- İzmir
- 10.10.2025 19:32
Emekli Tümgeneral Ethem Büyükışık’ın oğlu Dorukhan Büyükışık’ın ölümüne ilişkin davanın ikinci celsesinde tanık Barış A. ifade verdi. Açıklanan ara karara göre, söz konusu dosya, 21. Ağır Ceza Mahkemesi’ne gönderildi.
HAYRİYE GÜLPERİ TİBİN / Emekli Tümgeneral Ethem Büyükışık’ın oğlu Dorukhan Büyükışık’ın ölümüne ilişkin davanın ikinci celsesi bugün İzmir Adliyesi 2. Asliye Ceza Mahkemesi’nde görüldü. 13 Mayıs 2018 tarihinde gerçekleşen ve kayıtlara intihar olarak geçmesine karşın cinayet şüphesiyle yeniden dosyası açılan olaya ilişkin davanın ilk duruşması 21 Mayıs 2025 tarihinde görülmüştü. 8 polisin yargılandığı davanın ilk duruşmasında savunmalar alınmıştı. Davanın bugün gerçekleştirilen ikinci celsesinde ise tanık ifadeleri dinlendi. Celseye sanıklar, Atakan K., Duygu Ö., Musa E., Fikret S., Halil A., İsmail K. ve sanık avukatları; katılımcı Ethem Büyükışık ve müşteki avukatları, tanık Barış A. ve seyircilerin katılımıyla gerçekleştirildi. Tanık olarak gelen ve cinayet büro amirliğinde görevli olduğunu ifade eden Barış A., “Polis memuru olarak görev yapıyordum o tarihte. Sanıklardan Deniz ve Atakan Bey’i biliyorum. Ancak aynı şubede olduğu için birbirimizi tanırız. Deniz ve Atakan Bey dışında bana tanıdık gelen bir isim yok” dedi.
Tanık Barış A., konuşmasında şunları kaydetti: “13 Mayıs 2018 Tarihinde ölüm alanına giden ekipteydim. Narlıdere’ye yakındık. Bir ölüm olayı bildirildi. Biz cinayet büro olduğumuzdan ve yakın olduğumuzdan oraya gittik. Saati hatırlamıyorum. Gittiğimizde oraya savcı bey doktor bey yanındaki heyet bizden sonra geldi. İlçe ekipleri vardı. Olay yeri ekipleri de bizden sonra geldi hatırladığım kadarıyla. Kamil Duman ile birlikte gittik. Bu tarz olaylarda şüphe genelde doktoraların verdiği bilgiye göre netleşir. Doktor bu şüpheli olay dediğinde savcılar cinayet büronun da gitmesini söyler. Biz de savcı beyden talimat gelmeden hazır olmak için gideriz. O gün de olayın şüpheli ölüm olarak değerlendirildiğini öğrendiğimiz için gittik. Bu bilgi bize telsizle bildirildi. Kendi telsizimizdeki görevli arkadaşımız böyle bir olay olduğunu söyledi. Biz de yakın olduğumuz için geçtik. Bir yoldan girdik büyükçe ve kazılmış bir temel alanı vardı henüz yapılmaya başlamamıştı diye hatırlıyorum. Bir de yüksekçe tamamlanmamış bir inşaat alanı vardı. Biz bu yolu yürüyerek çıktık, sağ taraftaki inşaat alanına girmedik, yaklaşık 50 - 100 metre yürüdükten sonra tekrar inşaat alanının yanı doğru yürüdük. Giderken bir araç gördüm ama ilgilenmedik. İnşaatın üzerinde resmi ve sivil ekipler vardı. Kalabalık bir yer değildi. Orada kendilerince bir güvenlik önlemi alınmıştı. Şerit çekilip çekilmediğini hatırlamıyorum. Yukarı çıktığımda aşağıda maktulü gördüm. Sırt üstü yatıyordu diye hatırlıyorum. Şahsın kimlik tespiti yapılmış. Ben notlarımı aldım, her gittiğim olayda böyleydi. İnşaat alanında bir telefondan bahsediliyordu.”
