DEVA Partisi İzmir İl Başkanı Uygur: İzmir’in kaybolan bir hatırası 

DEVA Partisi İzmir İl Başkanı Aybar Uygur, Buca’daki 574 ada 78 parselde bulunan tarihi yapının yıkılmasına ilişkin sert bir açıklama yaptı. Uygur, yıkımı yalnızca bir bina kaybı olarak görmenin eksik olduğunu belirterek, “Bu, bir kentin kalbinden koparılan bir parçadır” dedi. 
1955 yılında Mimar Melih Pekel’in emeğiyle inşa edilen yapının, ne depremden ne de zamanın etkisinden dolayı yok olmadığını; kentin, geçmişine sahip çıkamamasının bir sonucu olarak yitirildiğini öne süren Uygur, “Bu sessiz yıkıma razı değiliz. İzmir, hatırladıklarımızdır. Söz konusu yapı, yalnızca bir bina değil; kentin geçmişiyle bugünü arasında kurulan somut bir bağ, toplumsal belleğin parçasıydı” ifadelerini kullandı.

BU BİR YIKIM DEĞİL SADECE…

“Yıkılan bir bina değil, Buca’nın tarihi, İzmir’in hafızasıdır” diyerek yazılı bir açıklama yayımlayan Başkan Uygur, “Buca 574 ada 78 parsel… Bu bir yıkım değil sadece. Bu, bir kentin kalbinden koparılan bir parçadır. 574 ada 78 parselde, 1955 yılında Mimar Melih Pekel’in emeğiyle hayat bulan bir yapı bugün artık yok. Ne deprem aldı onu bizden, ne zaman. Onu biz kaybettik. Koruyamadık. Sahip çıkmadık. Sessiz kaldık. Bir bina yıkıldığında yalnızca beton dökülmez. O duvarların arasında yaşanmış hayatlar, pencerelerinden sokağa bakan çocuklar, bir kentin kendisiyle kurduğu bağ da yıkılır. İzmir bugün biraz daha hafızasız, biraz daha eksik. Modern dönemin bu nitelikli yapıları, ‘tescilli değil’ denilerek, ‘yeterince değerli görülmeyerek’ ya da ‘gelişim’ adı altında göz göre göre yok ediliyor. Oysa 574 ada 78 parsel, sıradan bir arsa değil; bu kentin mimarlık belleğinde bir izdi, yakın geçmişle kurduğumuz bir bağdı. Soruyoruz, çünkü sormazsak unutulacak: Bu kentin hatıraları kimlerin kararlarıyla siliniyor? Yakın geçmiş neden korunmaya değer görülmüyor? Yetki sahibi olanlar bu sessiz yok oluşu neden izlemekle yetiniyor?” sorusunu yönlendirdi.

ACİL BİR KENT BELLEĞİ ENVANTERİ YAPILMALI

Son olarak ise Uygur, “Bir yapıyı dönüştürmek mümkündür. Ama onu tümüyle yok etmek, bir kenti köklerinden koparmaktır. Biz bu kaybı ‘kaçınılmaz’ diye kabullenmiyoruz. Gerçek gelişim; belleğini inkâr eden değil, belleğiyle var olan bir kent yaratmaktır. Buradan sesleniyoruz: Modern dönem yapıları için acil bir kent belleği envanteri yapılmalıdır. Tescilli olsun ya da olmasın, bu kentin hatırasını taşıyan yapılar korunmalıdır. Rant değil, kent hakkı esas alınmalıdır. Bir kent hafızasını kaybederse, geleceğini de kaybeder. 574 ada 78 parsel, yalnızca bir adres değil, İzmir’in kaybolan bir hatırasıdır. Bu sessiz yıkıma razı değiliz. İzmir, hatırladıklarımızdır. Söz konusu yapı, yalnızca bir bina değil; kentin geçmişiyle bugünü arasında kurulan somut bir bağ, toplumsal belleğin parçasıydı. Mülkiyet hakkı elbette önemlidir. Ancak kentlerde mülkiyet hakkı, kamu yararı ve kent hakkı ile birlikte değerlendirilmek zorundadır. Bir yapının özel mülkiyette olması, onun kent kimliği açısından taşıdığı değeri ortadan kaldırmaz” mesajını verdi.