- İzmir
- 10.10.2025 19:32
Oğlu Doğrukhan Büyükışık’ın ölümüne ilişkin duruşmanın ardından açıklamalarda bulunan emekli Tümgeneral Ethem Büyükışık, “Evlatlarımız için hep beraber güzel bir ülke inşa edelim. Dorukhan da olduğu güzel yerlerden bizleri görsün, boşuna bu acıyı çekmiş olmayalım” dedi.
HAYRİYE GÜLPERİ TİBİN / Emekli Tümgeneral Ethem Büyükışık, oğlu Dorukhan Büyükışık’ın 13 Mayıs 2018 tarihindeki ölümüne ilişkin duruşmanın ardından basına açıklamalarda bulundu. Büyükışık, duruşmayı ve bundan sonraki işleyişi özetlediği açıklamasında adalet çağrısı yaptı. Büyükışık, “Bugünkü duruşmada olay yeri inceleme şube müdürlüğü, cinayet büro amirliği, İzmir İl emniyet müdürlüğü devriye ekipler amirliği, Narlıdere ilçesi polis merkezi amirliği, Narlıdere ilçesi suç araştırma soruşturma büro amirliği gibi İzmir iş emniyet müdürlüğünde 2018 yılında görev yapan birçok kolluk görevlisinin bulaştığı bu cinayetle ilgili elimizdeki tüm bilgi ve belgeleri mahkeme heyeti ve cumhuriyet başsavcılığına bir kez daha paylaştık. Paylaşımdan önce sanıkların verdiği ifadelerde masum olduklarına ilişkin cevaplar aldık” dedi.
Büyükışık, sordukları soruların basit olduğunu ancak sorularına cevap alamadıklarını vurguladı. DNA izlerine de değinen Büyükışık, şunları kaydetti: “Halbuki sorduğumuz soru basitti; o gece ve olay sabahı olay yeri inceleme sırasında kamera kayıtlarını kim almalıydı kim aldı. Almadık dediler. O zaman kamera kayıtlarını kim almalıydı ve neden almadığını düşünüyorsunuz dedik. Onu da bilmiyoruz dediler. Parmak izi aldık dediler, neden göremiyoruz dedik. Biyolojik izleri, DNA izlerini biz kim aldı ne zaman aldı nasıl bize izah edin dedik. Aldık ama göremiyorsunuz dediler neden dedik cevap veremediler. Bunların cevaplarını alamadık. İsmail yalçın isimli üçüncü sınıf emniyet müdürü, hala polis görevinde. Bu şahıs bu organize suç örgütünün tepesindedir dedik. Her gün yüz yüze ve telefonla görüştüler dedim kanıtları sundum. Adı geçen o dönemki Narlıdere ilçe emniyet müdürü kaçtı, mahkemeye gidip ifade evermedi. O günkü başkomiser İsmail Köksal. Bugün buraya davetliydi, kaçtı. Delilleri neden kararttınız, adli tıp doktoruna neden yüksekten düşme diye rapor vermesini söylediniz diye soramadım, kaçtı. Bütün bunlarla birlikte Manisa ili ve İzmir limanında organize bir suç örgütü üyesi olarak mahiyeti gizlenen yasa dışı faaliyetini yürüten Hüseyin Vurucu isimli komiser, burada olmalıydı. Bugün yani cinayetin işlendiği günden 7.5 sene sonra gözümün içine bakarak madem sen o gün orada görev yaptığını söylüyorsun HTS baz kayıtlarının geceleyin olay yerinden kalkıp, diğer polis memurlarını birlikte üç ayrı araçla olay yerindeki bazı elektronik aletlerle bilgisayar kasalarını multitec firmasına neden götürdün? Öncesinde Buca’da ne için toplandınız. Sonra da oradan çıkıp Akhisar ve Soma’da iki ayrı adreste kimlerle ne diye toplantı yaptınız ve bu toplantıda hangi malı dağıttınız? Sonra da akşam İzmir’e neden geldiniz? O gün pazar günüydü, 13 mayıstı. Tüm bu işleri yaptıktan sonra da bizim karşımıza geçip siz niye biz olay günü olay yerindeydi diye yalan söylediniz diye sormayı çok arzu ediyordum. Bugün Turgut Reis Bezer’i de göremedik aramızda. Bugün bu isimlerin çoğu görevlerine devam ediyor. Bu organize suç örgütü mensuplarını artık şerefli pırıl pırıl polislerimizin içinden sökün atın.”
Büüykışık, açıklamasını şöyle noktaladı: Malumunuz 7 gün önce yine burada akşam saatlerinde, saatlerce süren bir cinayet yargılaması sonrasında, 13 şubata aktarılmıştı duruşma, o an birleştirme kararına gerek olmadığı bize tebliğ edilmişti. Bugün ikinci Asliye Ceza mahkemesi ve İzmir cumhuriyet başsavcısı tarafından görevlendirilen başsavcılığına teklifiyle kolluk kuvvetlerinin görevi kötüye kullanma davasının bağlantılı olduğunu tespit ettiler. 2. Asliye Ceza Mahkemesi’nin bu davayla birleştirilmesine karar verildi. Bugün itibariyle o davada sanık sayısı 13e çıktı. 21. Ağır Ceza Mahkemesi ne karar verecek bilmiyoruz. Sabırlıyız, 7.5 sene bekledik bir süre daha bekleyebiliriz. Adaletin tecelli edeceğine yürekten inanmak istiyorum. Bu yüzden de konuyla ilgili tüm makamlara çağrıda bulunuyorum. 5 kere adli tıp raporu hazırlayan toplan 62 profesör, doçent ve uzman doktorun ne yaptığını artık sorgulayın. Kurumlarımızı temizlemek bizi güvenle geleceğe taşıyacaktır. Biz evladımızı kaybettik, eşim Nihal hanımefendi ve ben artık bu dünyaya ait değiliz. Bu mücadeleyi kendimiz için değil bu ülkenin güzel insanlarının çocukları için yapıyoruz. Buradan tekrar çağrıda bulunuyorum. Devletin her kurumunda suç işleyen insan olabilir ama önemli olan şudur; devlet kurumlarının arasında suçlu barındırılmaz. Sonucu ne olursa olsun ayıklanır ve bünye dışına atılır. O nedenle bugün konuşmamı sona erdirmeden önce son kez bir çağrı yapmak istiyorum lütfen bu soruşturmaların önünü açın. Evlatlarımız için hep beraber güzel bir ülke inşa edelim. Dorukhan da olduğu güzel yerlerden bizleri görsün, boşuna bu acıyı çekmiş olmayalım.”
Kaynak : HABER MERKEZİ