- Gündem
- 06.08.2025 16:19
Gaziantep, Hatay ve Afyonkarahisar’ın benzersiz mutfak sırları ve kültürel zenginlikleri, UNESCO tarafından neden tescillendi? Keşfetmeye hazır mısınız?
Türkiye, binlerce yıllık tarih boyunca çeşitli medeniyetlerin kültür mozaiğinde şekillenen mutfak zenginliğiyle sadece damaklarda değil, dünya kültür mirasında da önemli bir yer ediniyor. Bu derin ve çok katmanlı yemek kültürü, UNESCO’nun Yaratıcı Şehirler Ağı kapsamında gastronomi alanında tescillenerek küresel ölçekte hak ettiği değeri kazandı.
Gaziantep, Hatay ve Afyonkarahisar, gastronomideki özgünlükleri ve sürdürülebilir uygulamalarıyla UNESCO tarafından onurlandırılan Türkiye’nin üç öncü şehri olarak öne çıkıyor. Bu şehirler sadece lezzetleriyle değil, mutfak kültürünü yaşatan toplumsal yapıları ve kültürel aktarım pratikleriyle de dikkat çekiyor.
2015 yılında UNESCO’nun gastronomi ağına dahil edilen Gaziantep, Türkiye’nin bu alandaki ilk temsilcisi olarak gururla yerini aldı. Antep mutfağı, dünyaca bilinen baklava, beyran çorbası, Ali Nazik kebabı ve tabii ki eşsiz Antep fıstığı gibi ürünlerle gastronomi haritasında güçlü bir imza bırakıyor.
Gaziantep’in mutfak geleneği, sadece tariflerin nesilden nesile aktarılmasıyla kalmıyor; sürdürülebilir tarım yöntemlerinin benimsenmesi, yerel üreticilerle kurulan güçlü bağlar ve gastronomi festivalleri şehrin canlılığını koruyan dinamik unsurlar arasında. Üniversitelerin gastronomi alanındaki çalışmaları ise bu kültürün bilimsel bir zeminde desteklenmesini sağlıyor.
UNESCO gastronomi şehirleri arasına 2017’de katılan Hatay, farklı kültürlerin mutfağı harmanladığı zenginliğiyle benzersiz bir gastronomi deneyimi sunuyor. Arap, Türk, Ermeni ve Hristiyan kültürlerinin lezzetlerini barındıran Hatay, humus, tepsi kebabı, oruk ve künefe gibi tatlarla Ortadoğu-Akdeniz mutfak coğrafyasının en seçkin örneklerini bünyesinde barındırıyor.
Hatay mutfağında kullanılan baharatlar ve doğal malzemeler, hem tat hem de sağlık açısından öncelikli yer tutuyor. Yerel yönetimlerin gastronomi eğitimi ve kültürel mirasın aktarımı konusundaki aktif rolü, bölgedeki gastronomi canlılığını perçinliyor. Ayrıca yöresel yemek festivalleri ve pazar kültürüyle yerel üreticilerin katkıları sürdürülebilirliği güçlendiriyor.
2019 yılında UNESCO tarafından gastronomi şehri olarak tescillenen Afyonkarahisar, özellikle afyon kaymağı, sucuk, lokum ve keşkek gibi geleneksel ürünlerle öne çıkıyor. Şehrin mutfak geleneği, asırlık üretim tekniklerinin ve tarımsal zenginliğin harmanlandığı sürdürülebilir bir yapıya dayanıyor.
Afyonkarahisar, tarihî kervansaray kültürü ve misafirperverliğiyle gastronomiyi bir turizm ve kültür deneyimine dönüştürüyor. Yerel yemek pişirme yöntemlerinin korunması ve detaylı üretim süreçlerinin yaşatılması, bu mirasın gelecek kuşaklara aktarılmasında kritik rol oynuyor.
Gaziantep, Hatay ve Afyonkarahisar, gastronomiyi sadece lezzet üretimi olarak değil, aynı zamanda yerel kalkınmanın, kültürel kimliğin ve sürdürülebilirliğin temel taşı olarak kullanıyor. UNESCO unvanları, bu şehirlerin turizm potansiyelini artırırken, bölge ekonomilerine de önemli katkılar sağlıyor.
Türkiye’nin gastronomi şehirleri, yerel tatları keşfetmek isteyenler için sadece bir gezi rotası değil, aynı zamanda tarih, kültür ve sürdürülebilirlik ekseninde unutulmaz bir deneyim sunuyor. Bu şehirlerde gastronomi, geçmişle geleceği birleştiren köprü olarak işlev görüyor.
Kaynak : HABER MERKEZİ