- İzmir
- 05.06.2025 17:33
İzmir Büyükşehir Belediyesi ile İZELMAN ve Ege Şehir Planlama arasında devam eden TİS görüşmelerinin tıkanmasının ardından başlayan grevler 7. gününde sonra erdi. Tarafların anlaşmasıyla birlikte İzmir’de hayat normale döndü
KEMAL ÖZKURT/ İzmir Büyükşehir Belediyesi’ne bağlı İZELMAN, ve Ege Şehir Planlama şirketlerinde, Toplu İş Sözleşmesi görüşmelerinde uzlaşma sağlanamaması üzerine başlatılan işçi grevi, 7. gününde sona erdi. Grevin 6. gününde, büyükşehir bürokratları ile sendika temsilcileri arasında yapılan iki ayrı görüşmede, son teklif olarak yüzde 30 zam ve yüzde 19 enflasyon farkı önerildi. Sendika temsilcileri, bu teklifin ardından işçilerden yetki aldı ve yetki sonrası yapılan son görüşmede sözleşmeyi kabul etti. Anlaşma, İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Cemil Tugay’ın katılımıyla Adnan Saygun Sanat Merkezi’nde düzenlenen imza töreniyle resmiyet kazandı. İZENERJİ şirketi ile devam eden görüşmeler nedeniyle henüz sözleşme imzalanmadı. İZELMAN ve Ege Şehir ile uzlaşmanın sağlanmasıyla birlikte ESHOT seferleri normale dönerken diğer birimlerde kısa sürede çalışmaya başlayacak. Törende Konuşan Başkan Tugay, “Bu toplu sözleşme süreci her iki taraf için de zorluydu. Zaman zaman üslup hataları oldu ama iletişimimiz hiç kopmadı. Biz İzmir halkına hizmet eden büyük bir aileyiz ve bu süreci dayanışma içinde aştık” dedi. Grev boyunca belediye yönetiminin sendikal haklara karşıymış gibi gösterilmesini eleştiren Tugay, “Sendikal mücadeleye, grev hakkına saygımız sonsuz. Bu anlayışla uzlaşmaya vardık ve artık önümüze bakıyoruz. İzmir halkına en iyi hizmeti sunmak için çalışmaya devam edeceğiz” ifadelerini kullandı. Tugay ayrıca, “Kısa vadede bazı sorunlar yaşayabiliriz ama gerekli adımları atarak İzmir’i daha verimli ve huzurlu bir şekilde yöneteceğiz” mesajını verdi.
Sürecin her iki taraf için de zorlu geçtiğini belirten Başkan Tugay, “Görüşmeler mutlaka eninde sonunda bir uzlaşma noktasına varacaktı ve vardık. Bu sonuçtan ilgili mutlaka memnun olan da olacaktır, olmayan da "az oldu" diyen de olacaktır, "fazla oldu" diyen de. Ama buradaki değerlendirmeyi en doğru şekilde yapacak olan kişiler İzmir Büyükşehir Belediyesi ve şirketlerini yöneten yönetim ekibi ve işçileri temsil eden sendika tarafı olacaktır. Bu değerlendirmenin en doğru şekilde yapılacağını herkes bilsin. Sonuçta biz mevcut bütçe olanaklarımızla yapabildiğimizi yapabiliyoruz. Sendika yönetimindeki arkadaşlarımız da çalışanların, işçilerin haklarını korumak adına taleplerini kendi doğruları oranında dile getiriyorlar. Bu gayet doğal bir süreçtir. Zaman içerisinde konuşmalar, tartışmalar yaşandı. Bunlarla ilgili şunu söyleyebilirim: Üslup hataları olduğunu söyleyebilirim, her iki taraf için de. Ama şunu biliyorum ki bizim iletişimimiz hiçbir zaman kopmadı. Sonuçta bizler İzmir Büyükşehir Belediyesi çatısı altında, İzmir halkına hizmet etme sorumluluğunda olan kişileriz. Bu konu, ister istemez uzlaşmaya ihtiyaç duyan, farklı teklifler içeren, tartışmalı bir konuydu. Bütün toplu iş sözleşmelerinde böyle olur. Biraz zorlu bir süreçti. Bu nedenle insanların zorlandığını ve dolayısıyla bazı üslup hatalarının da olağan görülmesi gerektiğini düşünüyorum. Bu noktada, bizim geçmişle ilgili çıkaracağımız çok ders var. Geçmişten kastım bu toplu iş sözleşmesi süreci ve öncesiyle ilgili. Ben Belediye Başkanı olarak çok özetle şunu söylemek isterim: Belediyelerin, kamu kurumlarının personel istihdamıyla ilgili, personel verimliliğiyle ilgili, sendika ve sendikalarla ilişkileriyle ilgili gözden geçirilmesi gereken şeyler var. Bu sözlerimden “sendikayı şikayet ediyorum” anlamı çıkarılmasın. Buradaki iki şube başkanımızla pek çok defa bu konuşmayı yaptık. Belediyenin daha verimli çalışması, daha başarılı işler yapması için mutlaka iş birliği içerisinde olmalıyız” dedi.
