Güç: İlk seçimde AK Parti olmayacak

Düzenlediği basın toplantısında konuşan Çağatay Güç, ilk seçimde AK Parti iktidarının değişeceğini belirterek, CHP’nin oy oranının yüzde 40’lara çıktığını söyledi

  • Oluşturulma Tarihi :
  • Güncelleme Tarihi :
  • Kaynak : BÜLTEN
Güç: İlk seçimde AK Parti olmayacak haberinin görseli

Berkay ERDEN - Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) İzmir İl Başkanı Çağatay Güç, düzenlediği Basın Toplantısı ile önemli açıklamalarda bulundu. Balçova'da yer alan Nefes Restoran’da düzenlenen basın toplantısına CHP İzmir İl Yöneticileri ve basın kuruluşu temsilcileri katılırken Güç, önümüzdeki genel seçimler hakkında açıklamalarda bulundu. İlk seçimde bir iktidar değişikliği olacağını belirten Güç, toplumun CHP Genel Başkanı Özgür Özel ve İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı görevinden uzaklaştırılan Ekrem İmamoğlu’na büyük bir güven duyulduğunu söyledi.

TOPLUM ÖZEL VE İMAMOĞLU’NA GÜVENİYOR

Ülkenin içinde bulunduğu durum nedeniyle toplumda ciddi kaygıların oluştuğunu söyleyen Güç CHP Genel Başkanı Özgür Özel ve İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı görevinden uzaklaştırılan Ekrem İmamoğlu’na büyük bir güven duyulduğunu belirtti. Güç, “Gelinen noktada, ülkenin içinde bulunduğu durum nedeniyle ciddi kaygıların yaşandığı bir dönemden geçiyoruz. Hem ülke adına hem de toplum adına gerçekten çok zor bir süreç yaşıyoruz. Uzun süredir devam eden ağır ekonomik kriz yüzünden herkesin mutsuz olduğu bir ülke haline geldik. Bu nedenle siyasette bazı değişikliklerin olması gerektiğine inanıyorum. Bu değişim Özgür Özel ile başladı; Özgür Özel ve Ekrem İmamoğlu’nun yarattığı sinerji, gençlere bu ülkede bazı şeylerin değişeceği inancını verdi. Toplum da bu iki isme güven duydu ve ülkenin daha iyi yönetileceğine dair bir kanaat oluştu” dedi.

cagatay

İKTDARI TAŞIYAN YÜZDE 10

Toplumda sessiz bir tepki olduğunu ve bunun ilk seçimlerde ortaya çıkacağını belirten Güç, CHP’nin oy oranının yüzde 40’lara çıktığını söyledi. AK Parti’yi iktidara taşıyan yüzde 10’luk bir menfaat grubu olduğunu söyleyen Güç, “Şu anki merkezi iktidarın baskılarının nedeni de aslında bu. Geldikleri noktada ülkeyi yönetemediklerini, anketlerde yüzde yirmilerde göründüklerini biliyorlar. Sahaya indiğimizde ise durum çok daha net: Köylerde, çiftçilerle buluşuyoruz; kentte öğrencilerle görüşüyoruz; hayvancılıkla uğraşanlarla, toplumun her kesimiyle temas kuruyoruz. Bir kere AK Parti iktidarı sahada yok. Yüzde 10’luk bir menfaat grubu var; iktidarı taşıyan yalnızca bu menfaat ağıydı. Fakat o dönem artık bitmek üzere. Bu bittiğinde, ilk seçimde tamamen yok olup gidecekler. Biz bu seçimlerde çok ciddi ve yüksek bir oy oranıyla başarı sağlayacağımıza inanıyoruz. Anketlerde yüzde 40’larda görülen bu tablo, bana göre Kıbrıs'ta yaşanan sürecin benzerinin Türkiye’de de yaşanacağını gösteriyor. Toplumda sessiz bir çığlık var. Bu çığlık seçimlerde karşılığını bulacak. İnsanlar gerçekten bıkmış durumda: ekonomik krizden, mutsuzluktan, çocuklarının geleceğine dair duydukları kaygıdan, ailelerin evlatları için yaşadığı büyük belirsizlikten artık çok yoruldular. Bu nedenle önümüzdeki seçimlerden sonra AK Parti’nin bu ülkede varlığını büyük ölçüde kaybedeceğini düşünüyorum. Cumhuriyet Halk Partisi, bu ülkeyi önümüzdeki dönemde yönetecek tek güçlü parti olarak öne çıkıyor. Hem Genel Merkezimiz hem il yönetimimiz hem ilçe örgütlerimiz sahada bunu net olarak görüyor” diye konuştu.