Barış A, “Sonraki gün zaten savcılık heyeti ve baba geldi ama aynı anda gelmediler. Ali Ok, Hakkı Uysal isimli kişileri tanımıyorum. Bizim girişten yürüyerek inşaat alanına geçtiğimizi söylediğim alanda bir güvenlik kamerası olduğunu söylediler. Oraya inşaat görevlisi götürdü beni, muhtemelen onunla gittim. 2013 yılından beri adli polislik yapıyorum olay yeri incelemeyle kamera kaydı izlediğimizi hatırlamıyorum. Kamera görüntülerine gittim monitöre baktım. Orada bir görüntü açıktı ve bu görüntü karanlıktı. Biz cinayet şube olarak hiçbir zaman bir savcının söylediğinin dışına çıkmayız. Ölü muayene işlemi yapıldı, tutanaklar imzalandı sonra da ayrıldık. Olay ölüm mü, cinayet mi diye bir fikir oluşmamıştı. Multitec diye bir şirket duymadım bilmiyorum” diye devam etti.
Barış A.’nın ifadesi sonrasında müşteki avukatı Şafak Yüksel, tanığa sorular yöneltti. Barış A., Yüksel’in sorularına karşın, “2018 yılında olan bir olayla ilgili benden kamera görüntüsü akar gibi bilgi vermemi beklememenizi umuyorum. O sırada kiminle yürüdüğüm sorusunu ben bilemem. Bekçi bana orayı göstermiştir diye hatırlıyorum. Ama bekçi yerine araştırmadan bir arkadaş benimle yürümüştür onu hatırlayamam” ifadelerini kullandı. Yüksel, “Müştekiyle, vefat eden çocuğun babasıyla cinayet büroda toplantı yaptı mı?” dedi. Tanık ise “Kendisini olaydan sonra ikinci kez şimdi görüyorum. İlk kez olay yerinde görmüştüm” yanıtını verdi. Bu sırada araya giren Ethem Büyükışık, “Biz toplantı yaptık” ifadelerini kullandı. Sonrasında Yüksel, “Şüpheli ölüm var bir ekip geliyor cinayet bürodan kendilerine göre bir şey olabilir ama hiçbir şey yapmadan mı savcı mı beklediniz?” sorusunu yöneltti. Bunun üzerine tanık tepki göstererek, “Siz soru mu soruyorsunuz beni olayla ilişkilendirmeye mi çalışıyorsunuz?” dedi. Yüksel de “Normal uygulamada da tamamen savcı odaklı mı her şey? Savcı gelmeden parmak kımıldanmıyor mu?” diye karşılık verdi. Tanık ise “Polis kolluk kuvvetidir. Devletin işlerinde kolluk kuvveti olarak çalıştığından fikir beyan etme gibi bir görevi yoktur” açıklamasında bulundu.
Tanık ifadesinden sonra söz alan Ethem Büyükışık, olaya ilişkin verilerini paylaşarak açıklamalarda bulundu. Büyükışık, konuşmasında şu ifadeleri kullandı: “6 ayrı soruşturma devam ediyor biri kasten öldürme suçu. Şu an da 21’inci ağır ceza mahkemesinde ilk duruşması yapıldı. Bu dava içinde çok sayıda bu sanıklar ve tanıkların dışında çok sayıda bizim rakamımız 34, 34 polis bu işe bulaşmış. Saat 00.59 sıralarında fotoğrafta olay yeri olarak görünen alanda yürüyüş yapmak için geliyor. Buraya geldikten bir süre sonra aracını spor sahasının yanında bulduk. Tanyer İnşaat sahipleri tarafından üretilip sahte delil olarak 2 ayrı görüntü Ünal Yücesoy isimli polise elden verildi. Bu görüntüde Dorukhan’ın arabasının farları var. Ondan sonra bir süre orada birileriyle konuşuyor ve bölgeye bir başka aracı geldiği görünüyor. Bu kamera görüntüsünde de aracını park ediyor, hiçbir tehdit algılamadan yürümeye devam ediyor. 