AFAD İzmir İl Müdürü Ekinci: Yapı stoku iyi durumda değil

İzmir’de yapı stokunun iyi durumda olmadığını vurgulayan Nazif Ekinci, “Bizim asıl amacımız insanları enkaz altında çıkarmak olmamalı, enkaz altına düşürmemek olmalı… Bunun içinde ilk başta yapı stoklarını öyle ya da böyle dönüştürmeliyiz” dedi


  • Oluşturulma Tarihi : 06.03.2025 13:22
  • Güncelleme Tarihi : 06.03.2025 13:22
  • Kaynak : SULTAN GÜMÜŞ KAYA
AFAD İzmir İl Müdürü Ekinci: Yapı stoku iyi durumda değil

İLKSES TV ekranlarında yayınlanan ‘Erdal Erek ile Gündem Özel’ programının konuğu AFAD İzmir İl Müdürü Nazif Ekinci oldu. 

İzmir’de yapı stokunun iyi durumda olmadığını vurgulayan Ekinci, “Bizim asıl amacımız insanları enkaz altında çıkarmak olmamalı, enkaz altına düşürmemek olmalı. Risk odaklı yaklaşımı, düşünceyi yaygınlaştırmamız lazım. Bunun içinde ilk başta bahsettiğimiz gibi yapı stoklarını öyle ya da böyle dönüştürmeliyiz. Bunu yapamadığımız sürece konuştuklarımızın hiçbirinin tek başına bir anlamı yok” dedi. 

AFET SADECE DEPREMDEN İBARET DEĞİL

Deprem kuşağı üzerinde bulunan bir ülkede yaşadığımızı kaydeden Ekinci, şunları aktardı: “Zaman zaman depremler ile karşı karşıya kalıyoruz. Fakat özellikle şunu belirtmek gerekir ki riskin farkına vararak önlem alınması lazım. Bizi bekleyen tehdit ve tehlike nelerdir, bunların farkına varmalıyız. Bu anlamda biz tüm afetlerle ilgili genel bir farkındalık oluşturmaya çalışıyoruz. Bu kapsamda eğitimi her platformda yürütmeye çalışıyoruz. Okullarımızda eğitim veriyoruz. Milli Eğitim Bakanlığı ile protokolümüz var, bütün okullar bizden gün alıyorlar ve eğitmenlerimiz okullarımızda sürekli ama sürekli afet bilinci üzerine eğitimler veriyorlar. Biz bir şeyleri ön plana çıkarırken bazı şeyleri de göz ardı edebiliyoruz. Aslında afet sadece depremden ibaret değil. Afetin her türüne hazırlıklı olmak lazım. Bu da bölgesel olarak değişiyor tabi. İlleri buna hazırlarken, önce ilin önceliklerini ve afetselliğini ortaya koyarak bir strateji izlemekte fayda var. Afet aslında bir doğa olayıyken, insan hatasından dolayı felakete dönüşen bir durumdur.”  

HER TÜRLÜ SENARYOYA KARŞI DA GARDIMIZI ALMIŞ DURUMDAYIZ

Santorini’de yaşanan gelişmeleri de değerlendiren Ekinci, “Olay ortaya çıktıktan sonra burada bir takım sismik hareketler sonucu deprem kayıtları düşmeye başladı. AFAD’ın bilim kurulu var. Söz konusu olan bilim kurulu ilk andan itibaren konuyu takip ediyor. Ve bilim kurulunun içerisinde çok farklı disiplinler var. Rüzgar hızına kadar her şey orada değerlendiriliyor. Çeşitli senaryolar üzerinde duruluyor. Zaten olmayan bir şeyi ancak öngörüler ya da senaryolar üzerinden yönetirsiniz ya da yön verirsiniz. Gerek mesafe açısından gerek açıklanan son veriler doğrultusunda diyebiliriz ki şiddetini zaman içerisinde azaltmaya başladı. An itibariyle İzmir’de yaşayan vatandaşlarımızı çok yüksek düzeyde tehdit edecek bir durum gözükmüyor. Bu konuda paniğe gerek yok, rahat olsunlar. Tabi devlet yine de tedbirini almak zorunda. İlla bir şey olacak diye değil, bu bir itiyat görevidir. Süreç başından beri takip ediliyor. Son senaryolara göre bizim sahillerimize vuracak bir dalga boyu olsa dahi en fazla 1 metre civarında. Bizim sahillerimiz bunlara alışık. Dolayısıyla her türlü durum kontrol altında, izleniyor. Git gide sönümleyecek gibi duruyor. Fakat her türlü senaryoya karşı da gardımızı almış durumdayız” yorumunda bulundu.

GEÇMİŞTEN GÜNÜMÜZE KALAN ACI BİR MİRAS 

İzmir’de yapı stokunun iyi durumda olmadığını vurgulayan Ekinci, “Sadece İzmir değil, Türkiye genelinde iyi değil… Deprem bizim ne yazık ki acı bir gerçeğimiz. Bunu değiştiremeyiz. Geçmişten günümüze kalan acı bir miras. Dolayısıyla yeni inşa ettiğimiz yapılarda, imara açtığımız yerlerde hassas davranmalıyız, bu kötü mirası yeni nesle bırakmamalıyız. Günümüzde artık her türlü imkan var. Bugün her türlü mühendislik disiplini, teknik imkan mevcut. Bilimin gerçeğine inanarak ve bunları doğru kullanarak depreme dirençli yapıları inşa etmek zorundayız” dedi. 

YAPI STOKLARINI ÖYLE YA DA BÖYLE DÖNÜŞTÜRMELİYİZ

Her ilde ve ilçede ‘Afet Yönetim Merkezleri’ oluşturduklarını belirten Ekinci, şunları da ekledi: “İzmir’in 30 ilçesinde bu merkezler kuruldu, yönergeleri hazırlandı ve alt yapı çalışmaları devam ediyor. Bir ilçe sınırları içerisinde meydana gelen afeti başka bir yerden yönetemezsiniz. Bu nedenle nüfus ne olursa olsun her ilçede Afet Yönetim Merkezleri oluşturulmalı. Diğer taraftan İl Afet Yönetim merkezimizi bitirmek üzereyiz. Vardı zaten ama daha geniş ve İzmir’e yakışır bir salonda olması için ihalesini yaptık. 1-2 ay içerisinde onun da her türlü bilişim alt yapısını sağlayacağız. Olay meydana geldiği zaman her türlü bilgi İl Afet Yönetim Merkezlerine geliyor. Etkilenen alanın büyüklüğü ve kişi sayısı doğrultusunda olayı seviyelere ayırıyoruz. Seviye 1 yerel imkanlar yeterli, seviye 2 birinci ve ikinci destek illerinin yardımına ihtiyacımız var, seviye 3 ulusal yardıma ihtiyaç var (İzmir Depremi gibi), seviye 4 ise uluslararası yardıma ihtiyaç var (Kahramanmaraş Depremi gibi) demektir… Bizim asıl amacımız insanları enkaz altında çıkarmak olmamalı, enkaz altına düşürmemek olmalı. Risk odaklı yaklaşımı, düşünceyi yaygınlaştırmamız lazım. Bunun içinde ilk başta bahsettiğimiz gibi yapı stoklarını öyle ya da böyle dönüştürmeliyiz. Bunu yapamadığımız sürece konuştuklarımızın hiçbirinin tek başına bir anlamı yok.” 

SULTAN GÜMÜŞ KAYA

Yazarımız Kim ?

SULTAN GÜMÜŞ KAYA