Sayfa Yükleniyor...
Danıştay 4. Dairesi, ‘İzmir’in Kanal İstanbul’u olarak adlandırılan ve 16 bin hektarlık bir alanı kapsayan Çeşme Turizm Projesi’ni iptal etti. Bu kararla birlikte proje kesin olarak iptal edilmiş oldu
SEMİ TEKTAŞ / Danıştay tarafından yayımlanan kararda, "Cumhurbaşkanlığı kararnamesinin iptaline, davaya konu işlemlerden 11 Şubat 2020 tarihli, 2102 sayılı Cumhurbaşkanlığı kararı yönünden davanın esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına ilişkin kararın, Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu tarafından onanarak kesinleşmiş olduğu" ifade edildi.
Çeşme Projesi’ne yönelik iptal talebi, 12 Şubat 2020 tarihinde Resmî Gazete’de yayımlanan ‘Çeşme Kültür ve Turizm Koruma ve Gelişim Bölgesi’nin sınırlarının yeniden belirlenmesine ilişkin Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi’ne karşı, meslek örgütleri, çevre dernekleri ve yurttaşlar tarafından açılan davalarla gündeme geldi. Danıştay 6. İdare Dairesi, projeye yönelik iptal talebini reddedildi. Ancak bu karar, TMMOB, İzmir Barosu, İzmir Tabip Odası, Ege Çevre ve Kültür Platformu ve yurttaşlar tarafından Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu’na temyiz edilerek, reddedilen kararın iptaline yol açtı.
Danıştay 4. İdare Dairesi, yapılan görev dağılımı sonrası, Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu’nun bozma kararına uygun olarak projeyle ilgili iptal kararı verildi. Bu karar sonucu, Çeşme Projesi’nin hukuki dayanağı kalmadı. Türkiye Mimarlar ve Mühendisleri Odaları Birliği İzmir İl Koordinasyon Merkezinde konu ile ilgili olarak basın açıklaması gerçekleştirildi. Açıklamaya, İzmir Tabip Odası, İzmir Barosu, TMMOB İzmir İl Koordinasyon Kurulu, EGEÇEP, İzmir Yaşam Alanı, ÇEŞÇEP, Davacı Yurttaşlar, CHP İzmir Büyükşehir Belediyesi Grup Başkanvekili Zafer Levent Yıldır, CHP İzmir Büyükşehir Belediyesi Grup Sözcüsü Elvin Güler ve STK temsilcileri katıldı.
Bileşenler adına konuşan Av. Arif Ali Cangı, “Bu kararla, 13 Eylül 2019 tarihine kadar belirlenen Çeşme Kültür Turizm Koruma Genişletilme Bölgesi sınırlarının daha fazla genişletilmesinin önüne geçilmiştir. Artık Çeşme Yarımadası sadece korunmalı, bölgenin doğal ve kültürel değerlerine zarar verecek yeni girişimlerde bulunulmamalıdır. Kültür ve Turizm Bakanlığına çağrıda bulunuyoruz, Danıştay kararının arkasından dolanmayın, daha fazla kamu zararına yol açmayın. “Kararın, İzmir Barosu ve İzmir Tabip Odası'nın dava ehliyetlerinin olmadığı bölümüne katılmamız mümkün değildir. Hukukun üstünlüğü ve insan haklarını savunma, bu kavramlara işlerlik kazandırma yasal yükümlülüğü olan İzmir Barosu ile toplum sağlığının korunması alanında kamusal görevi olan İzmir Tabip Odası, böylesi hukuka aykırı değerlendirmelerle ortak mücadelemizden kopartılamazlar. Şimdiye kadar olduğu gibi, bundan sonra da kentimizin ve bölgemizin ortak yaşam alanlarının, müşterek varlıklarının korunmasının takipçisi olmaya devam edeceğiz. Bu kararla, 13 Eylül 2019 tarihine kadar belirlenen Çeşme KTKGB sınırlarının daha fazla genişletilmesinin önüne geçilmiştir. Artık Çeşme Yarımadası sadece korunmalı, bölgenin doğal ve kültürel değerlerine zarar verecek yeni girişimlerde bulunulmamalıdır. Kültür ve Turizm Bakanlığına çağrıda bulunuyoruz, Danıştay kararının arkasından dolanmayın, daha fazla kamu zararına yol açmayın.” şeklinde konuştu.
İzmir Barosu Başkanı Sefa Yılmaz, “Çeşme Yarımadası’nı kapsayan proje ortadan kalktı ancak temyiz yolu açık. Ancak sonucun değişmeyeceğini söyleyebiliriz. Karar çok doğru ancak içerik ehliyet yokluğu belirtildi. Ancak İzmir Tabip Odası da İzmir Barosu da dava ehliyeti olduğunu bildirmişti. Bu tür davalarda İzmir Barosu’nun ve tabip odasının bulunmasını istemeyen bir anlayış var. Eskiden hukuka aykırı bir karar çıktığında gerekçe ve nedenlerini tartışırdık şimdi ise doğru bir karar çıktığında ise arkasından neler geleceğini tartışıyoruz. Bizce dava ehliyetimizin olmadığına dair karar doğru değil” diye konuştu
İzmir Tabip Odası Başkanı Prof. Ceyhun Özyurt, “Sağlığın tanımı içinde çevre sağlığı denilen bir tanım da var. Çevre sağlığı olmadığında orada yaşayanların sağlığının ne kadar etkileneceğini düşünemezsiniz. Sağlıklı olmamız için çevremizin de sağlıklı olması gerekir. Bu iptal edilen uygulama gerçekleşseydi Çeşme’nin suyunun ne hale geleceğini düşünmek bile istemiyoruz. Biz bu davada dışarda kalmış değiliz, bundan sonra da mücadelenin yanında olacağız. Biz davaya müdahil olabilirken ben bizi hem baroyu dava dışında bıraktılar. Bunu da takip etme imkânımız varsa takip edeceğiz. Son zamanlarda bu mahkeme dışı bırakma kararları çok kolay alınıyor ancak biz de desteğimizi bırakacak değiliz. Çünkü insan sağlığı için çevre sağlığı şarttır. Çeşme yeni bir kurtuluş günü kazandı, umarım yeni kurtuluş günü kazanmayız.
Çeşme Yarımada Çevre Derneği (ÇEŞÇEP) Başkanı Ahmet Gürler, “Bu sonuç çok güzel ancak Çeşme şu anda Türkiye’nin en çok rant getiren yeri. Ve aslında bu proje arka planda devam etmektedir. Çeşme çok hızlı bir şekilde rezidans demiyorum ‘rezildans’ çöplüğüne döndü. Otel hissesi altında inşa edilerek kibrit kutusu kadar daireler milyarlarca Euro’ya satılıyor. Bu işten ne kadar rant kazanmak isteyen varsa Çeşme’ye gelmektedir.
Aykut Akdemir, “Bu davanın değerli bir aşamasındayız. Takipçisi olmaya devam edeceğiz. Kentin tüm ranta ve talana açılan yerlerinden vazgeçmiyoruz. Ne Kültürpark’tan ne Basmane Çukuru’ndan ne Elektrik Fabrikası’ndan vazgeçmeyeceğiz. İster merkezi ister yerel hükümetin her türlü girişimine karşı duracağız. Bozuk saat bile günde 2 defa doğruyu gösterdiği gibi bu defa doğruyu gösterdi. Hukuk lehimizde karar verdi. Herkesin emeğine sağlık" ifadelerine yer verdi” diye konuştu
HABER MERKEZİ