1.29’da yürümeye devam ediyor. Saat 1.59’da alttaki görüntüde gördüğümüz yere geliyor. Burada takriben 8 10 saniye birisiyle konuşuyor. Bu görüntü gerçek, görüntünün üzerindeki tarih saat sahte. Sonra arabaya geliyor, arabayı açıyor bir şey alıyor. Bunun telefon olduğu değerlendirilmiş katılmıyorum. Tam 02.59’da sırtın arkasına geçiyor ve oradan sonra kayıp. Bu raporla ilgili iki büyük firmadan bilirkişi raporu alındı. Bu firmalarda diyorlar ki bu görüntünün dosya bilgileri yok. Sonra bu sahte olarak üretilmiş, sahte delilin üzerinde tarih saat grubunu da sonradan yapıştırmışlar. Cinayet saatiyle ilgili eminiz ama bu delili yaratarak oraya girdi ve öldü demişler. Sonra şantiye şefleri olay günü, tüm görevliler diyor ki bize kamera görüntülerini alma talimatı verilmedi. Olay yerine gidince yapılması gereken yapılır. Bu görüntüyü 13 gün sonra alıp Ünal Yücesoy isimli polise teslim ediyorlar. Çocuğun oraya girmesini engelleyen bir ikaz yazısı da yok. Dorukhan Büyükışık iyi eğitimli, bilinçli bir çocuk. Oraya biri gir dese de girmez. Oraya çocuk bile isteye giriyor zaten. Olay yerinin hiçbir yerinde bariyer yok. Dorukhan Büyükışık 01.49’da çocuğun telefonu Selway’a giriyor sonra hiçbir veri aktarmıyor. Sonrasında süratle hareket ediyor ve saat 12 küsura kadar bu hareket devam ediyor. Cinayetle ilgili sanıkların ve tanıkların verdiği ifadelerde aynı saat.”
BOĞAZINDAKİ KESİK İZİNİ GÖRMÜYORLAR
Büyükışık, açıklamasına şöyle devam etti: “Dorukhan’ın boğazında bir kesik izi var onu da görmüyorlar ve biz hiçbir şey yapmadık diyorlar. Boğazındaki izin otopsi raporunda iç tarafı da yırttığı görülüyor. Teknik olarak şantiyede gece bekçilerinin haberi olmadan kuş içeri giremez. 19 Kamera 2 ayrı monitör var. Bunların dışında 17 kişi var cinayet mahallinde. Olay gecesi gece bekçileri verdikleri ifadelerde bekçiler dışında hiç görmediğimiz kişiler vardı diyorlar. Şirket ortağı Münir Tanyer ve Taylan Tanyer de orada. Gece yarısı saat 1.30’da oğlum öldürüldükten sonra buradan birileri tarafından alınıyor, Narlıdere ilçe emniyet müdürlüğüne götürülüyor. Elitbey sokakta iki cinayet sanığı telefonla görüşüyor. Bu görüşmenin raporları var. Gece bekçisi Hüseyin kaya da ilçe emniyet müdürlüğüne götürülüyor. Gece şimdi ihbar yapıldı mı ya da sabah ihbar yapıldı mı? Bütün polisler yalan söylüyor. Kayıtlarda 112’ye çağrı düşmediği görünüyor. Telsiz anons saati bant kaydı elimizde. 8.53’te anons yapılsa şehrin en ucundaki polisler oraya 15 – 20 saniyede gittiklerini iddia ediyorlar. Hepsi yalan söylüyor. Polisler geceden itibaren orada. İhbar şirket sahibinin oğlu ve şirket ortaklarından yapılıyor. İsmail Yalçın arıyor. İsmail Yalçın emniyet müdürüyle üç kez konuşuyor, bu işi nasıl kapatacağız diyor. Sonra Taylan aranıyor diyor ki siz 155’i arayın, aranıyor. 155 otomatik olarak bize düşer sakın polise haber vermeyin diyor. Olay yeri gelince hiçbir iz göremedikleri için kalp krizi diyorlar. İTÜ’den gelen raporda, yüksekten düştüğü kesindir dendikten sonra bir daha müdahale edelim diyor ve yüksekten düşme durumu yoktur deniyor. Gökhan Batuk sonrasında benim yanıma geldi, baş sağlığı diledi. Oğlunuz yüksekten düşmedi, dedi. Morgda otopsi yapalım ortaya çıksın dedi. Beni 15 20 gün sonra arayın dedi. Sonra aradım, adam hakikaten dedi ki oğlunuz darp edilerek öldürülmüş, kimyasal zehirlenme ya da kalp krizi yok dedi. Dorukhan’ın ölüm nedeni otopsi raporunda sırtına sert bir cisimle vurularak omurgalarının kırılması ve iç kanama olarak görünüyor. Adli tıp bu yüksekten düşme ya da darp nedeniyle olabilir demiş. Adli tahkikatla aydınlatılmalı demiş. Ben bu raporu sözlü olarak aldıktan sonra ilk işim Barış A. ve Ekrem A. ile iki kere görüştüm. Tam iki buçuk saat sürdü. Siz doğru söylüyorsunuz ama otopsi raporu çıksın raporda darpla ilgili tespit olursa söz veriyoruz biz bu işi hemen çözeceğiz dediler. Bilerek isteyerek cinayet büro amirliği bunu kapattı. Dorukhan oradan atlamış olsa ayakkabısının izi çıkar mı? Ayakkabısının izi var. Kamera kayıt cihazları, biri sol alt biri sol üstte. Peki