- İzmir
- 02.06.2025 00:54
İzmir Büyükşehir Belediyesi iştiraklerinde yaşanan TİS krizi sonrasında başlatılan greve destek için İzmir’e gelen DİSK Genel Başkanı Arzu Çerkezoğlu, “Eşit işe eşit ücret ve onurlu bir TİS için bu mücadeleyi hep birlikte yürüteceğiz” dedi
HAYRİYE GÜLPERİ TİBİN-SULTAN GÜMÜŞKAYA/ İzmir Büyükşehir Belediyesi iştiraklerinde yaşanan toplu iş sözleşmesi (TİS) krizinin yankıları devam ediyor. Büyükşehir bürokratları ile DİSK Genel İş Sendikası temsilcileri arasında gerçekleştirilen son toplantıdan da uzlaşı çıkmaması üzerine işçiler 29 Mayıs Perşembe günü greve başladı. Bugün grevin üçüncü gününde de sahalarda olan işçilere DİSK Genel Başkanı Arzu Çerkezoğlu ile Genel İş Genel Başkanı Remzi Çalışkan da destek verdi. İzmir’e gelerek işçilerin İZSU binası önünden başlayan kortejine katılan Çerkezoğlu ve Çalışkan, Kültürpark’ta İzmir Büyükşehir Belediyesi binası önünde basına açıklamalarda bulundu. Grevde açıklamalarda bulunan Çerkezoğlu, “Bundan tam 12 yıl önce Gezi’de eşitlik ve adalet için çarpışanlara selam olsun. O mücadelede yitirdiğimiz güzel evlatlarımızın alınlarından öperken bilsinler ki o mücadele, o irade 12 yıldır var olmaya devam ediyor. Bugün de burada bu grev meydanında devam ediyor” dedi.
Çerkezoğlu, konuşmasına şöyle devam etti: “Sizler bugün sadece İZELMAN ve İZENERJİ işçileri olarak sadece emek ve ekmeğiniz için bu grevi yapmıyorsunuz. Bu grev bu mücadele İzmir’in dört bir yanında Türkiye’nin dört bir yanında atölyelerde, fabrikalarda sendikasızlığa mahkûm edilen milyonlarca sınıf kardeşimizin de geleceği içindir. Bu mücadele İzmir halkının bütün Türkiye halkının emeğinin, demokrasinin, adaletin, yani ülkenin geleceğinin mücadelesidir. Buradan bir kez daha söylüyoruz. Bizler emeğimize, ekmeğimize sahip çıkacağız. ‘Eşit işe eşit ücret’ ve onurlu bir TİS için bu mücadeleyi hep birlikte yürüteceğiz. Biz her şeyin farkındayız. DİSK’liler her şeyin farkında fakat önce şunu söyleyelim, hiçbir gerekçe işçinin alın terinden daha öncelikli değildir. Grev bizim yasal ve anayasal hakkımızdır ve grev hakkımızı kullanmamızı sorgulamak hiç kimsenin haddine değildir. Hiç kimse kaygı duymasın, İzmir halkı kaygı duymasın, kardeşlerimiz kaygı duymasın. Biz tarihsel süreçten aldığımız güçle emeğe de demokrasiye de ülkemize de sahip çıkacağız. Bize bunları yaşatanların kimler olduğunu çok iyi biliyoruz.”
