Yılbaşı alışverişinde gıda ve alkol sahteciliği riski

Gıda Mühendisleri Odası İzmir Şubesi Başkanı Uğur Toprak, yılbaşı alışverişi öncesinde artan gıda ve alkol fiyatları nedeniyle sahteciliğin ve kaçakçılığın halk sağlığı açısından risk oluşturduğunu belirtti


  • Oluşturulma Tarihi : 15.12.2021 08:55
  • Güncelleme Tarihi : 15.12.2021 08:55
  • Kaynak : HABER MERKEZİ
Yılbaşı alışverişinde gıda ve alkol sahteciliği riski

ÖZKAN PEKÇALIŞKAN-ÖZEL HABER

TMMOB Gıda Mühendisleri Odası (GıdaMO) İzmir Şubesi Yönetim Kurulu Başkanı Uğur Toprak, yaklaşan yılbaşı alışverişi öncesinde gıda zehirlenmeleri, taklit/tağşiş ürünler ve alkollü içecek fiyatları ile ilgili uyarılarda bulundu. Vatandaşların indirim günlerini takip edip hangi ürün nerede daha uygun fiyatlı diye araştırdığını, halk ekmeklerin önünde uzun kuyruklarda çoğu zaman saatlerce beklediğine dikkat çeken Toprak, “Pazarın kapanma saatlerine yakın alışverişe giden hatta ne yazık ki pazar toplandıktan sonra geride kalanları toplamak zorunda kalan yurttaşlarımızı da görüyoruz. Çünkü 5 kuruş dahi hane bütçesi için oldukça önemli. Sonuç olarak; enflasyon, sabit bir geliri olan ve emek gücüne dayanan kesimler için yıkıcıdır. TÜİK’in rakamlarını doğru kabul etsek bile yüzde 30’a yakın bir gıda enflasyonu var. Bunun yüzde 50’lere vardığını hepimiz görebiliyoruz. Dün aldığınız ürünün fiyatı, bugün farklı olabiliyor. Aynı ürünü iki gün üst üste aynı fiyata alamıyorsunuz. Döviz kurundaki artışın gıda güvenliği sorunu yaratıyor. Yükselen fiyatlar, stokçuluk gibi bir tehlikeyi beraberinde getiriyor. Tüm bu olumsuzlukları yaşarken yılbaşı hazırlıkları da bir yandan başladı. İnsanlar ürün almak isteyecek ve burada da karşımıza iki büyük sorun çıkacak. Birincisi neredeyse hammadde fiyatına satılan ve merdiven altı veya kayıt dışı şekilde uygun olmayan koşullarda üretilen gıda maddeleri, ikincisi ise taklit ve tağşiş. Her iki durum da halk sağlığı açısından risk teşkil etmektedir” dedi.

İHMAL EDİLEMEYECEK BİR KONU

Tamamen adli bir vaka ve kayıt dışı ekonominin bir ürünü olan merdiven altı üretimin halk sağlığını nasıl tehdit ettiğini daha önceki yıllarda çarpıcı örnekleri ile sıkça gördüklerine vurgu yapan Toprak, “İçilebilir nitelikte alkol olmasının çok ötesinde sanayi tipi alkollerden veya hiç olmayacak bir şekilde insan sağlığı için son derece zararlı olan metil alkol türü çok daha ucuz alkol kullanılarak yapılan bu kaçak üretimlerin insan hayatını nasıl sonlandırdığına ne yazık ki birçok kez tanık olduk. Gıda insan sağlığı ile doğrudan ilgili, ihmal edilemeyecek ve ertelenemeyecek bir konu. Mevzuat hazırlamak, kurallar koymak, bu kuralların uygulaması takip edildiği ve yeterince denetim yapıldığı sürece önemli. Bu denetimler yeterince yapılamazken, bir de alkollü içkilerde çok yüksek oranlarda vergi uygulanması kayıt dışını ve sahteciliği körüklemekte, tüketicileri riske atmakta” diye konuştu.