sanıklar yukarıda kamera olduğunu da kabul ediyor. Olay yerini gören kameralar da vardı. Dorukhan’ın telefonunu çatıya kim bıraktıysa orada 3 kamera vardı bir tanesi tam olarak Dorukhan’ın telefonuna odaklanmış durumdaydı. Bunların hiçbirine neden bakmadılar? Cinayet şüphelileriyle ve sanıklarla Münir Tanyer Taylan Tanyer arasında bir iltisak da var. Olay günü boyunca Tanyer’ler bu polisleri yönetti. Gördüğünüz arkası dönük olan şahıs benim. Yanımda oğlum yatıyor. Öldürüldüğünü gördüm. Alçakça beni orada sorguladı, avukatı cinayet mahaline sokup maktulün babasını sorgulattılar. Toplantının yapıldığı yerde olay yeri çalışanları bütün faaliyeti durdular. Bu 11 dakikalık süre içinde bunlar aşağıya indi. Bunların isimleri Barış Alp, Murat Köse ve olay yeri incelemedeki üç arkadaştan biri. Taylan Tanyer İsmail Yalçın’la cinayeti nasıl kapatacaklarını görüşerek tayin ediyorlar. Olay günü İsmail yalçın cinayet mahaline geri dönüyor. Bu toplantıya katılmadan önce daha önce olay yerine geliyor İsmail yalçın, Münir Tanyel’le görüşme gerçekleştiriyor. İsmail yalçın oraya gelmese elimizde iki kamera kaydı, parmak izleri, biyolojik izler olacaktı. Şüphelilere talimat veren bir telefon var. Bu Münir Tanyel olarak tespit edildi. Normalde telsizle haberleşiliyordu. Ev adresi olarak verdiği evde 5 senedir de oturmuyor. Münir Tanyel’in kızı da olay yerinde tespit edildi. Cevdet Akay olay günü hem karakola hem olay yerine gitmiş. Bu gece içerisinde sivillerde korkunç bir görüşme var. Oğlumun telefonunu yukarı bırakan adam çizmeleri de bırakmış gitmiş. Giysilerini silerek düzeltmişler. Sonra Taylan Tanyer’le birlikte hareket ettiler diyor.
4 KERE SAHTE RAPOR HAZIRLANDI
Büyükışık, duruşmadaki açıklamasını şöyle noktaladı: “İki bilgisayar kasası vardı harddisk, bunları sivil polis aracıyla olay yerinden götürdüler diyor. Cinayet işleniyor o gece, ondan sonrasında olay yeri inceleme bitiyor, sonrasında toplantı yapılıyor. Sonra oğlumu öldürdükleri yerin 500 metre yakınındaki yerde oturuyorlar yaza merhaba partisi veriyorlar. Böyle vicdanları kara insanlar. O gün bu sanıklar ve burada olmayan sanıklar cinayet soruşturmasını yöneten Münir Tanyel ve Taylan Tanyel emrinde çalıştılar. Kamera görüntüleri, Ünal Yücesoy şantiyeye gittiğinde çıkarıldı ve al bunu bırak dediler. Bunlarla ilgili polis araştırma yaptı. O gün görüntüleri kimsenin almadığını söylüyor. Olay yerinde sahte CD’yi elden alan alamın cd izleme ve tutanak tutma yetkisi var mı? Yok. Ben izlemedim diyor zaten bir ifadesinde, imza at dediler attım diyor. Üç şirket ayrı olay yeri krokisi üretti. Bir az önce gösterdiğim A Blokun olduğu yerde kamera olduğunu söylediler. Hepsi sahte bunların. Münir ve Taylan Tanyer o gün olay yeri incelemenin amirliğini yaptı. Barış A. ifadesinde diyor ki, darp olarak görsek soruşturmaya başlardık. Sonrasında rapor çıktı, ben de uyardım arkadaşları. 2020 yılında olay yeri inceleme fotoğraflarını ki verdi? 20 Mayıs günü toplantı yaptık, cinayet büronun tüm personeli değişmişti. Bunları gidip onlara anlattığımda, şaşırdılar onlara verdim. Şu ana kadarki bütün görev listeleri elinizdeki sahte. Mesela Atakan K. olay yerinde görevli, listede izinde göstermişler. Hiç kimse listede gösterildiği şekilde değil. Musa Ç. diye bir adam var. Polis merkezinde görevliydim diye ifade verdi, bu adalet sarayı da dahil olmak üzere İzmir’in farklı ilçelerinde bütün adresleri dolaşmış, kasten öldürme şüphelileriyle bir görüşme yapmış. Bu ülkedeki üst kurumlar tam 4 kere sahte rapor hazırladı.”
