Uzmanından uyarı: Asıl test ebeveyn olmadan önce yapılmalı

Evlilik öncesi ve çocuk sahibi olmadan önce uygulanacak psikolojik testlerle bireylerin ebeveynlik ve evlilik için hazır olup olmadığı değerlendirilecek. Uzmanlar, psikolojik testlerin yalnızca evlilik öncesinde değil, ebeveyn olmadan önce de yapılması gerektiğini vurguladı

  • Oluşturulma Tarihi : 23.09.2025 09:01
  • Güncelleme Tarihi : 23.09.2025 09:01
  • Kaynak : MERVE AĞRIÇ
Uzmanından uyarı: Asıl test ebeveyn olmadan önce yapılmalı haberinin görseli

Evlilik hazırlığı yapan çiftler için yeni bir uygulama üzerinde çalışılıyor. Mevcut durumda sağlık kontrollerinden geçen çiftlerin, psikolojik değerlendirmelerden de geçmeleri ve ‘uygunluk raporu’ almaları gerekecek. Uzman Klinik Psikolog ve Avrupa Birliği Uzmanı Metin Olataş, testlerin evlilik öncesi ve çocuk sahibi olmadan önce de uygulanması gerektiğini vurgulayarak, “Bireyin ebeveynlik psikolojisine hazır olup olmadığı da gözden geçirilmeli” dedi. Olataş, testlerin olumsuz çıkması halinde destek mekanizmalarının önemine dikkat çekerek, “Devletin her hastalık için sağladığı imkanlar gibi, psikolojik destek de sağlanmalı. Aksi takdirde vatandaşlar evlilik dışı ilişkilere ve istenmeyen sonuçlara sürüklenebilir. Ücretsiz destek sağlanmazsa uygulamanın bir anlamı kalmaz” ifadelerini kullandı. Sosyolog Dr. İrfan Özet ise uygulamanın toplumsal etkilerine işaret ederek, “Uygulamanın kırsal ve taşra bölgelerinde geleneksel görücü usulü evlilikleri gerileteceği aşikâr. Aynı zamanda bu model üzerinden aile kurma, eş bulma gibi sorunlarına çözüm bulan; geleneksel kültür habitusunda kalmaya kararlı çevrelerde de anlamlı tepkilerin geleceğini öngörmek mümkün” değerlendirmesini yaptı.

metin olataş

SAĞLIKLI NESİLLER İÇİN

Psikolojik testlerin sadece evlenmeden önce değil, çocuk sahibi olmadan önce de uygulanması gerektiğini vurgulayan Uzman Klinik Psikolog ve Avrupa Birliği Uzmanı Metin Olataş, “İki kişinin evli olması ile bir çocuğun bakımını üstlenmesi bambaşka bir şey. Yani ikisinin de getirmiş olduğu zorluklar birbirinden farklı. Sağlıklı nesiller yetiştirme amacıyla anne babanın ruhsal, psikolojik olarak da güçlü olması ya da güçlü değillerse bile bunların desteklenmesi gerekiyor. Bu nedenle sadece evlilik öncesinde değil, çocuk sahibi olmadan önce de psikolojik test uygulanmalı. Bireyin ebeveynlik psikolojisine hazır olup olmadığı gözden geçirilmeli” dedi. 

evlilik

“DESTEK SAĞLANMALI”

Kan ve benzeri testlerin yapıldığı gibi psikolojik testlerin de yapılması gerektiğinin altını çizen Olataş, “Evlenmek sadece 2 kişinin aynı evde yaşaması demek değil. Fiziksel ve maddi uyum gibi ciddi bir ruhsal uyumun da olması gerekiyor. Ruhsal bir dengesizlik varsa evliliği yürütmek oldukça zor oluyor. Zaten günümüzde yaşanan olaylardan dolayı ruhsal sağlığımızı korumak yeterince güç. Bir de psikolojik ve duygusal olarak kendimizi iyileştirmeden bir yolculuğa çıkmak evliliği daha da zorlaştırabilir. Bu nedenle psikolojik test ve psikolojik destek bu noktada çok önemli. Bu uygulamaların kamu ya da özel desteklemeler ile yapılacağını varsayarsak çok kıymetli” diye aktardı.  
Testlerin olumsuz sonuçlanması durumunda nasıl bir yol izlenmesi gerektiğine değinen Olataş, “Devletin her hastalık için yaptığı hastaneler ve sağlık ocakları var. Buralarda ücretsiz olarak tedavi sağlanıyor. Hepimiz en temel düzeyde biyolojik-fiziksel sağlığımızın iyileşmesi için devletimizin tanımış olduğu imkanlardan yararlanabiliyoruz. Kişilere eğer bu şekilde bir psikolojik-psikiyatrik destek hizmeti sağlanacaksa çok mantıklı bir uygulama. Ancak testin ardından negatif bir sonuç olduğu zaman vatandaşın tedavisine destek sağlanmazsa uygulamanın bir anlamı kalmaz. Devlet evliyle yeni bir zorluk daha eklenmiş olur” ifadelerini kullandı. 

