- Gündem
- 31.07.2025 11:35
Üniversite tercih sürecine ilişkin yapılan ani takvim değişikliği ve tercih kılavuzunun gecikmesi, üniversite adaylarını ve eğitimcileri zor durumda bıraktı. Eğitim-İş, yaşanan sürecin kurumsal plansızlık ve liyakatsizlikten kaynaklandığını savunarak ÖSYM’yi şeffaflık ve kamu sorumluluğuna davet etti
Üniversite yerleştirme sürecini yürüten Ölçme, Seçme ve Yerleştirme Merkezi (ÖSYM), tercih kılavuzunun ilanı ve tercih tarihleriyle ilgili yaptığı ani değişiklik nedeniyle eleştirilerin hedefi oldu. Üniversite sınav sonuçlarının açıklanmasının üzerinden 10 gün geçmesine rağmen tercih kılavuzunun yayımlanmamış olması, öğrencilerde ve ailelerinde endişeye yol açtı.
Eğitim ve Bilim İşgörenleri Sendikası (Eğitim-İş), yaptığı açıklamada bu durumu ‘plansızlık’ ve ‘liyakatten uzak kurumsal işleyiş’ olarak nitelendirerek ÖSYM’yi sorumluluğa davet etti. Sendika, tercih sürecinde yaşanan belirsizliğin yalnızca öğrencileri değil, aileleri ve eğitimcileri de etkilediğine dikkat çekti.
“Gençlerin geleceği, liyakatsiz kurumlarda oyuncak edilemez!” başlıklı yazılı açıklamada sendika, şu ifadelere dikkat çekti: “Ölçme, Seçme ve Yerleştirme Merkezi (ÖSYM) tarafından tercih kılavuzunun ilanı ve tercih sürecinin başlama tarihine ilişkin yapılan ani değişiklik, üniversite adayı öğrencilerimizi zor durumda bırakmıştır. Bu ani değişiklik, sadece bir takvim kayması değil; ciddi bir plansızlığın ve kurumsal liyakatsizliğin sonucudur. Yükseköğretim Kurumları Sınavı (YKS) gibi milyonlarca gencin kaderini etkileyen bir süreçte keyfiliğin, plansızlığın ve liyakatsizliğin yeri olamaz. Tercih tarihlerini son dakikada değiştirmek; planlamayı, emeği ve öğrencilerin psikolojik hazırlığını hiçe saymaktır. Üstelik bu değişikliğe ilişkin kamuoyuna hiçbir gerekçe sunulmamış olması, kurumun şeffaflıktan ve kamusal sorumluluktan ne denli uzaklaştığını bir kez daha gözler önüne sermiştir. 2018-2022 yılları arasında YKS’ye giren adaylar, sınav sonuçları açıklanmadan önce tercih kılavuzlarına erişebiliyorlardı. Bu uygulama, adaylara ön hazırlık yapma fırsatı tanıyor, tercih sürecini daha sağlıklı ve planlı şekilde yürütmelerine olanak sağlıyordu. 2023’te bu uygulamadan vazgeçen ÖSYM, 2023 ve 2024 yıllarında sınav sonuçları ve tercih kılavuzlarını aynı gün yayımladı. 2025’e geldiğimizde ise durum daha da vahim bir hal aldı: sınav sonuçları 19 Temmuz’da açıklandı, aradan 10 gün geçmiş olmasına rağmen hala tercih kılavuzu yayımlanmadı. Üstelik kamuoyuna bir gerekçe sunulmadan, tercih dönemi için daha önce ilan edilen tarih ertelendi.”
Açıklamanın devamında ise “Bu durum yalnızca öğrencilerin değil, ailelerin ve eğitim emekçilerinin de planlarını altüst etmiştir. Yüzbinlerce genç, geleceğini belirleyecek bir tercih sürecine dair bilgi sahibi olmadan belirsizlik içinde bırakılmıştır. Kılavuzun yayımlanmasının geciktirilmesi ve tercih dönemiyle arasında 1 gün olması, öğrencilerin sağlıklı düşünmesini engellemekte; plansızlık, kaygı ve güvensizlik ortamı yaratmaktadır. Bir kamu kurumu olan ÖSYM’nin bu şekilde hareket etmesi, yalnızca basiretsizlik değil, aynı zamanda liyakatten uzak kadrolaşmanın ve kurumsal işleyişteki çöküşün açık bir göstergesidir. Eğitimde böylesi kritik bir sürecin, bilimsel, planlı ve kamusal sorumlulukla değil; keyfi uygulamalarla, liyakatsizlikle ve günü kurtarma anlayışıyla yönetilmesi kabul edilemez. Gençlerin geleceği, kurum içi son dakika kararlarına teslim edilemez. Eğitimde bu tür bir belirsizlik, öğrencilerin sadece tercihlerini değil, umutlarını da hedef almaktadır. Eğitim-İş olarak, ÖSYM’yi şeffaflığa, sorumluluğa ve kamuya hesap verme bilinciyle hareket etmeye davet ediyoruz. Tercih sürecindeki bu belirsizlik son bulmalı, öğrencilerin ve eğitim emekçilerinin emeği yok sayılmamalıdır” çağrısı yapıldı.
Kaynak : SULTAN GÜMÜŞ KAYA