- İzmir
- 09.08.2025 21:00
Karabağlar’ın Sarıyer Mahallesi’nde Dostluk Bulvarı çalışmaları, mahalleliyi çöp alanından kurtaracakken yüksek istinat duvarlarıyla adeta hapsetti. Yaşlısı, hastası, öğrencisi mağdur… Ambulans giremiyor, internet yok, yollar çıkmaz, asayiş hak getire...
İzmir’in Karabağlar ilçesi sınırlarında yer alan Sarıyer Mahallesi, yıllarca çöp alanı olarak kullanılan arazinin bulvara dönüştürülmesi umuduyla beklerken, hayatlarının en büyük krizini yaşıyor. Dostluk Bulvarı projesi kapsamında yapılan yüksek istinat duvarları, mahalle ile Bozyaka’yı adeta ikiye böldü. Alışverişten hastaneye, okula gitmekten asayişe kadar her şey çıkmaza girdi! Karabağlar Sarıyer Mahallesi Muhtarı Figen Ereci, “Keşke çöp alanı olarak kalsaydı da bu yolun derdiyle uğraşmasaydık diyoruz. Mahallenin altı tane sokağını çıkmaza soktular. Çıkış yollarımızın hepsini kapattınız. Bize her şeyi allayıp, pullayıp, yıldızlayıp o şekilde gösteriyorlar. Ama ortaya çıkan tablo acınası!” derken, vatandaşlar ise “Mahalleyi açık cezaevine çevirdiler” diyerek belediyelere isyan etti.
Karabağlar Sarıyer Mahallesi Muhtarı Figen Ereci, ilk dönemi olduğunu ve sıkıntılarla başladığını ifade ederek şunları aktardı: “Sorunlarımız en başından beri başladı. Sarıyer benim yaşadığım mahalle. Dolayısıyla mahallenin her türlü sıkıntılarını biliyoruz ama burada son dönemlerde bizim mücadele ettiğimiz ciddi bir konu var. 5714 sokak, taksim 42’de, Bozyaka-Şehit Üsteğmen Coşkun Kale Sokağı’ndan başlayan Dostluk Bulvarı’nın çalışmaları ‘çile bulvarına’ dönüştü! Biraz daha evveline gidecek olursak… Bulvar olmadan önce alan atıl bir vaziyetteydi. 15 yıl boyunca mahalleli çöp alanı olarak kullanıyordu. Ben muhtar olduktan sonra ‘buranın akıbeti ne olacak?’ şeklinde belediyeye çok fazla dilekçe verdim. Kokudan, pislikten geçilmiyordu. Vatandaşı sakinleştirebilmem için bana bir yanıt vermeleri gerekiyordu. En sonunda muhtarlığa bir cevap geldi. Çöp alanının bir bulvar olacağı, yol çalışmalarına başlayacaklarını bildirdiler. Fakat bir gün ansızın belediye ekipleri geliyor, kepçeleri çalıştırıyor, ama ne muhtarlığın ne de vatandaşın haberi var. Kaale alınmadığımız halde atılan adıma sevindik. Ancak gelin görün ki asıl sorunlar şimdi başlıyormuş… Yol çalışması 4 Aralık 2024 tarihinde başlıyor ve ‘üç ay içinde teslim edeceğiz, yolu bitireceğiz’ deniliyor, fakat projeyi bize göstermiyorlar. Kazılar oluyor, kepçeler geliyor, sürekli bir şeyler oluyor derken önümüze uzun ve yüksek istimlak duvarlarını koydular. Esas sorun ise burada başlıyor!”