İNSAN YAŞAMINI HİÇE SAYIYORLAR

Gelir dağılımındaki adaletsizlikler, asgari ücret nezdinde alım gücünün düşmesi, tüketicilerin yeterince bilinçli olmaması gibi olumsuzluklarında gıda güvenliğine tehdit oluşturduğunun altını çizen Toprak, “Unutulmamalıdır ki; güvenli gıdaya erişim bir insan hakkıdır ve gıda güvencesi yoksa gıda güvenliği de yoktur. Vahşi kapitalist neo liberal ekonomik sistemin sınır tanımaz kar güdüsüyle, gözü dönmüş bir grup insanın yaptığı hukuksuzluğu masum insanların canlarıyla ödemesi kabul edilebilir bir durum değildir. Tabana yayılmamış, adil ve eşit olmayan vergilendirmelerle kamu maliyesi ayakta tutulmaya çalışılırken, dolaylı vergilendirme gibi kolaycı bir yaklaşımla vergi toplama yolunu seçen merkezi idarenin bu durumun yaratılmasına kapı açtığı görmezden gelinemez. Vatandaşın ekonomik yönden zayıflığını fırsat bilen bu kriminal kimselerin kendi karlarını artırmak için insan yaşamını bile nasıl hiçe saydıklarını herkese göstermişlerdir” ifadelerini kullandı.

ZAMLAR VE VERGİLER TETİKLİYOR

Alkol ve gıda zehirlenmesi gibi vakalarla vatandaşları kaybetmenin çağdaş, demokratik bir hukuk devletine yakışmadığını belirten Toprak, açıklamasını şöyle sürdürdü: “Halk sağlığı ve gıda güvenliği denetimsizliği ile yüksek ÖTV’nin bir sonucu olan kaçak alkolden ölmek, insanın kaderi olmamalıdır.

Bütçe açıklarını kapatmak için, alkollü içkilere yapılan yüksek zamların ve vergilerin sahtecilik ve kaçakçılığı tetiklediği açık. Bu bağlamda, alkollü içkilerdeki yüksek vergi baskısının, sahtecilik cazibesini düşürecek oranlara çekilmesi, tüketicinin uygun fiyatlarla alkollü içkilere ulaşmasını sağlayıcı bir fiyat düzeyinin belirlenmesi gerekmekte. Devlet üretimine ve tüketimine izin verdiği tüm gıdaların (buna alkollü içkiler de dahil) yurttaş tarafından sağlıklı ve güvenilir bir şekilde tüketilmesinden sorumludur. Bu sağlanmadığı sürece yurttaşın sağlığı tehlike altında olacaktır. Yüksek vergi sebebiyle giderek artan sahte içki kaynaklı ölüm, sakat kalma vakaları bu gibi yasaklarla da artmaya devam edecektir. Çünkü insanlar uygun fiyatlara ulaşamadığı için farklı çözüm yolları üretmeye çalışmaktadır.”

DIŞ GÖRÜNÜŞÜNDEN ANLAŞILMAZ

Son olarak tüketicilere de uyarılarda bulunan Toprak, sözlerini şöyle sonlandırdı: “Ürünün dış görünüşünden sahte olup olmadığını anlamak mümkün değildir. Dökme içki tüketmemek veya tükettikleri noktalarda orijinal ambalajı görmeyi talep etmek yetersiz de olsa bir önlem olarak görülmelidir. Alışveriş sırasında kapak, etiket, barkod ve seri numarası kontrollerini yapmaları ve olabildiğince güvenilir buldukları yerlerden içki satın almaları önemlidir. Akıllı telefonlarda kullanılabilen GİB BÜİS uygulaması ile ürünlerin bandrolünde bulunan QR kodu okutup orijinalliğinin kontrolünü sağlayabilirler. Şüpheli gördükleri durumları yetkililere bildirmekten kaçınmamalıdırlar. Genel bir ilke olarak, piyasadaki eşdeğerlerinden çok daha ucuz olan gıda maddelerinde sahtecilik ve aldatma riski yüksektir.”

Haber Merkezi