- Gündem
- 18.06.2025 01:10
Türkiye hapishanelerinde bin 347 çocuğun tecrit şartları altında yaşamlarını idame ettirdiğini kaydeden İHD, bir kez daha seslendi: “Bir çocuğu hapsetmenin onarıcı hiçbir yönü yoktur.”
SULTAN GÜMÜŞ KAYA
Bir çocuğun tutuklanmasının başvurulacak en son yöntem olduğunu söyleyerek bir açıklama yapan İnsan Hakları Derneği (İHD), Türkiye hapishanelerinde tutuklu bulunan çocuklar için bir kez daha çağrıda bulundu. Tutuklu çocuk sayısının gittikçe arttığını vurgulayan İHD, tecrit şartlarında yaşam sürdüren çocuklar için sağlıklı bir uygulamaya geçilmesi gerektiğini kaydetti. 31 Ekim 2021 itibariyle Türkiye hapishanelerinde bin 347 tutuklu çocuk bulunuyor. 566 hükümlü çocuğun ise cezaları, Kovid-19 izniyle hapishane dışında infaz ediliyor. Tutuklu çocuklar, çocuk ve gençlik kapalı ceza infaz kurumlarında ya da yetişkin kapalı ceza infaz kurumlarının çocuk koğuşlarında tutulmaya devam ediyor” açıklaması yapıldı.
BAŞVURULACAK EN SON YÖNTEM…
İHD, açıklamasını şöyle sürdürdü: “Birleşmiş Milletler Çocuk Haklarına Dair Sözleşme (BMÇHS), bir çocuğun tutuklanmasının başvurulacak en son yöntem olması ve bunun en kısa süreyle uygulanmasını devletlere bir yükümlülük olarak verirken, Türkiye’de tutuklu çocukların sayısı, tüm zamanlarda hükümlü çocuklardan daha fazla olmuştur ve çocuklar, kimi suç tiplerinde veya kanun yollarına giden dosyalarda çok uzun süre tutuklu yargılamalarla karşılaşmaktadır. Çocuk Koruma Kanunu, öngördüğü koruyucu ve destekleyici tedbirlerin suçla ilişkilenen çocuklar hakkında da uygulanmasını düzenler. Buna karşılık çocuklar, yeterli risk ve ihtiyaç analizi yapılmaksızın ve etkin tedbirler uygulanmaksızın tutuklanmaktadır. Bu da suçtan uzaklaşmalarının aksine bir sonuç doğurmaktadır. Onarıcı adalet, çocuklar için yerini cezalandırıcı adalete bırakmıştır.” Tutuklu çocukların aileleriyle ve dış dünyayla kurdukları sınırlı iletişimin, hapishanede erişebildikleri sınırlı sosyal ve kültürel etkinliklerin, eğitim-öğrenim ve sağlıklı gelişim hakkının önündeki engellerin pandeminin getirdiği sınırlılıklarla eskisinden çok daha olumsuz koşullar yarattığını öne süren İHD, “Çocuklar, bir yılı aşkın süredir bu olağan dışı tecrit şartlarında tutulmaktadır. Tecridin sonucu olarak tetiklenen şiddet ve bu şiddetin önlenmesi adına yapılan çalışmaların bağımsız izleme mekanizmaları tarafından denetlenemiyor olması, en büyük endişelerimizden biridir. Pandemi döneminde hükümlü çocukların izinli sayılarak cezalarını denetimde -kurum dışında geçirmeleri, bu durumdan yararlandırılmayan tutuklu çocukların ceza almayı göze alarak haklarındaki yargılamanın bir an önce bitmesini istemelerine sebep olmaktadır; haklarındaki ceza kesinleştiğinde hükümlü sıfatıyla tahliye olabileceklerdir. Bunun anlamı, çocukların savunma haklarından vazgeçtikleri, bir diğer deyişle uygulamanın çocukların adil yargılanma haklarını ihlal ettiğidir” bilgisini paylaştı.
ONARICI HİÇBİR YÖNÜ YOK
İHD, son olarak, şu çağrıda bulundu: “Çocukların bir daha suçla ilişkilenmemesi için yaşamdan soyutlanarak hapsedilmeleri yerine aile ve sosyal hizmetler bakanlığı ve milli eğitim bakanlığıyla, sivil toplum örgütleriyle, alanda faaliyet gösteren meslek örgütleriyle ve elbette çocuklarla ortak çözümler aranmalı, çalışmalar yürütülmelidir. Tahliyeleri tamamlanana kadar çocuklar, tecritin doğurduğu olumsuz etkilerden korunmalıdır. Ailelerine, arkadaşlarına, avukatlarına, sivil toplum örgütlerine, bağımsız denetim mekanizmalarına, eğitim ve oyun materyallerine, sağlıklı gıdaya ve sağlık birimlerine erişimlerinin önündeki engeller kaldırılmalı ve çocuklar buralara erişmeleri için desteklenmelidir. Çocukların üstün yararı ve iyilik hali adalet sisteminin her aşamasında gözetilmeli, çocuk tutukluluklarına kalıcı olarak son verilmelidir. Tutuklama yerine risk ve ihtiyaçlara göre geliştirilecek adli kontrol uygulamaları ile çocukların korunması ve desteklenmesi sağlanmalıdır.
Hükümlü çocuklar için cezalandırıcı uygulamalar dışında hapsetmenin alternatifleri, salgın önlemlerinden sonra da asıl yöntem haline gelmelidir. Bir çocuğu hapsetmenin onarıcı hiçbir yönü yoktur.”