- Gündem
- 20.05.2025 09:12
Ege Üniversitesi, Hemofili alanında Avrupa tarafından akredite edilen iki merkezi olan “Ege Hemofili Merkezi” ve “Ege Erişkin Hemofili ve TrombozMerkezi” ile ülkemizin alanında lider kurumlarından birisi.Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi İç Hastalıkları Anabilim Dalı Hematoloji Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Fahri Şahin, 17 Nisan, Dünya Hemofili Günü için önemli açıklamalarda bulundu
Doğumsal bir kanama bozukluğu olan hemofilinin nadir hastalıklardan olduğunu belirten Prof.Dr. Şahin, “Normalde vücudumuzda bir kanama olduğunda bu kanamayı pıhtılaşma faktörleri sayesinde durduruyoruz. Ancak doğumsal olarak bazı faktörler eksik olduğunda hemofili dediğimiz hastalık ortaya çıkıyor. Hastalarda, eğer bu faktörü yerine koymazsanız bir yeri kesildiğinde, bir yere çaptığında, bir kaza geçirdiğinde veya ameliyat olduğunda kanama olup bu kanama durmuyor” dedi.
“HEMOFİLİ BİR ERKEK HASTALIĞIDIR”
Hemofilinin ağırlıklı olarak erkek hastalığı olduğunu söyleyen Prof.Dr. Şahin, “X kromozomuna bağlı genetik geçişi olan hemofili bir erkek hastalığıdır. Kadınlar ise taşıcıyı oluyor. Genellikle ilk 2 yaş içerisinde tanı konuluyor. Genellikle hastalar, bebeklik döneminde emeklemeye başlayınca dizlerinin, dirseklerinin morarmasıyla annelerinin fark etmesi üzerine doktora getirilince tanı konuluyor. Faktör düzeyi düşük olunca da tanı konulup tedaviye başlanıyor ya da ağır hemofili dediğimiz, yani faktör düzeyi çok düşük hastalarda kanama olmadan da faktör yerine konularak ‘kanamasın, bunu koruyalım’ tedavisi veriyoruz bunun adına profilaksi diyoruz. Bu tedavi ile amacımız ‘sıfır kanama’. Bu tedaviyi başarılı bir şekilde kullanan hastalarda ya hiç kanama olmaz ya da çok az kanama olur ve erişkin yaşa herhangi bir hasar olmadan gelinebilir. Hastalar gerek imkanlar gerekse hasta uyumsuzluğu nedeniyle bu tedaviyi iyi alamadıysa özellikle diz, dirsek, ayak bileği gibi, bizim ağırlığımızı taşıyan eklemlerde hasarlarla karşımıza geliyorlar” diye konuştu. Günümüzde tedavi alternatiflerinin giderek arttığını ve olumlu yönde geliştiğinin altını çizen Prof.Dr. Şahin, “Bir hemofili hastası, yüz yıl önce ortalama 30 yıl yaşarken, şimdi 70-80 yıl yaşayabiliyor. Günümüzde artık oldukça seçenekli tedavi alternatifleri var. İyi bir tedaviyle hastalar ömürlerini normal bireylere yakın bir sürede geçirebiliyor” dedi. Ege Ajans