Sözleşme sürecinde yaşananları olağan karşıladıklarını ve ne çalışanlara ne de sendika bir öfke duymadıklarını söyleyen Başkan Tugay, “İşçi tarafındaki arkadaşlarımız da belediyenin daha iyi hale gelmesi için aynı zamanda mücadele eden insanlar. Niyetlerinin iyi olduğunu 14 aylık çalışma döneminde yakından biliyorum. Dolayısıyla benim açımdan bugün burada ikinci şirketimiz, yani İZENERJİ yok ama onunla görüşmeler devam ediyor. Sonucun iyi olacağını düşünüyorum. Belki biraz daha üzerinde müzakere edilecek ama bir uzlaşma noktasına gidileceğine inanıyorum, gitmek zorunda diye de düşünüyorum. Onlar da dahil edilerek, bu toplu iş sözleşmesi sürecinde yaşadıklarımızdan dolayı ne çalışanlarımıza ne de sendikalarımıza içimizde tuttuğumuz bir öfkemiz, bir şeyin hesabını sorma gibi bir duygumuz yok. Bu net olarak bilinsin isterim. Biz anlaşmamızı imzaladığımız andan itibaren bu konuyu kapatıp önümüze bakacağız. İzmir halkına daha iyi hizmet nasıl ederiz, buna odaklanacağız. O nedenle biz bir aileyiz. O nedenle dayanışmamız, belki böyle bir sürecin sonunda daha da güçlenerek, daha da iyi bir şekilde devam edecek. Bunu İzmir halkının özellikle bilmesini isterim. bu süreçte şehrine, belediyesine, İzmir’in hakkına sahip çıkma anlamında İzmir halkı bence çok değerli bir sınav verdi. Bunun için tüm yurttaşlarımıza yürekten teşekkür ediyorum. Bu sahip çıkışın, bundan sonraki süreçte de olası her durumda devam etmesini diliyorum” diye konuştu.
