Sayfa Yükleniyor...
Yem fiyatlarının artmasıyla zor durumda kalan süt üreticisinin, süt veren anaç hayvanlarını kestirmek zorunda bıraktığını belirten Tire Süt Kooperatifi Başkanı Eskiyörük, “Türkiye’de yem sütten daha pahalı” dedi
NURETTİN BAKİ-ÖZEL HABER
İnsan yaşamının her evresinde gerekli olan süt, C vitamini ve demir dışında makro ve mikro besin öğeleri için iyi bir kaynaktır. Özellikle çocukluk, gebelik-emziklilik ve yaşlılık dönemlerinde kemik sağlığı açısından oldukça önemli olduğu bilinmektedir. Süt üreticileri ise bu faydalarına rağmen ülkemizde süte gereken önemin verilmediğinin altını çiziyor. Özellikle hayvan yeminde artan fiyat artışları üreticiyi ciddi anlamda zor durumda bırakırken, üretici süt veren anaç hayvanlarını kestirmek zorunda kalıyor. Konuyla ilgili gazetemize konuşan Tire Süt Kooperatifi Başkanı Mahmut Eskiyörük, “Türkiye’de en çok tüketilen içeceklerin raf fiyatları ortada. Süt değerine göre en ucuz sıvıdır” değerlendirmesinde bulundu.
ÜÇ AYDA BİR GÜNCELLENMELİ
Hayvana verilen yemin sütten daha pahalı olduğunun altını çizen Eskiyörük, bu maliyetleri karşılamayan üreticilerin ise süt veren anaç hayvanlarını kestirdiğini söyledi. Eskiyörük, “Bugün yemin sütten pahalı olduğu ülkemizde üretimin ve üreticinin geleceği tehlikede. Çünkü çiftçi süt üretimini sürdüremez hale geldi. Üretimin sürdürülebilmesi için üretici 1 litre süt ile en az 1,3 kilogram yem alabilmesi gerekirken şu anda 1 kilogram bile yem alamıyor. Üretici yem alamadığı için çaresizlikten ineklerini kesime gönderiyor. Yıllarca büyük emeklerle bakılan anneler en verimli çağında kesime gidiyor, üretim düşüyor sonra yetmezlik oluşuyor ve bu açık ithalat ile kapatılmaya çalışılıyor. Bu kısır döngü uzun yıllardır yaşanıyor. Bunun sonucunda başta üretici olmak üzere tüketici ve milli ekonomi zarar görüyor. İthalat şirketleri ve yabancılar para kazanıyor. Bugünkü tablonun daha ağır olanını 2008 yılında yaşadık. Seyirci kalınmasının bedelini ülkemiz 3 milyar dolar ithalatla açığı kapatarak ödedi. Tarım Bakanlığımız bu defa seyirci kalmayıp tozlaştırma projesiyle piyasaya müdahale ederek regüle etti. Tabi ki bu yetmiyor, üretimi ve üreticiyi kurtarmak için yem-süt paritesi çerçevesinde süt fiyatının belirlenip 3 ayda bir güncellenmesi gerekiyor” ifadelerini kullandı.
DÜŞÜNDÜRÜCÜ!
Süte talebi artırmak için öncelikle kalitesini artırmak gerektiğini de sözlerine ekleyen Eskiyörük, “Süte talep yaratmak için süt kalitesinin iyileştirilerek ihracatı arttırmamız en doğru adımdır. İnsan sağlığı ve milli ekonomi için bu kadar önemli olan bir gıdanın market raflarında da hak ettiği değeri görmemesi süt sektörünü iyice zora sokmaktadır. Türkiye’de en çok tüketilen içeceklerin raf fiyatları bunu kanıtlamaktadır. Süt değerine göre en ucuz sıvıdır. Diğer içeceklerdeki afaki artış hiç konu olmazken iken süt fiyatlarının bu denli geri kalması da düşündürücüdür. Bugün yıllık kişi başına düşen süt tüketimi gelişmiş ülkelerde 100 litre üzerinde iken bu rakam ne yazık ki ülkemizde sadece 30 litre civarında seyretmektedir. Sağlıklı nesiller yetiştirmek ve süt üretiminin devamlılığını sağlamak için ülkemizin tüm çocuklarının her gün 2 bardak süt içmek hakkıdır. Tüketimi arttırarak süte değer kazandırmak ise hepimizin sorumluluğudur” şeklinde konuştu.
TÜRKİYE’YE YAKIŞMIYOR
Yaşananların Türkiye’ye yakışmadığını belirten Eskiyörük, çözüm olarak kooperatifleşmenin şart olduğunu ifade etti. Eskiyörük, “Ülke olarak 2 tane Türkiye’yi besleyecek zenginliğimiz varken tarımda gittikçe artan kayıplar bir kader değildir. Üretimi planlayıp, kaynakları verimli kullanarak doğru bir destekleme politikasıyla çok kısa zamanda bu sorunları ortadan kaldırmak mümkündür. Çözüm olarak; devlet; pariteyi sağlamak için süt destekleme primini piyasa normale dönüşünceye kadar aradaki açığı kapatacak şekilde düzenlemelidir. Bu düzenlemeyi örgütlü üretici ile örgütsüz üretici arasındaki makası açarak ileriye dönük piyasa düzenini sağlayacak olan örgütlü yapıyı geliştirmelidir. İhracata uygun süt miktarımızı arttırmak için sütün kalitesini iyileştirmeye yönelik uygulama yaparak uygun kriterlerde süt toplayan örgütlere bu maliyetlerini karşılamak üzere teknik destek primi verilmelidir. Tüm bu yapısal sorunları ortadan kaldırmanın çözümü kooperatifleşmedir. Aksi takdirde üreticinin maliyetlerini düşüremeyiz, gıda güvenliğini sağlayamayız, kayıt dışılığı önleyemeyiz, veri oluşturamadığımızdan dolayı üretimi planlayıp fiyat istikrarı sağlayamayız ve göçü önleyemeyiz” diye konuştu.
Haber Merkezi