İktidarın muhalif belediyelere karşı tutumuna değinen Çerkezoğlu, açıklamasını şöyle noktaladı: “Bugün demokrasiyi ortadan kaldırmaya çalışan, muhalefeti susturmaya çalışan, belediyeleri ‘silkeleyen’, kayyımlarla millet iradesini yok sayanlara karşı bu mücadeleyi büyütüyoruz. Daha bugün 5 belediye başkanı gözaltına alındı. Halkın iradesini yok sayanlara, tahammül edemeyenlere iradeye saygı duymayı da biz öğreteceğiz. Hani 12 Eylül günlerinden beri söylenen bir söz vardır ya, ‘DİSK’in işçisi demokrasi bekçisi’ denir. Evet bizler işte bu grevi bu bilinçle başlattık bu bilinçle yürütüyoruz. Bugün bu ülkede demokrasiyi yok edenlere karşı demokrasi işçinin ekmeğidir diyoruz. Demokrasiden sadece 5 yılda bir oy vermeyi anlamıyoruz, demokrasi sendikadır, TİS hakkıdır, işçinin söz hakkı olmasıdır, demokrasi grev yapabilmek demektir. İşte bu nedenle burası demokrasi meydanıdır. Bu en anlamlı meydandan önce ülkeyi yönetenlere seslenelim. Bu ülke bir asgari ücretliler ülkesi, bu ülke çalışmak zorunda olan emekliler ülkesi, bu ülke patronundan fazla vergi veren işçiler ülkesi, bu ülke hapisteki gazeteciler, siyasetçiler ülkesi. Buradan, grev meydanından söylüyoruz. İşçiden, emekçiden, gençlerden yani halktan daha büyük bir güç yoktur. İşte bu meydanda bugün bunu gösteriyoruz. İşte bu bilinçle bu mücadeleyi başlattınız, emeğinizin hakkını almak için, çocuğunuzun geleceği için, memleket için çıktığınız bu yolda yolunuz açık olsun.”
İşçilerin taleplerinde son derece haklı olduğunu ifade eden Çalışkan, “Ne için buradayız? Hak için, adalet için, eşitlik için buradayız. İnsanca bir yaşam için buradayız ve burada sizler tarih yazıyorsunuz. Grev onurumuzdur, grev hakkımızdır, grev geleceğimizdir. Sizleri bu onurlu direnişinizden dolayı kutluyorum. Taleplerimizde, mücadelemizde, alın terimizde haklıyız ve hakkımızı da birliğimizle mutlaka kazanacağız” ifadelerini kullandı: Çalışkan, konuşmasına şöyle devam etti: “Bu grev sadece bir ücret talebi değil. Ücret talebini aşan bir grev süreci yaşıyoruz. Bu grev eşitlik, adalet mücadelesidir. Bu grev emeğin ayağa kalkma mücadelesidir. O yüzden buradasınız arkadaşlar. Kimse unutmasın, bu grev İzmir halkını zora sokma grevi değil. Biz İzmir halkına, halka hizmet etmeyi kutsal sayıyoruz. Ancak bu kutsal hizmeti yerine getiren işçi arkadaşlarımın haklı taleplerine herkesin destek olması lazım. Dedik ya, biz eşit işe eşit ücret istiyoruz. Bakın İzmir Büyükşehir Belediyesi’nde 5 büyük şirket var, İZELMAN, İZENERJİ, İZBETON, İZDOĞA ve İZULAŞ. Biz eşit işe eşit ücret derken, üç lira 5 lira hesabı yapmıyoruz. Daha önce bir TİS yapılmış. O TİS’in sonucunda ücretler alınıyor. Biz şu anda TİS masasında diyoruz ki aynı işi yapıyoruz, aynı iş yerinde çalışıyoruz, aynı alın terini döküyoruz ama birine 3 verirken birine 5 vermenizi kabul etmiyoruz. DİSK’in Genel İş'in geleneğinde görevler, ağır bedeller vardır. Bunlarda bir mahsur yok ancak TİS’in masada bu şartlarla bağlanmasını istedik. Eşit işe eşit ücret veren bugün bu sözleşmeyi imzalasın, bugün bu grev bitsin. Güvenlikçi kardeşlerim, büyük bir haksızlık yapılıyor ama asla yalnız değilsiniz. Güvenlik işçisi yalnız değil. Bakanlığın gönderdiği bir yazıyla bir mağduriyet yaratıldı. Dava açtık, inanıyoruz ki 4 Temmuz’daki mahkemede bu yanlışı geriye çevireceğiz. Hak için hukuk için adalet için mücadelemizi sürdüreceğiz. Demokrasi işçinin ekmeğidir diyoruz. Bu toplu sözleşmede de adalet istiyoruz, demokrasi diyoruz. Direne direne kazanacağız, görevinizi kutluyoruz. Kazanana kadar mücadeleye devam.”