- İzmir
- 08.12.2025 16:03
Buca’da maaş krizi: 20 bin lirayla geçinmeye çalışıyoruz
Buca Belediyesi’nde maaş krizi sürüyor. DİSK Genel-İş İzmir 6 No’lu Şube Başkanı Değer Yıldız, belediye önünde yaptığı basın açıklamasında, işçilerin kasım ayı maaşlarının yatırılmadığını ve pek çok çalışanın tefecinin ve haczin tehdidi altında olduğunu söyledi
- Oluşturulma Tarihi :
- Güncelleme Tarihi :
- Kaynak : SULTAN GÜMÜŞ KAYA
Maaş krizleriyle gündeme gelen Buca Belediyesi’nde işçiler yeniden iş bıraktı. Belediye Başkanı Görkem Duman’ın imzaladığı taahhütnameye uyulmadığını belirten DİSK Genel-İş İzmir 6 No'lu Şube Yönetim Kurulu, ödemelerin yapılmadığını duyurdu. Sabah saatlerinde başlayan iş bırakma eylemine sendikaya bağlı Buca Belediyesi işçileri katıldı. Basın açıklamasını ise DİSK/Genel-İş 6 No’lu Şube Başkanı Değer Yıldız yaptı.
“Şu anda Buca’da yaklaşık 2 bin işçi kardeşimizin yüzde 99’u tefecinin eline düşmüş, hacizlik olmuş, ev sahibiyle sorun yaşıyor” diyen Yıldız, “Bizim dayanacak gücümüz yok. Süslü koltuklarda oturmakla, meydanlarda konuşmakla olmuyor bu işler. Gelsinler, işçinin halini kendi gözleriyle görsünler; o zaman bakalım gerçekten hak mı savunuyorlar, adalet mi istiyorlar” mesajını verdi.

BAŞKAN BİZİ YARI YOLDA BIRAKMIŞTIR
“Maalesef bugün, süreci sürdürürken Sayın Belediye Başkanı yine sözünü tutmamış ve bizi yarı yolda bırakmıştır” diyerek sözlerine başlayan Yıldız, şunları ekledi: “Yarın bu şehirde çöpler birikecek, anaokulları kapanacak, yemekhaneler kapanacak; diğer bütün birimler de topyekun kapanmak zorunda kalacaktır. O günden itibaren Buca halkı hizmet alamadığında, bunun sorumlusu burada çalışan üyelerimiz değil, doğrudan belediye yönetimi ve belediye başkanıdır. Hesap sorulacaksa, hesabı da onlardan soracaklardır. Bu şehirde her olumsuzlukta, her sıkıntıda çözüm olarak işçinin maaşını kesmek, işçinin alacağını ödememek, işçiyi halkın önüne atmak artık moda haline gelmiş durumda. Kimse kusura bakmasın; biz alın teri döküyoruz. Kimseden babasının parasını istemiyoruz, hak etmediğimiz tek bir kuruşun peşinde değiliz. Bir ay boyunca çalışıp 45–50 bin lira maaş alıyoruz; bunun da yaklaşık 30 bin lirasını kiraya verip kalan 20 bin lirayla geçinmeye çalışıyoruz.”

İNSANLARI NEDEN KANDIRDINIZ?
Yıldız, sözlerine şöyle devam etti: “Şu anda Buca’da yaklaşık 2 bin işçi kardeşimizin yüzde 99’u tefecinin eline düşmüş, hacizlik olmuş, ev sahibiyle sorun yaşıyor; birçoğu evine bile gidemiyor, çocuğunun yüzüne bakamıyor. Ne hikmetse, bu ülkede iktidar ne yapıyorsa muhalefet de aynısını yapıyor: İşçi susacak, hakkını aramayacak, baskıya katlanacak, bekleyecek… Artık kimseyi idare edecek halimiz de sabrımız da kalmadı. Üç gün, beş gün sonra bu meydanda yaşanacakları kimse bize sormasın. Bir çalışan, 30 gün emek verip ay sonunda maaşını alamıyorsa kimse kusura bakmayacak. Hala ‘işçi fazla’, ‘bütçeyi zorluyor’ diyorlar. Peki kardeşim, iktidara geldiğiniz günden beri bu belediyeye kaç işçi aldınız? Hangi belediye başkanı kaç kişiyi işe aldı, kim ne iş yapıyor, açıklasınlar. Madem bütçe yoktu, madem borç çoktu, neden bu kadar kişiyi işe aldınız? Bu insanları neden kandırdınız, neden açlığa mahkum ettiniz? ‘İşçi çalışmıyor’ diyorlar. Kusura bakmasınlar, eş dost ilişkileriyle işe aldıkları bazı kişileri çalıştırmıyor olabilirler ama bu şehrin bütün işini yapan yine işçilerdir. Çalışmayan birileri varsa da bu, işçinin değil işverenin sorumluluğudur. Artık ‘işçi çalışmıyor, işçi fazla’ hikayesini geçtik.”

DAYANACAK GÜCÜMÜZ KALMADI
Buca halkına seslenen Yıldız, “Bizim dayanacak gücümüz kalmadı. Bugün 2 bin işçi varsa, 2 bin işçinin de ev sahibi var. Ev sahiplerine de sesleniyorum: İşçinin halini görüyorsunuz; maaş alamayan işçi size de kira ödeyemez. Bugünden itibaren işçiye destek olacaksınız. İZSU birçok işçinin suyunu, faturasını ödeyemediği için kesti. Çalıştığımız belediye hem maaşımızı ödemiyor hem de su faturasını ödemediğimiz için suyumuzu kesiyor. Böyle bir adalet, böyle bir düzen olabilir mi? Lafa gelince herkese hak, hukuk diyenlerin şimdi dönüp gerçekleri görmesi gerekiyor. Sendikaları tehdit etmek, sendika başkanlarını hedef göstermek yerine; işe aldıkları insanların hesabını versinler. Yönetemedikleri belediyelerin hesabını versinler. Eğer bir noktadan sonra iş çığırından çıkarsa, ne işçiyi durduracak sendikacı kalır ne de meydanları susturacak güç” isyanında bulundu.
İNSANLARIN EVİNE EKMEK GÖTÜRECEK HALİ YOK
Yıldız, son olarak ise “Kasım ve aralık ayı ödemeleri, İller Bankası’ndan gelen para, vergi gelirleri… Bunlar nereye gidiyor? Bu belediyenin borcunu işçiler mi yaptı? Bu kadar insanı işe alan işçiler miydi? Hayır. Peki neden cezasını biz çekiyoruz? Bir Allah’ın kulu bize şunu anlatsın: Ben bir işçiyi beş ay çalıştıracağım ama maaşını zamanında ödemeyeceğim, aylarca bekleteceğim; eylem yapınca zorla maaşını vereceğim, sonra bir daha ödemeyeceğim… Böyle düzen olur mu? Şu anda bu belediyede alınan paralar faize, hacze, tefeciye gidiyor. İnsanların evine ekmek götürecek hali yok. Bazısının elektriği, suyu kesilmiş; bazısı evden çıkarılmış. Hala bizden ‘idare edin’ diyorlar. Kusura bakmasınlar, bu saatten sonra kimseyi idare etmiyoruz. Artık herkes bizimle muhatap olacak. Bizim dayanacak gücümüz yok. Süslü koltuklarda oturmakla, meydanlarda konuşmakla olmuyor bu işler. Gelsinler, işçinin halini kendi gözleriyle görsünler; o zaman bakalım gerçekten hak mı savunuyorlar, adalet mi istiyorlar” mesajını verdi.
Kaynak : SULTAN GÜMÜŞ KAYA