GERÇEK GÜNDEM ÇOCUKLARIN GELECEĞİ

Ülkedeki esas meselenin toplumun yaşadığı yoksulluk ve körfez temizliği gibi konular olduğunu söyleyen Güç, “Belediyelerimiz, dezavantajlı ailelere mobilyasından temel ihtiyaçlarına kadar sürekli destek sağlıyor. Milli Eğitim’in zaman zaman engellemesine rağmen okulların boya-badanasını, temizlik malzemelerini büyük ölçüde neredeyse yüzde 99 oranında belediyeler karşılıyor. Sağlık alanında da aynı şekilde, vatandaşların hastanelere ulaştırılması, sağlık hizmetlerine erişimi gibi birçok konuda belediyeler ciddi sorumluluklar üstlenmiş durumda. Evde bakım hizmetlerini yine belediyeler yapıyor; yaşlılarımızın evde bakımını, temel ihtiyaçlarını onlar karşılıyor. Yani bakıldığında, merkezi hükümetin yapması gereken ama yerel yönetim eliyle yapılmak zorunda kalan inanılmaz derecede fazla iş var. Artık halkın tüm beklentisi yerel yönetimlere dönmüş durumda. Bu kadar baskıya rağmen yerel yöneticilerimiz gece gündüz bu mücadeleyi veriyor, hiçbir beklenti olmadan samimiyetle çalışıyorlar. Biz de bunun karşılığını halktan alacağımıza eminiz. Bazı medya organlarının İzmir’de oluşturduğu suni gündemlerin bir anlamı yok. Çünkü gerçek gündem belli: Çocukların geleceği, emeklilerin durumu, yaşlıların bakımı, geçim sıkıntısı… Körfez temizliğini kimin yapacağı, merkezi hükümet mi belediye mi sorusu bile gerçek gündemin yanında ikinci planda kalıyor. Asıl odaklanmamız gereken bunlar. Biz de buna odaklanıyoruz. Geçen gün Menderes’teydim; mandalinalar dallarında kalıyor çünkü satılamıyor. Büyükşehir Belediyesi bunları toplayıp hem çiftçiye hem dezavantajlı vatandaşlara destek olmaya çalışıyor. Ama mesele sadece mandalina değil; tüm ürünlerde aynı sıkıntı var. Çiftçi neredeyse yok olmak üzere. Birçok ürün artık ithal edilir hale geldi. Hayvancılıkta da ciddi problemler var; maliyet artışları nedeniyle insanlar hayvancılığı bırakmayı düşünüyor. Suçsuzluk, adaletsizlik aldı başını gidiyor. Su kuyusu açmak isteyene izin yok, kaçak kuyulara karşı hiçbir mücadele yok. Tüm bu yük yerel yönetimlerin üzerine yıkılmış durumda ama devletin ilgili kurumlarından aynı çabayı göremiyoruz. Bakış açısı ulusalda da değişti artık. Medya sadece medyanın değil, toplumun tepkisiyle karşı karşıya. İzmir’de sokaklarda herkes sorunlarını anlatıyor. Biz sormadan anlatıyorlar; vatandaş artık biriken sıkıntısını kendisi dile getiriyor. Biz ise ne yapacağımızı, bu sorunları nasıl çözebileceğimizi anlatıyoruz” ifadelerini kullandı.

Kaynak : BÜLTEN

Okumaya Devam Et

Aşağı kaydırmaya devam edebilir veya ilgi alanınıza göre seçim yapabilirsiniz.