- Gündem
- 22.05.2025 22:28
Okul masraflarını karşılayabilmek için kredi kartı çıkaran veliler, neredeyse bir asgari ücrete tekabül eden giderler karşısında çaresiz. Borç altına giren ebeveyn artık öğrencisini değil, kartını okutuyor
SULTAN GÜMÜŞ KAYA / ÖZEL HABER
Okulların açılmasına sayılı günler kala okul alışverişi için yola çıkan ebeveynler ve öğrenciler, acı bir tablo ile karşılaştı. Kırtasiye, kıyafet, çanta ve bağış adı altında alınan kayıt ücretlerine yapılan zam, yurttaşa iki seçenek bırakıyor: ‘Ya Veli-Der’e başvur ya da kredi kartı çıkar!’
Durumu gazetemiz aracılığıyla kamuoyuna aktarmak isteyen Veli-Der İzmir Şube Başkanı Necati Kalafat, okul giderlerinin neredeyse asgari ücret fiyatına ulaştığını kaydederek, “Sanki 30 yıl öncesine gitmişiz gibi” dedi. Okulların para almıyor gibi göründüğünü ama kırtasiyesinden çantasına, ceketinden servisine velilerin kaldıramayacağı bir yüke neden olunduğunu aktaran Kalafat, “Veli-Der olduğumuz için sanki bir devlet kurumuymuşuz gibi davranılıyor. ‘Kitap alamadık çocuğumuza, siz alır mısınız?’ diyen çok fazla velimiz var. Hiç yoksa bu ve benzeri en az 50 talep alıyoruz” dedi. Tüm bu masrafların üzerinden gelebilenlerin ise kredi kartlarına muhtaç kaldığını vurgulayan Başkan Kalafat, “Bu da 2-3 ay sonra ev ekonomisine yansıyacaktır, krize yol açacaktır” sözlerine dikkat çekti.
30 YIL ÖNCESİNE GİTMİŞİZ GİBİ
“Kırtasiye ücretlerine zam, kıyafete, çantaya, servise zam... Veliler artık cidden üstesinden gelemiyor” diyen Başkan Kalafat, “Ebeveynler evdeki öğrenciyi okula nasıl göndereceğini bilemiyor artık. Çok zor ve dar durumdalar. Eğitim hayatının bu şartlar altında başlaması çok mümkün görünmüyor. Başlayacak ama çoğu öğrenci kitabını, kalemini, defterini eksik alarak okuluna gidecek. Sanki 30 yıl öncesine gitmişiz gibi! O kadar kötü bir tablo var. Veli-Der olduğumuz için sanki bir devlet kurumuymuşuz gibi davranılıyor. ‘Kitap alamadık çocuğumuza, siz alır mısınız?’ diyen çok fazla velimiz var. Hiç yoksa bu ve benzeri en az 50 talep alıyoruz. Ayrıca tüm bunların üzerine yardım kaynak kitap sorunsalı çıktı. Okulların çoğunda yardımcı kaynak kitaplar isteniyor. Henüz alınması gereken okul kitabını alamayan insanlar yardımcı kaynak kitaba nasıl ulaşabilsin? Hiçbir şey istenmiyor bile olsa fotokopi isteniyor. Bağış adı altında kayıt paraları isteniyor. Asgari ücrete çalışan bir işçinin ya da tarlada yıllık geçimini sağlayan bir yurttaşın, bu giderleri karşılama şansı iyice düşüyor” sözlerini kullandı.
GİDERLER ASGARİ ÜCRETE YAKIN
Kırtasiye giderlerinin geçen yıla oranla en az iki katı arttığını belirten Kalafat, “Veli geçen sene 10 liraya iyi - kötü bir defter alabiliyorsa, bu sene 25-30 liradan aşağıya ürün bulamıyor. Durumun ne kadar vahim olduğunu anlatabilmek adına şunu söylemek istiyorum. Kitap, defter alabilen veliler, kredi kartı ile bu ihtiyacı karşılayabiliyor. Yani aslında borçlanarak eğitim-öğretim malzemelerinin üstesinden gelmeye çalışıyorlar. Ay sonunu getiremeyecekleri için sonrasında çocuklarının boğazından kesecekler. İnanılmaz karanlık bir tablo söz konusu. Bir öğrencinin okul hazırlık sürecinde gerekli olan ürünler, neredeyse bir asgari ücrete yakın maliyete tekabül ediyor” bilgisini paylaştı.
