Atamer mağduriyeti güveni zayıflattı

Tünel kazıları sonrası Atamer Mahallesi’nde derinleşen mağduriyetin toplumsal güveni zayıflattığını vurgulayan Jeoloji Mühendisi Çağrı Aydınel, sürecin şeffaf ve bilime uygun yönetilmemesinin afetlere hazırlığı sekteye uğrattığını belirtti

  • Oluşturulma Tarihi :
  • Güncelleme Tarihi :
  • Kaynak : HABER MERKEZİ
Atamer mağduriyeti güveni zayıflattı haberinin görseli

KEMAL ÖZKURT – ÖZEL HABER / İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin yapımını sürdürdüğü Buca Onat Tüneli, Konak’ın Atamer Mahallesi’nde yaşayan yüzlerce kişiyi bir yılı aşkın süredir tedirgin etmeye devam ediyor. Tünel kazılarıyla birlikte artan titreşim ve zemin hareketlerinin ardından mahallede yaklaşık 100 evde çatlaklar oluştu; bazı evlerin duvarları yıkıldı. Tahliye kararı verilen yapılarda yaşayan vatandaşlar ise belediyenin teklif ettiği kamulaştırma bedellerini “yetersiz” bulduğu için evlerini terk etmiyor. Mahalle sakinlerinin aylardır dile getirdiği “muhatap bulamama” ve belirsizlik duygusu, uzmanlara göre afetlere hazırlık sürecinin temel taşlarından biri olan toplumsal güveni zedeliyor. Kurumlara duyulan güvenin sarsılması, olası bir kriz anında tahliye, koordinasyon ve bilgi akışını aksatacağı için yaşanan mağduriyetin, teknik ve idari süreçlerin ötesinde sosyo-psikolojik etkiler yaratığını belirten İZ-AFED Afet Yönetimi Plan Proje Teknik Ekibi sorumlusu Jeoloji Mühendisi Çağrı Aydınel, “Mağduriyetin çözümsüz kalması, bireylerin can ve mal güvenliği için hazırlık yapma motivasyonunu kırar; bu tür büyük projelerde her aşama bilime uygun ve iklim riskine duyarlı şekilde yürütülmelidir” diye konuştu.

MUHATAP YOKSA AFET BİLİNCİ ÇÖKER

Atamer Mahallesi’ndeki yapısal hasar mağdurlarının aylardır süren ve ‘muhatap bulamama’ şikâyetleriyle derinleşen mağduriyetin, kentsel direnç açısından kritik üç ana riski tetiklediğini ifade eden Aydınel, “Afetlere hazırlık sadece teknik bir konu değil, aynı zamanda sosyo-psikolojik bir güven meselesidir. Halkın, kriz anında kendilerine yardım etmesi beklenen kamu kurumlarına olan güveni sarsıldığında, büyük bir afet sırasında tahliye, koordinasyon ve ortak toparlanma çabaları sekteye uğrar. Vatandaşın muhatap bulamaması, devlete olan inancı zedeler. Mağduriyetin çözümsüz kalması, bireylerin kendi can ve mal güvenlikleri için inisiyatif alma ve hazırlık yapma motivasyonunu kırar. Eğer sistem, kara düzen işleyişi durdurmada ve mağduriyeti gidermede başarısız olursa, halk da afetlere karşı ilgisizleşir ve pasifleşir. İletişim boşluğu, halkın evlerindeki çatlaklar gibi erken uyarı sinyallerini raporlama ve bildirme isteğini köreltir. Yerel yönetim, sahadan gelen en kritik ve anlık bilgiyi kaybeder” diye konuştu. 

15 GÜNDE BİR RİSKLİ YAPILAR İNCELENİYOR 

Onat Tüneli inşaatında gelen ihbara istinaden 15 günde bir riskli yapıların incelendiğini belirten Aydınel, “Kentimizde daha önce metro ve tünel inşaatlarında olduğu gibi Onat Tüneli inşaatından güzergah üzerinde projesiz, ruhsatsız, mühendislik hizmeti almamış ve imar barışından faydalanmış eski tarihli yapılarda ve binalarda risk mevcuttur. Tünel inşaatlarında yer altındaki kazı ve patlatma çalışması sırasında güzergâh üzerinde etki çapı alanı etkilenmektedir” dedi. Aydınel, ihale aşamasında yapısal güvenlik, tahliye organizasyonu ve olası ek maliyetler gibi risklerin yüklenici firmaların sorumluluğuna bırakılması gerektiğini söyledi. 

BİLİME UYGUN HAREKET EDİLMELİ 

Bu tür büyük projelerin, kara düzen işleme lüksü olmadığını belirterek tüm önlemlerin ve analizlerin eksiksiz olarak yapılması gerektiğine dikkat çeken Aydınel, “Tünel çalışması başlamadan önce güzergâh belirlenmesi için sık aralıklarla sondaj yapılmalı. Tünel çalışması yapılırken karşılaşılabilecek jeolojik birimlere hazırlıklı olunmalıdır. Bazı jeolojik birimlerde kemerlenme nedeniyle kazım yapmak zorlaşırken, bazı birimlerde göçük riski oluşmaktadır. Yer altı su seviyesinin yüksek olması göçük riskini artırabilir. Tünel çalışması devam ederken tahkimat sisteminin dayanıklılığına dikkat edilmelidir. Bu hem tünel çalışmasının güvenli bir şekilde devam etmesi hem de tünel güzergâhının üzerinde yaşayan insanların can güvenliği açısından önemlidir. Jeoteknik etütler iyi bir şekilde yorumlanırsa sel riski azaltılabilir. Her aşamasında bilime uygun hareket etmek temel ilke olmalıdır” dedi. 

KARA DÜZEN TERK EDİLMEDEN...

İZ-AFED Afet Yönetimi Plan ve Proje Teknik Ekibi, çevre, iklim, afetler ve iş kazaları gibi birbirini etkileyen konulara bütüncül bir yaklaşımla odaklandıklarını belirterek, toplumsal bilinç ve farkındalığın artırılmasının afetlere hazırlığın temel unsurlarından biri olduğunu ifade etti. Atamer Mahallesi’nde yaşanan mağduriyetin, afet yönetiminin yalnızca müdahale değil; etkin iletişim, şeffaf yönetişim ve bilimsel planlama gerektiren bütüncül bir süreç olduğunu gösterdiğini vurguladı. Teknik ekip, Gebze’deki son olayda da görüldüğü gibi “kara düzen” işleyişin terk edilmeden dirençli ve güvenli kentler oluşturulamayacağını belirterek, her işin akla, vicdana, bilime ve fenne uygun şekilde, ilgili kanun ve yönetmeliklere bağlı kalarak yapılması gerektiğini söyledi. Teknik ekip, “Kentlerimizin geleceği, bilime dayalı ve sürdürülebilir bir anlayışla hareket edilmesine bağlıdır” diye konuştu.

 

Kaynak : HABER MERKEZİ

Okumaya Devam Et

Aşağı kaydırmaya devam edebilir veya ilgi alanınıza göre seçim yapabilirsiniz.