CİNAYET DAVASI VURGUS
Büyükışık’ın ardından söz alan sanık avukatı, şunları kaydetti: “Biz bir cinayet yargılaması yapmıyoruz, iddianame ihmale yönelik. Biz burada müştekinin bir sürü kişiye yönelik çıkarımlarını neden dinliyoruz? Bu konuyla ilgili 2018’den beri devam eden dosyalar var. Biz 1,5 saat boyunca inşaat sahipleriyle polislerin ilişkilerini neden dinledik? Müşteki büyük bir kumpastan bahsediyor. Eğer böyle bir büyük kumpas varsa yapılması gereken sanıkların şu şu telefon görüşmeleriyle, şu görüşmeleriyle, delillerin ortaya konmasıyla hareket edersiniz. Benim müvekkillerimiz bu büyük kumpasa, ihbara giderken nasıl dahil olmuş olabilir? Ortaya böyle bir şey konabiliyorsa tamam. Ancak benim müvekkillerimin bu tarz bir konularla illiyet bağı bir saat anlatılmasına karşın ilişkisi yok. Müştekinin manipülatif bir yaklaşımı var. Anlatımları hep yorum. Yorumları hep cinayet davasının konusu. Kamera kayıtlarının alınması bizim müvekkilimizin görev tanımında olmamasının yanında, polis memurunun da kendi inisiyatifiyle bu kayıtları alamayacağını biliyoruz. Üstü emir verir, astı gider onun verdiği emri uygular. Benim müvekkillerimin olay dahli şu; saat 10’da olaya davet ediliyorlar. Gittikleri olay yerinin suç vasfını tanımlamakla sorumlu değiller. Adli tıp uzmanı bir cinayet varsa bunu neden savcılara söylemedi? Adli tıp uzmanı görevini ihmal etti o zaman. Kameraların girdiği kulübeye tüm müvekkillerimin gittiğini söylüyor. Bununla ilgili bir kamera kaydı var mı, yok.
Bunu sayın mahkeme isterse biz ara karar talep ediyoruz, müştekinin olayın bütününe ilişkin bir dilekçe yazmamızı isterseniz yazarız ancak hepsi bizimle ilgili ithamlar kısmında bir detay alınıyor ve detayla ilgili yorumlar anlatılıyor. Bir görev ihmali yok. Arabadan tek başına inmiş bir maktul var. Neden anahtar yeri değişiyor diyor, biz bunların hepsinin cevabını veriyoruz ama bunlar manipülatif anlatımlarla çarpıtılıyor. Biz şu an hiç olmaması gereken bir yargılamanın içinde olmaması gereken bir azimle kendimizi anlatmaya çalışıyoruz.”
ARA KARAR AÇIKLANDI
Savunmalarının ve tanık beyanının ardından mahkeme ara kararı açıkladı. Konuyla ilgili olarak 21’inci Ağır Ceza Mahkemesi’ne konu olan dosya ile duruşması görülen 2’nci Asliye Ceza Mahkemesi’nde görülen dosyaların resen birleştirilmesine karar verildi. Dosya 21. Ağır Ceza Mahkemesi’ne gönderildi.
Kaynak : HABER MERKEZİ