Söz konusu istimlak duvarlarının Sarıyer Mahallesi ile Bozyaka’yı ayırdığını kaydeden Muhtar Ereci, “Sokaklarımızı çıkmaza soktular. Bildiğiniz Çin Seddi gibi. Tüm mahalle sakinleri mağdur. Mahalledeki yaşlı sayısı çok fazla. Sarıyer’de oturan vatandaşın tek alışveriş yeri Bozyaka. Şimdi karşıya geçip alışverişimizi yapamıyoruz. Karşı tarafın esnafı da mağdur. Ambulans, itfaiye istinat duvarlarından dolayı mahalleye giremiyor. Ancak biri ölünce ya da bir yer yanınca mı aklınız başınıza gelecek? Bu duvar yüzünden ESHOT otobüslerinin güzergahını değiştirdiler. Tek bir otobüs şu an mahalleye geliyor. O da belirli aralıklarla. Vatandaşların hiçbir yolu kalmadı. Sarıyer, çıkmaz bir mahalleye dönüştü. Ne bir üst geçit yaptılar ne de başka alternatif bir alan. Her işimizi mahalleyi dolana dolana yapıyoruz. Yaşlılar, hastalar, hamileler, doğum yapanlar ne olacak? Karabağlar Belediyesi’ne gittim, bir çare bulmalarını istedim, bu yapılan rezaletin nedenini sordum. ‘Önceden yapılan projeler, üzerinde oynama yapılamaz’ cevabını aldım. Mantıklı bir yanıt, geri dönüş alamadım. Bu projeler yapılırken mahallenin lokasyonunu, vatandaşın yaşam biçimini hiç mi düşünmediniz? İstinat duvarını çektiler, bizi buraya hapsettiler! Zaten başından belliydi fayda getirmeyeceği… Bulvar için çalışma yapılırken ödenek verilmediği için taşeron firma çalışmayı durdurmuştu. Sonra tekrardan başlayıp hızlandırdılar. 31 Mart 2025 tarihinde bitirilmesi gerekiyordu, ancak halen devam ediyor” serzenişinde bulundu.
Sarıyer Mahallesi’nin zaten düzensiz bir altyapısı olduğunu belirten Muhtar Ereci, “Dolayısıyla kazı çalışmalarıyla birlikte ortaya büyük bir felaket çıktı. Hemen yüzeyin altında ana borularımız var, ana hatlarımız var ve çok tehlikeli. Kepçenin vurmasıyla birlikte elektrik kabloları zarar gördü. Su boruları patladı, elektrik kabloları, internet kabloları koptu. Yaklaşık bir buçuk ay vatandaşların interneti, elektriği olmadı. Hala daha benzer sorunları yaşayanlar var. Sokak lambaları zaten yanmıyor, yol çalışmasından dolayı her yer çukur, karanlıkta içine düşen olursa nasıl hesap vereceksiniz. Asayişin de sağlanamadığı bir yer haline geldi. Okullar açılınca servis bu mahalleye nasıl gelecek, çocuklar okula vs. nasıl gidecek. Akşam bir yerlere gitmeye korkuyoruz. Mahalle serserilerin mesken tuttuğu bir yer haline geldi! Hepsinden öte İzmir Büyükşehir Belediyesi’ne gidiyorum, ‘Yolları Karabağlar Belediyesi yapıyor’ diyor, Karabağlar Belediyesi’ne gidiyorum, topu büyükşehre atıyor. Siz beni top gibi oradan oraya atıyorsunuz ama buradaki vatandaşın mağduriyetini ben dinliyorum, belediye başkanlarının ruhu duymuyor” cümlelerine dikkat çekti.
“Geçen hafta buraya mahalleden 25 kişi geldi, bildiğiniz muhtarlığı bastılar. İnsanlar cevap almak istiyor, onlar da haklılar, kızamıyorum” sözlerini gündeme getiren Muhtar Ereci, “Onların belediye ile ya da üst birimlerle tek köprüleri benim. Madem bu şu an İzmir’in en büyük projesi o zaman hakkıyla yapacaksın. Herkesin kendi başının çaresine bakmasını istiyorlar. Herkes çok tepkili. Çöpü arar hale geldik. Keşke çöp alanı olarak kalsaydı da bu yolun derdiyle uğraşmasaydık diyoruz. Mahallenin altı tane sokağını çıkmaza soktular. Çıkış yollarımızın hepsini kapattınız. Bize her şeyi allayıp, pullayıp, yıldızlayıp o şekilde gösteriyorlar. Ama ortaya çıkan