Eğitim-Sen’den iktidara çağrı: İhraçlar gözden geçirilmeli

Eğitim-Sen İzmir Şubeleri, KHK ile ihraç edilen kamu emekçilerinin mağduriyetine dikkat çekmek için Karşıyaka’da basın açıklaması düzenledi. Açıklamada, ihraçların adil yargılama süreci olmadan yapıldığı vurgulanarak, kamu emekçilerinin görevlerine iadesi ve itibarlarının geri verilmesi talep edildi.

  • Oluşturulma Tarihi : 18.06.2025 19:43
  • Güncelleme Tarihi : 18.06.2025 19:43
  • Kaynak : MERVE AĞRIÇ
Eğitim-Sen’den iktidara çağrı: İhraçlar gözden geçirilmeli haberinin görseli

Merve Ağrıç Eğitim-Sen İzmir Şubeleri, Kanun Hükmünde Kararnameler (KHK) ile ihraç edilen kamu emekçilerinin yaşadığı mağduriyetleri gündeme taşımak amacıyla Karşıyaka Çarşısı’nda basın açıklaması düzenledi. 336 haftadır sürdürülen oturma eylemlerinin kararlılıkla devam ettiğini belirten Eğitim Sen İzmir 2 No’lu Şube Özlük ve Hukuk Sekreteri Fatma Çayır, ihraçların hukuksuz ve keyfi uygulamalarla hayata geçirildiğini vurgulayarak, görevlerine iade, tazminat ve itibar iadesi talebinde bulundu.

MAĞDURİYET DERİNLEŞİYOR

Binlerce kamu emekçisinin ihraç edildiğini ifade eden Çayır, “Arkadaşlarımızın kamudan ihraç edilişinin ardından başlattığımız oturma eylemimizin 336’ncı haftasında yine alanlardayız. OHAL sürecinde, hiçbir somut delil ve adil yargılama süreci olmaksızın, çıkarılan Kanun Hükmünde Kararnameler (KHK) ile yüz binlerce kamu emekçisi görevlerinden ihraç edildi. Bu ihraçlar, hukuk devleti ilkelerini açıkça ihlal eden, keyfi ve siyasi saiklerle hayata geçirilen uygulamalardır. KHK’larla ihraç edilen kamu emekçileri yalnızca işlerinden değil, aynı zamanda sosyal güvencelerinden, itibardan, geleceklerinden ve temel yaşam haklarından da mahrum bırakılmıştır. OHAL süreci sona ermesine rağmen bu adaletsizlik devam etmekte, mağduriyetler derinleşmektedir” dedi. 

YANLARINDA OLMAYI SÜRDÜRÜYORUZ

Hukuksuzlukları meşrulaştırmaya çalışan hiçbir mekanizmanın ne OHAL Komisyonu ne de siyasi iktidarın yarattığı yargı düzeni gerçek anlamda adalet üretmediğini vurgulayan Çayır, “KESK olarak geçmişte olduğu gibi bugün de hiçbir suça bulaşmamış, yalnızca düşüncelerini ifade eden, sendikal faaliyet yürüten ya da muhalif kimliğiyle bilinen binlerce üyemizin ve kamu emekçisinin, bu karanlık süreçte mağdur edildiğini biliyor ve onların yanında olmayı sürdürüyoruz. Türkiye işçi sınıfı ve kamu emekçilerinin tarihi, yalnızca baskılara ve yasaklara karşı direnişlerin değil; aynı zamanda emek, demokrasi ve özgürlük taleplerinin yükseldiği onurlu mücadelelerin tarihidir. Bu tarihin en önemli dönemeçlerinden biri 15-16 Haziran bin 970 işçi direnişi, bir diğeri ise 17-18 Haziran bin 995 kamu emekçileri eylemleridir. 15-16 Haziran bin 970 İşçi Direnişi, sermaye ve devlet işbirliğiyle işçi sınıfının en temel örgütlenme hakkı olan sendika seçme özgürlüğünün gasp edilmek istenmesine karşı, yüz binlerce işçinin fabrika kapılarını aşarak alanlara döküldüğü büyük bir başkaldırıdır. Bu direniş, yalnızca sendikal hakların değil, aynı zamanda Türkiye işçi sınıfının kendi kaderini tayin etme iradesinin simgesidir” diye aktardı. 

TAZMİNATLAR ÖDENMELİ

Sözlerinin devamında ise Çayır, şu ifadelere yer verdi: “Bundan 25 yıl sonra, bu kez kamu emekçileri, yıllardır süren mücadelelerinin bir eşiğini 17-18 Haziran 1995'te aşmıştır. 17-18 Haziran Kamu Emekçileri Eylemleri, kamu çalışanlarının sendikal haklar, toplu sözleşme ve grev hakkı için verdiği kararlı mücadelenin doruk noktasıdır. KESK’in kuruluş süreciyle bütünleşen bu eylemler, yıllarca ‘memur’ statüsüyle örgütsüz bırakılmak istenen kamu emekçilerinin, ‘emekçi’ kimliğini ilan ettiği ve meydanlarda haykırdığı günlerdir. Devletin tüm baskılarına, sürgünlere ve gözaltılara rağmen kamu emekçileri bu tarihte Türkiye sendikal mücadelesine damga vuran bir irade ortaya koymuştur. O gün atılan adımlar bugün hâlâ yolumuzu aydınlatmaktadır. Bugün de emekçilere yönelik saldırılar sürmektedir. KHK'larla ihraç edilen kamu emekçileri, güvencesiz çalışma, taşeronlaştırma, düşük ücret politikaları, sendikal örgütlenmeye yönelik engeller; bu tarihi mücadeleleri daha da anlamlı ve güncel kılmaktadır. Bizler, 15-16 Haziran’ın işçi nehrinden, 17-18 Haziran’ın kamu emekçisi ırmağından gelen bu mücadele geleneğini devralıyor; geleceğimiz ve onurlu bir yaşam için kararlılıkla yürüyoruz ve bugün, KHK ile ihraç edilen kamu emekçileri için bir kez daha sesleniyoruz: İhraç edilen tüm kamu emekçileri derhal görevlerine iade edilmelidir. Tüm dosyalar bağımsız ve adil yargı mercilerinde yeniden değerlendirilmelidir. İhraçlara gerekçe gösterilen tüm işlemler iptal edilmeli, tazminatlar ödenmeli ve itibar iadesi sağlanmalıdır.”