Süreç boyunca kendilerinin sendikal haklara karşıymış gibi gösterildiğini ancak böyle bir şeyin mümkün olmadığını ifade eden Tugay, “Ben hayatımın en etkileyici, en yoğun duygularla geçen günlerini yaşadım bu dönemde. İnsanların belediyeye sahip çıkması, kentine sahip çıkması, doğrulara sahip çıkması, özlemini duyduğu iyi ve güzel şeylere sahip çıkması anlamındaki o yoğun tutumunu, duygusunu yüreğimizin en derinliklerinde hissettik. Çok kendime pay çıkardım, çok ödev çıkardım. Daha cesaretle bazı sorunların üzerine gitmek, hiçbir şeyin üzerini örtmemek ve bundan sonra belediyenin daha iyi işlemesi anlamında ne gerekiyorsa onu yapmak konusunda artık biliyorum ki kayıtsız şartsız yanımızda olmaya hazır kocaman bir 4,5 milyon insan var. İyi ki varlar. Onlarla birlikte olmaktan onlara hizmet etmekten büyük bir onur duyuyoruz. Şunun da net olarak anlaşılmasını isterim; ben hayatımın hiçbir döneminde, toplu iş sözleşmesi dönemi de dahil olmak üzere hiçbir zaman çalışanların kendi haklarıyla ilgili yaptıkları mücadeleye, sendikal taleplerine grev haklarına ya da demokratik düzen içerisinde insanların hak arayışlarını karşı olmadım. Böyle bir şey mümkün değil. Yani böyle düşüncesi olan bir insan Cumhuriyet Halk Partisi’nde olamaz. Bizim kitabımızda, bizim partimizin ruhunda geninde böyle bir şey yok. Biz sadece bu yaşadığımız anlaşmazlığı bu kafa karışıklığını fırsat bilip, bundan yararlanmaya çalışan bundan siyasi rant devşirmeye çalışan bazı çevreler olduğu için tepki gösterdik. Tepkimiz onlara oldu ve onlar bizleri böyle işçi düşmanı gibi göstermeye çalıştılar. Sendikal haklara karşıymışız gibi göstermeye çalıştılar. Böyle bir şey mümkün değil. Bu hiçbir zaman asla böyle bir şey olmayacak dolayısıyla çalışanlarımızın grev haklarını sonuna kadar saygı duyduk duymaya devam ediyoruz. Yaptıkları eylem ve bundan sonra aldıkları kararlar bizim için onların haklarıdır ve saygı duymamız gerek. Bundan sonrası için dediğim gibi bu şekilde bu anlayışla devam edecek” diye belirtti.
Bundan sonrasında iyi hizmet etmek belediyeyi daha iyi çalışır hale getirmek için çalışacaklarını fakat kısa vadede farklı sorunlarla karşılaşabileceklerini söyleyen Tugay, “Ancak ülkemizin içinde bulunduğu siyasi ve ekonomik kriz tablosu içerisinde eminim benim kendime çıkardığım pay kadar çalışan arkadaşlarımızın da sendikalarımızın da kendilerine çıkardığı bazı paylar oldu. Herkes belli bir yükü, fedakarlıkla taşıması gerektiği konusunda bir ortak noktaya vardı. O şekilde zaten bir anlaşma yapabildik. Ben her şeyden önce 1 ve 3 Nolu sendikamızın yöneticilerine çok teşekkür ediyorum. Sizlerin huzurunda Genel -İş Sendikasının Genel Başkanı Remzi Çalışkan’a teşekkür ediyorum. Çünkü bu süreç boyunca hem genel başkan yardımcımız ola hem şubelerimizle doğrudan sürekli bir iletişim içinde olarak bunu takip ettik. Sorunun çözümünde kimin tutumu kimin kararı etkili oldu derseniz bence halkın ve çalışanlarımızın tutumu kararı en etkili şey oldu. Bundan sonrasında iyi hizmet etmek belediyeyi daha iyi çalışır hale getirmek ekonomik açıdan sorunlarımızı çözmek için atmamız gereken o radikal etkili adımları atmak konusunda kararlı olacağız. Mümkün olan en kısa zaman içerisinde huzurla çalışılan en iyi şekilde hizmet edilen insanların da haklarını en doğru şekilde doğru zamanda aldığı bir belediye olarak yolumuza devam edeceğiz. kısa vadede bazı sorunlar yaşamaya devam edebiliriz ama alacağımız önlemlerle bunu mümkün olan en kısa zamanda sonlandıracağız. Bu konuda hiç kimsenin şüphesi olmasın” dedi.
Genel İş İzmir 1 Nolu Şube Başkanı Engin Topal, “150 günlük süreçte en iyi TİS’in masada biten TİS olduğunu dile getirdik. Bazı sorunlar yaşadık ama bunlar aşılmayacak şeyler değildi. Gelinen aşamada bu sıkıntılarımızı, sorunlarımızı karşılıklı adım atarak bu noktaya getirdik. Arkadaşlarımızın hepsini mutlu etmek mümkün değil ama bugünkü şartlara göre büyük bir çoğunluğunun mutlu olacağını ben de kanaat getirdim. Kurban Bayramı öncesi İzmir halkının daha da zorda kalmaması için her iki şube kendi aramızda anlaşarak ve Genel Merkezimizi de bilgilendirerek TİS’i sonlandırdık. Tüm çalışan arkadaşlarımıza hayırlı uğurlu olsun” dedi.
