Çiftçinin çok zor günlerden geçtiğini vurgulayan Ferdan Çiftçi, “Ve bu zor günler yeni değil, uzun zamandır, 20 yıldır yaşanıyor” dedi
Yüksek Ziraat Mühendisi Ferdan Çiftçi, İLKSES TV ekranlarında yayınlanan Sultan Gümüş Kaya ile Birinci Sayfa programına konuk oldu. Tarım sektöründe yaşanan sorunlara ilişkin önemli mesajlar veren Çiftçi, ‘üretimden vazgeçiş’ meselesine de değindi. “Çiftçi çok zor günlerden geçiyor. Ve bu zor günler yeni değil, uzun zamandır, 20 yıldır yaşanıyor” diyen Çiftçi, uygulanan yanlış tarım politikalarını işaret etti.
“Bu memlekete bir borcumuz var. Bu memleketten alıyoruz ve bunu bizim yeniden topluma vermemiz gerekiyor” diyerek konuşmasına başlayan Ferdan Çiftçi, şöyle devam etti: “Yaptığımız her işte, her alanda en iyisini yaparak ama sadece kendi dertlerimizle değil, başkasının derdiyle de hemhal olarak ilerlemeliyiz… Her tarafımız yangın yeri. Bir tarafta savaş, katliam, içimiz yanıyor, diğer tarafta ekonomik zorluklar, kaos. Yurtiçinde yaşadığımız sıkıntılar var, onlarla baş etmeye çalışıyoruz. Bu ekonomik zorluklar içerisinde sağlıkla ayakta kalabilmek herkesin umudu ve dileği. Umarım önümüzdeki günler, bu çabaların karşılık bulduğu günler olur.”
EMEĞİNİN KARŞILIĞINI ASLA ALAMIYOR
Çiftçinin çok zor günlerden geçtiğini vurgulayan Ferdan Çiftçi, “Ve bu zor günler yeni değil, uzun zamandır, 20 yıldır yaşanıyor. Kesintisiz bir iktidar var ve bu yönetim sürecinde uygulanan politikaları, sonuçları görüyoruz. Bu topraklar tarımın doğduğu topraklar… 10 bin yıl öncesinde tarımın başladığı topraklardayız. Verimli, inanılmaz bir zenginliğimiz var. Coğrafi koşullardan meydana gelen bir zenginlikten bahsediyorum. Gözbebeği bir tarım söz konusu. Dolayısıyla çiftçimize de gözbebeğimiz gibi bakmamız gerekiyor. Peki, öyle mi? Hayır. Gün geçtikçe çiftçi üretimden kopuyor! Emeğinin karşılığını asla alamıyor. Çiftimiz şu an da 27 milyon dekar alanda üretmekten vazgeçti. Ekilmiyor bu alanlar. Zorunluluktan oluyor. Bıçak kemiğe dayanınca yapacak bir şey kalmıyor. Üretim maliyetlerinin de üstesinden gelemiyorlar. Eskiden 5-10 dekarda aileler geçinirken günümüzde bu mümkün değil. 4 -6 nüfuslu bir ailenin çocuklarını okutacak durumdaydı bu topraklar. Nedeni uygulanan yanlış politikalar, girdi maliyetlerinin çok yüksek olması ve bozuk bir ekonomi içerisinde tüm bunların kartopu gibi büyümesi” eleştirisinde bulundu.
SAVAŞ, EKOMOMİK KRİZ VE GIDA MİLLİYETÇİLİĞİ!
İsrail’in Filistin’e yönelik saldırılarının ülke tarımına etkisine değinen Çiftçi, “Savaşın etkisinin şu an için ülkemizde hissedildiğini söyleyemem. Fakat zaman içerisinde olabilecek bir durumdur. Çünkü uzadığı takdirde coğrafya nedeniyle akaryakıt fiyatlarında etkiler görülecek. Ortadoğu biliyorsunuz ki petrolün kaynağı olan bir yer. Artan maliyetler daha da cep yakmaya başlayacak. Bunun yanında stoklar olacaktır. Bunları geçtiğimiz kriz ortamında da gördük. Savaşlar ve sonrasında gelen kriz ortamı dolayısıyla ‘gıda milliyetçiliği’ dediğimiz bir kavram ortaya çıktı. Yani ne demek, kendi gıdasına sahip çıkan! Birincil hedefimiz bu topraklarda kendi insanımızı sağlıklı bir şekilde doyurmak. İnsanımızı, genç kuşaklarımızı sağlıklı besleyemezsek hem zihinsel hem de fiziksel olarak gelişmiş bireyler yetiştiremeyiz” dedi.
Çiftçi son olarak ise “Umudu yitirmek yok. Umudu yitirip savrulmak yok. Bu güzel topraklar, bu coğrafya bizim. Ve biz bu topraklarda yaşamaya devam edeceğiz. Çocuklarımız da, torunlarımız da geleceğini bu topraklarda kurmaya devam edecek. Bu kötü, zor günler ise geçecektir. Çünkü sabah olmamış hiçbir gece yoktur. O güneş doğacaktır. Ve aydınlık, güzel günlerde birlikte yaşamaya devam edeceğiz” sözlerine dikkat çekti.
BU HABER DE DİKKATİNİZİ ÇEKEBİLİR: İzmir’de zeytin ve zeytinyağı sezonu açıldı