tablo acınası! Acil ve ivedi bir şekilde istinat duvarlarının olduğu yere aydınlatma yapılmalı, merdivenler koyulmalı. Orada bir insanı kesseler kimsenin ruhu duymaz. O kadar ki kötü geçiş noktaları var. Sarıyer Mahallesi sakinleri resmen planı olmayan bir projenin kurbanı oldu. Belediye başkanlarımız hep bir fotoğraf karesinin içerisinde olma çabasında. Bir gün de gelip bu rezaletin önünde fotoğraf çeksinler. Böyle bir sosyal belediyecilik anlayışı olamaz. Şu an bu kadar kötüyüz, yazın ortasında kapı pencere açamıyoruz. Kışın çekeceğimiz çileyi düşünün bir de… Toz, toprak… Çocuklar karanlıkta okula gidecek, can güvenlikleri olmayacak. Milletin yüzüne nasıl bakacaksınız. Sistemsel bir hata var ve bu hatayı da herkes örtbas ediyor. Herkes birbirinin üstüne atıyor, hiç kimsenin hiçbir şey yaptığı yok. Bütün yükü ise biz vatandaşlar çekiyoruz. Şu koca koca istinaf duvarları yüzünden insanlar elektrikten, sudan, doğalgazdan, internetten, yoldan, ulaşımdan, aklınıza gelebilecek en beşerî şeylerden mahrum! Belediyecilik önce vatandaşın hakkını gözetlemekle başlar. Ben politikacı değilim ama belediyenin de politikacı olmaması gerekiyor. Belediye hizmet içindir, seçilmiştir. Eğer hizmet için seçilmiş bir kurum ise vatandaşını koruyacak, kollayacak” çağrısında bulundu.
MAHALLE AÇIK CEZAEVİNE DÖNDÜ
82 yaşındaki Fadime Tosun ise 60 senedir Sarıyer Mahallesi’nde yaşadığını söyleyerek şunları aktardı: “Özene bezene bu evleri yaptık, ama keşke hiç yapmasaydık. Ayaklarım zaten tutmuyor, bu duvarlar yüzünden hastaneye bile gidemiyorum. Neden bize bu kötülüğü yaptınız?” 25 yıldır mahallede yaşayan 83 yaşındaki Nuri Kocaman da “Resmen Almanya’daki gibi Berlin duvarlarını diktiler karşımıza. Demokrasi bu mudur? Mahalle açık cezaevine döndü. Can güvenliğimiz hak getire” dedi.
2006 yılından beri mahallede yaşan Bülent Kocaman, “Pazara çıkışım dahi yok. Ben ve hanımım rahatsızız. Ameliyat olduğum için yürümekte zaten zorlanıyordum, şimdi bu duvarlar yüzünden tüm mahalleyi tavaf ediyoruz. Çöp arabası dahi giremiyor. İnsanlar taşınsa eşyalarını taşıyacak araç giremeyecek. İki aydan beridir internetim yok. CİMER’e kadar yazdım ancak çözüm yok! Hiçbir Allah’ın kulu bize cevap vermiyor, ama faturayı ödüyorum” cümlelerine dikkat çekti.
HALKI BİR GECEDE KANDIRDILAR
7 Temmuz’dan bu yana internetinin kesik olduğunu belirten Hidayet Uras ise “Derdimizi anlatmak için kime ulaşsak her seferinde oyalıyorlar. Sürekli ‘altyapı çalışmalarınız sorunlu’ deniliyor. Resmen halkı bir gecede kandırdılar. Türk Telekom’u, belediyeleri Allah’a havale ediyorum. Her akşam gelip evi temizliyorum, tozdan, pislikten geçilmiyor. Bizi perişan ettiler. 3 seferdir Türk Telekom’a dilekçe veriyorum. Bir kişi de şuraya gelip derdimizi sormadı. Bu mahallede yaşayanların çoğu 60 yaş ve üzeri… Hiç mi vicdan yok? İnterneti kullanmadığım halde 600 TL fatura geldi. Sokağımızı berbat ettiler. Komşularımızla bile ayrıldık. Ne onlar bizim olduğumuz tarafa geliyor ne de biz onların tarafına geçebiliyoruz. Otobüsler kaldırıldığı için hastane randevularına ya da sınavlara gidilemiyor, yetişilemiyor. Nereden tutsanız elinizde kalır. Bakınız geçen gün komşumuzun kızı hastalandı, ambulans mahalleye giremedi. Evi bulamadı. Anne ve baba kendi çabasıyla çocuklarını hastaneye götürdü” bilgisini paylaştı.
Kaynak : SULTAN GÜMÜŞ KAYA