ESHOT’un çalışmaya başladığını ve diğer birimlerin de kısa sürede çalışmaya başlayacağını söyleyen Genel İş İzmir 3 Nolu Şube Başkanı Serap Yılmaz, “Zor bir süreci hepimiz atlattık. Bu süreç buraya kadar gelmemeliydi ama ufak tefek sıkıntılar yaşadık. Ama Cemil Başkanın dediği gibi biz bir aileyiz. Yeri geliyor kardeşler bile kavga edebiliyor. Söylemlerin hepsini bu toplu sözleşmeyi imzaladıktan sonra bitirerek işimize, İzmir’e doğumdan ölüme hizmetimize devam edeceğiz. ESHOT, çalışmaya başladı. Diğer birimler de çalışmaya başladı. Burada emeği geçen Arzu Başkanımıza, Remzi Başkanımıza, genel merkez yöneticilerimize ve Memiş başkana teşekkür etmek istiyorum” ifadelerini kullandı
CHP’nin duruşunun her zaman emekçiden yana olduğunu söyleyen CHP Genel Başkan Yardımcısı Gamze Taşçıer, “Yedi gün boyunca devam eden grev diyalog ve çözüm odaklı olarak sona erdi. Ben inanıyorum ki İZENERJİ’de de aynı sorunu elde edeceğiz. Ben sağduyulu hareket eden İzmirlilere, üyelerinin sendikal haklarına sahip çıkan işçi sınıfı temsilcilerine, hizmet üretmeye çalışan ve emekten yana tavır alan Cemil Tugay’a teşekkür ediyorum. Bu sözleşmenin karşılıklı fedakârlık ile imzalandığını ifade etmeliyim. CHP’li belediyeleri zaten cezalandırıyorlardı ve düşman hukuku ile uyguladıkları politikalar ile yönetemeyecek hale getirmeye çalışıyorlar. Ama destek ile başarılı olamadıklarını ifade etmek isterim. CHP’nin duruşu emekten yanadır. Biz elbette emekçilerin daha fazla hakkını alması gerektiğini savunan bir partiyiz. Ama belediyelerimiz bir kamu kuruluşudur. İmkanları kısıtlı. Emeğin hakkını verirken kamu hizmetlerini aksatmamaları gerekiyor. Ama başkanlarımız bunu dengeli bir şekilde yürüyorlar” açıklamasını yaptı.
Yüzde 30 zamla birlikte ilk altı ayda İZENERJİ’de günlük yevmiyeler A grubu 1468 TL, B grubu 1516 TL, C grubu 1548 TL, D grubu 1596 TL oluyor. Ayrıca işe devam ve rapor primi yerine ise her ay 1500 lira ekleme kararı verildi. Enflasyon farkı ve yüzde 2’lik zam ile birlikte İZENERJİ’de günlük yevmiyeler (iş riski, koku primi, direksiyon primi, promosyon hariç) A grubu 1749 TL, aylık tutar 55 bin 850 TL, B gurubu 1804 TL, aylık tutar 57 bin 950 TL, C grubu 1842 TL, aylık tutar 59 bin 500 TL, D grubu 1900 TL, atlık tutar 60 bin 680 TL oluyor.
Yüzde 30 zamla birlikte İZELMAN’da günlük yevmiyeler, ilk altı ayda 1’inci grup 1468 TL, 2’nci grup 1539 TL, 3’üncü grup 1618 TL, 4’üncü grup 1708 TL oluyor. Enflasyon farkı ve yüzde 2’lik zam 1’inci grup 1747 TL, 2’nci grup 1831 TL, 3’üncü grup 1926 TL, 4’üncü grup 2 bin 32 TL olacak. Ayrıca işe devam ve rapor primi yerine ise her ay 1500 lira ekleme kararı verildi.
