- Gündem
- 09.09.2025 18:04
Yargıtay 3. Hukuk Dairesi, tasarruf finansman şirketiyle yapılan sözleşmenin tüketici işlemi olduğuna hükmetti. Karar, tüketici hakem heyetinin yetkisini reddeden yerel mahkemenin kararını hukuka aykırı bularak bozdu.
Yargıtay 3. Hukuk Dairesi, tasarruf finansman şirketiyle imzalanan "sıra tespitli tasarruf planı" sözleşmesinin bir tüketici işlemi olduğuna hükmederek önemli bir emsal karara imza attı. İstanbul’da bir vatandaşın arsa alımı amacıyla imzaladığı sözleşmede ortaya çıkan uyuşmazlık sonrası başvurulan tüketici hakem heyeti, organizasyon ücretinin iadesine karar vermişti. Ancak yerel mahkeme, başvurucunun "tüketici" olmadığı gerekçesiyle hakem heyeti kararını iptal etmişti. Yargıtay, bu kararı hukuka aykırı bularak kanun yararına bozdu.
M.N.Ö, yapılan hatayı fark etmesi üzerine, organizasyon ücretinin iadesi için tüketici hakem heyetine başvurdu. Heyet, kısmen de olsa ücretin iadesine karar verdi. Şirket, ücret iadesi kararının iptali için kararı mahkemeye taşıdı.
Yargılamayı yapan yerel mahkeme, davalı M.N.Ö'nün tüketici sıfatının bulunmadığı gerekçesiyle tüketici hakem heyetinin ücret iadesi kararının iptaline kesin olarak karar verdi.
Mahkeme kararının hukuka aykırı olduğunu tespit eden Adalet Bakanlığı, kanun yararına bozma isteminde bulundu.
Temyiz incelemesini yapan Yargıtay 3. Hukuk Dairesi, sonuca etkili olmamak üzere mahkeme kararının bozulmasına hükmetti.
Dairenin kararında, 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun'un 3. maddesinde, ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek veya tüzel kişilerin "tüketici" olarak tanımlandığı anımsatıldı.
Söz konusu kanunda, piyasada kamu tüzel kişileri de dahil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekalet, bankacılık ve benzeri sözleşmelerin de "tüketici işlemi" olarak tanımlandığı ifade edildi.
Dava konusu olayda, davacı şirket ile davalı M.N.Ö. arasında 2021'de "sıra tespitli tasarruf planı" sözleşmesi imzalandığı anımsatılan kararda, "Davalının mesleki ve ticari amaçla hareket etmediği, bu bağlamda davalının tüketici olduğu, taraflar arasındaki uyuşmazlığın 6502 sayılı kanun kapsamında kaldığı anlaşılmaktadır." tespitine yer verildi.
Kararda, mahkemenin M.N.Ö'yü tüketici saymayarak, tüketici hakem heyetinin kararının iptaline karar vermesinin hatalı olduğu, bu nedenle bozulmasına karar verildiği aktarıldı.
Kaynak : AA