evlilik

EVLİLİK DIŞI İLİŞKİLERE SÜRÜKLENEBİLİR

Hangi testlerin uygulanacağının, neye göre değerlendirileceğinin ve iyileşme prosedürleri nasıl olacağının belirlenmesi gerektiğini aktaran Olataş, “Sonrasında da özel, kamu, üniversiteden oluşacak 3 ayaklı bir sistemle destek mekanizmalarının yapılandırılması gerekiyor ve ücretsiz olması gerekiyor. Devlet benden böyle bir testi talep ediyorsa, iyileşmem için ücretsiz desteği de sağlamalı. İzmir koşullarında en uygun terapiler 2 bin TL’den başlıyor ve 7 bin TL’ye kadar değişiklik gösterebiliyor. Bu tedaviyi herkes sağlayamaz. Bu durumda da arka yollar aranmaya başlayacak, daha çok sorun oluşur. Vatandaşlar evlilik dışı ilişkilere sürüklenebilir. Bu da devletin istemediği bir şey. Yanlış uygulamalarda evlilik dışı çocuk sahibi olmalara ve beraberinde getireceği bireysel ve toplumsal problemler meydana gelebilir” diye konuştu. 

irfan özet

ÖZET: GÖRÜCÜ USULÜ GERİLEYECEK

Evlilik, doğum, boşanma, nüfus artış hızının düşüşü gibi başlıkların son dönemlerde iktidar partisi ve muhafazakâr çevrelerde yakıcı düzeyde bir ‘beka’ meselesi olarak ele alındığını dile getiren Sosyolog Dr. İrfan Özet, “Dolayısıyla hali hazırdaki evliliklerde geçimsizlik, şiddet ve son tahlilde boşanmalardaki artışın bekâr ve genç kuşaklarda evlilik kurumuna yönelik kategorik bir reddiye ya da daha hafif bir ifadeyle temkinli yaklaşımlara davetiye çıkardığı görüşü hâkim. Kamu kurumlarında söz konusu uygulama ile özellikle büyük kentlerde ivme kazanan boşanma dalgasının kontrol edilebilir seviyelere çekilmesinin öngörüldüğü kanaatindeyim. Söz konusu uygulamanın kitle dünyasında tetikleyeceği hareketliliği ise, özelikle kırsal, taşra çevrelerinde görmemiz daha olası. Bu çevrelerde asırları aşan görücü usulü evlenme geleneğinin ‘psikolojik uyum’ gibi sosyal ehliyet gerektiren uygulamalar karşısında gerileyeceği aşikâr. Aynı zamanda bu model üzerinden aile kurma, eş bulma gibi sorunlarına çözüm bulan; geleneksel kültür habitusunda kalmaya kararlı çevrelerde de anlamlı tepkilerin geleceğini öngörmek mümkün” dedi. 

TOPLUMDA ETKİLİ BİR ADIM OLACAK

İktidar çevrelerinin, özellikle büyük kentlerdeki genç kuşaklarda evliliğe dönük kayıtsızlığın hayat pahalılığı gibi aktüel sorunlarla ilgisinin olmadığını öne sürdüğünü dile getiren Özet, “Ancak ekonomik dinamikler, geçmişten günümüze evliliklerdeki istikrar ve dengeleri belirlemede halen etkisini ortaya koymaktadır. Dolayısıyla ekonomi, gelecek kaygısı, bozulan sosyal denge gibi yapısal faktörleri dikkate almadan, aile kurumundaki sorunları yalnızca ‘psikolojik uyumla’ sınırlandırmamanın söz konusu trendi anlamada oldukça eksik kalacağı kanaatindeyim” diye belirtti.  Özet, bu uygulama ile toplumdaki psikolojik destek alma algısının da değişebileceğini belirterek, “Bu tür adımların, geniş kesimlerin psikolojik destek başta olmak üzere, yüzleşmekten kaçındığı sorun alanların çözümüne dair etkili bir adım olacağını öngörmek mümkün. Özellikle geleneksel ve modern değerler arasında bocalayan, toplum baskısını merkezde tutarak kişisel ya da aile yaşamındaki hareketlilik ve değişmelerle yüzleşmekten kaçınan kesimlerde etkili olacaktır” sözlerine yer verdi.

Kaynak : MERVE AĞRIÇ