KREDİ KARTLARINA MUHTAÇ KALIYOR
Eğitimin özellikle ilk kademenin devlet tarafından ücretsiz bir şekilde karşılanması gerektiğini savunan bir dernek olduklarını söyleyen Başkan Necati Kalafat, son olarak, “Zaten anayasada da bu güvence altına alınmıştır. Zorunlu eğitim devlet tarafından karşılanması gereken bir durumdur. Fakat görüyor ve duyuyoruz ki, okullarda okul aile birlikleri üzerinden, bağış adı altında, gizli bir zorunlulukla velilerden, yoksul insanlardan para isteniyor. Okullar para almıyormuş gibi görünüyor ama kırtasiyesinden çantasına, ceketinden servisine velilerin kaldıramayacağı bir yük… Üç çocuğu olan bir ailenin asgari ücretten daha fazla olan bu giderlerin üstesinden gelmesi zor. Aşılması güç bir süreçten geçiyor veliler. Yapabilenlerde dediğim gibi kredi kartlarına muhtaç kalıyor. Bu da 2-3 ay sonra ev ekonomisine yansıyacaktır, krize yol açacaktır. ‘Parası olan okutsun, olmayan da eskilerle devam etsin ya da eğitimden vazgeçsin’ anlayışı var.
AÇLIK VE SAĞLIKSIZ BESLENME…
Görüşlerine yer verdiğimiz bir diğer isim Eğitim-İş İzmir 1 Nolu Şube Başkanı Adem Yıldırım ise okula başlama maliyetlerinin bin TL’nin üzerine çıktığını açıklayarak, “TÜİK ‘te enflasyon yüzde 80, kırtasiyelerde enflasyon yüzde 400 ‘lere ulaşıyor. Bir kurşun kalemin bile maliyeti 3 kat arttı. Okul kıyafeti, ayakkabı ve servis ücretleri de dahil olduğunda birden fazla çocuğunu okula gönderen ailelerin bu hızlı yoksullaşma içinde okul hazırlığı yaparken çaresizlikleri yetkililer tarafından görülmüyor. Emeği ve alın teri ile geçinenlerin sözde enflasyon rakamları karşısında aldıkları zamlar gerçeğin çok ötesindeyken insan onuruna yaraşır alım gücüne ulaşılması her geçen gün hayal oluyor. Okula başlama maliyetlerinin yüksekliğinin yanında gıda ürünlerine gelen zamlar da çocuklarımızı okullarında açlık ve sağlıksız beslenme ile baş başa bırakacak. Ekonomik zorluklar yaşayan ailelerin çocuklarına ihtiyaçlarını karşılayabilecek kadar harçlık verebilmeleri nerdeyse imkansız; bu durum da gelişme çağındaki çocuklarımızın kaliteli ve sağlıklı gıdaya ulaşabilmelerini zorlaştıracağı gibi birçok çocuğumuzun da açlık ile karşı karşıya kalabileceğinin işaretidir” dedi.
Başkan Yıldırım, “Bu noktadan hareketle sosyal devletin bir gereği olarak her aileye yeterli ölçüde devlet desteği sağlanmalıdır. Aksi takdirde okul maliyetlerini karşılayamayan ailelerin öğrencileri okulu terk etmeye başlayacaktır. Milli Eğitim Bakanlığı vakıf ve derneklere aktardığı kaynakları Milli Eğitime yönlendirmeli ve olası okul terk sürecinin önüne geçmelidir” eleştirisinde bulundu.