalışma Grubu Başkanı Erdoğan Çiçekçi’nin yönettiği toplantıda Ege Üniversitesi Biyomühendislik Bölümü Öğretim Üyesi Prof.Dr. Nuri Azbar, Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü Çevre İzin ve Lisans Şube Müdürü Göktürk Bursalı, EBSO Atıkların Geri Kazanılması Sanayi Meslek Komitesi Üyesi Anıl Türksoy; plastik, kağıt, metal, cam gibi atıkların ithalatında çevresel riskler, mevzuat, karşılaşılan sorunlar, Türkiye için avantaj ve dezavantajlar hakkında bilgilerini paylaştı. Türkiye’de mevzuata uygun olarak plastik, kağıt, metal ve cam atıkların ithal edildiğini söyleyen EBSO Çevre Çalışma Grubu Başkanı ve Meclis Üyesi Erdoğan Çiçekçi, bu durumdan kimsenin şikayetçi olmadığını dile getirerek yaklaşık iki yıl önce bir değişikliğin olduğunu belirtti. Dünyada en büyük hurda alımı yapan Çin’in hurda ithalatını yasakladığını anlatan Çiçekçi, “Çin artık kendi atıklarını kendi ülkesinde değerlendirip dışarıdan almamaya karar verdi. Çin’in kararı bizi etkiledi. Son yıllarda Türkiye’nin ithalat cenneti olduğunu biliyoruz. Özellikle plastikte birinci ithalat ülkesi olduğuyla ilgili görüşler tartışılıyor. Çevre ayağından bakıldığında Türkiye çöp merkezi haline gelebilir” diye konuştu.
PLASTİK İTHALATIMIZ ARTTI
Ege Üniversitesi Biyomühendislik Bölümü Öğretim Üyesi Prof.Dr. Nuri Azbar ise yaptığı konuşmada ilerleyen süreçte okyanuslarda artık balıktan çok plastiğin gözleneceğini, bilim insanlarının yaptığı araştırmalarda Akdeniz sahillerinin plastiğe boğulduğu tespitlerinin yapıldığını söyledi. Bunu anlamak için bilim insanı olmaya gerek kalmadığını ve herkesin bu gerçeği gözlemleyebildiğini anlatan Azbar, “Türkiye’nin İngiltere’den plastik atık ithalatının artması, Türkiye’deki geri dönüşüm yetersizliği ile çevreye ve insan sağlığına verebilecek zararları beraberinde getirdi. Geçen yıl Çin dünyanın en büyük hurda ithalatçısı olmasına rağmen ülkesinin hurda ithal etmesine kısıtlama getirmişti. Türkiye’nin ise plastik atık ithalatı geçen yılın aynı dönemine göre iki katından fazla arttı. Bu yılın ilk çeyreğinde Türkiye’nin İngiltere’den ithal ettiği plastik atık 27 bin tona yükseldi. Türkiye, İngiltere’den en fazla plastik çöp ithal eden ülkeler arasına girdi” ifadelerini kullandı. Tehlikeli atık ithalatı riski olduğunu söyleyen Azbar, “Türkiye’nin çöplük hale gelme riski vardır. Kendi atığımız var iken biz bunu neden dışarıdan alalım. Yurt dışından alınması bir rehavet yaratacaktır. Çöpümüzü işleyememe riski vardır. Çöp cenneti olma riski vardır. En önemlisi ciddi bir döviz kaybı olacaktır. Kendi atığımızı kaynağında ayırıp doğaya ve yerli ekonomiye geri döndürmemiz lazım. Tanrı daha iyisini yapıncaya kadar elimizdeki en iyi gezegen bu. Unutmayalım” dedi
ASIL ATIK EVDE
EBSO Atıkların Geri Kazanılması Sanayi Meslek Komitesi Üyesi Anıl Türksoy ise konuşmasında, “Neden atık ithal etmek istiyoruz ona bakmamız lazım. Çin, dünyanın neredeyse dünyanın tüm atığını ülkesine alıyorduk. Biz atık ithal etmekte zorlanıyorduk, fiyatlar çok yüksek oluyordu. 2018 yılında Çin kapıları kapatınca, Avrupa orta vadede ya da uzun vadede kendi dönüştürebileceği atıkları kısa vadede elinden çıkarmak zorunda kaldı. Çevre çok önemli ama bir taraftan baktığınızda orijinal maddenin muadili olan bir ürün kullanılmak istendiğinden mutlaka ona ulaşmak zorundayız. Türkiye’de fiyatlar uygun olsa, atığı yurt dışından getirmek zorunda kalmayız” dedi. Olayın sektörlerinin ihtiyacı olan hammaddeyi durdurmamak olduğunu da aktaran Türksoy, “Hepimizin ihtiyacı olan hammaddeden üretilen mamulün uygun fiyata gelmesi. Orta uzun vadede önlemleri alarak Türkiye olarak kendi atığımızı üreterek kendimize yetecek duruma gelirsek hurda almayız, ama ülke olarak yetersizsek çevreyi kirletiyor diye durdurmak yanlış. Çevreyi nasıl kirletmeyiz buna bakmamız lazım. Asıl atık evde. Bugün sanayide 100 ton üretim varsa 1 tonu atık. Asıl atık evde. Evdeki atıkları toplayamıyoruz bu da yüzde 96’ya tekabül ediyor. Bu da bizim sorunumuz, sektörümüzün sorunu. Dövizin bu kadar yükseldiği bir noktada, geri dönüşümlü hammaddeye sanayinin çok ihtiyacı var” değerlendirmesinde bulundu.