- İzmir
- 25.10.2025 13:59
Halk Ozanı Aşık Veysel, Çiğli’de unutulmaz bir geceyle anıldı
Çiğli Belediyesi, Türk halk müziğinin efsane ismi Aşık Veysel’i, düzenlediği özel anma gecesiyle andı. Fakir Baykurt Konferans Salonu’nda gerçekleşen etkinlik, ozanın yaşam öyküsü, türküleri ve anılarıyla izleyicilere duygu dolu anlar yaşattı
- Oluşturulma Tarihi :
- Güncelleme Tarihi :
- Kaynak : BÜLTEN
Çiğli Belediyesi, Türk halk müziğinin ve şiirinin unutulmaz isimlerinden Aşık Veysel’i, düzenlediği özel bir anma gecesiyle andı. Fakir Baykurt Konferans Salonu’nda gerçekleştirilen etkinlikte, halk ozanının yaşam öyküsü, anıları ve türküleri, katılımcılara duygu yüklü anlar yaşattı. CHP Çiğli İlçe Yönetimi ile Gençlik ve Kadın Kolları üyelerinin de katıldığı geceye, Çiğli Sivaslılar ve Çorumlular Dernekleri temsilcileri ile çok sayıda sanatsever büyük ilgi gösterdi. Salonu dolduran izleyiciler, Aşık Veysel’in sevgi, sabır ve insanlık dolu eserlerini hep bir ağızdan söyleyerek, unutulmaz bir geceye imza attı.
YILDIZ: İNSANLIĞI ANLATAN SÖZLERİ BİZLERE DAİMA YOL GÖSTERECEK
Aşık Veysel’in ışığının hiçbir zaman sönmeyeceğini kaydeden Çiğli Belediye Başkanı Onur Emrah Yıldız, “Aşık Veysel bu toprakların vicdanı ve sesidir. O’nun sevgiyi, birliği ve insanlığı anlatan sözleri bizlere daima yol gösterecek. Veysel’in ışığı hiç sönmeyecek” dedi.
GÖKÇE: TÜRKÜLERİNDE YAŞAMIN ÖZÜ, İNSANLIĞIN SESİ VAR
Büyük halk ozanının torunu Nazender Süzer Gökçe, dedesiyle ilgili anılarını paylaştığı konuşmasında duygu dolu anlara neden oldu. “Dedem sadece bir halk ozanı değil; sevginin, sabrın ve umudun simgesiydi. Onun türkülerinde yaşamın özü, insanlığın sesi var” diyen Gökçe, “Dedem Cumhuriyet’in 10’uncu yılı için ‘Cumhuriyet Destanı’ şiirini yazmış ve bu şiiri Atatürk’e ulaştırmak için Sivas’tan Ankara’ya kadar yürümüştü. O, Cumhuriyet’in, bilimin ve irfanın ozanıydı” dedi. Dedesiyle Fakir Baykurt’un dostluğuna da değinen Gökçe, “Dedem ile Fakir Baykurt iyi iki dosttu. Rahmetli Baykurt, dedemi ziyaret etmek için Sivas’tan Şarkışla’ya kilometrelerce yürüyerek gelmiştir. Dedem misafirlerini her zaman köyün girişinde karşılar, kahvede ağırlayıp evine yemeğe öyle götürürdü” ifadelerini kullandı.
EĞRİLMEZ: AŞKIN VEYSEL’İN HİKAYESİYLE GÖZ DOKTORU OLMAYA KARAR VERDİM
Etkinliğin en etkileyici anlarından biri de Prof. Dr. Sait Eğrilmez’in çocukluğuna uzanan konuşması oldu. Eğrilmez, Aşık Veysel’in hayatının kendi meslek seçiminde nasıl belirleyici rol oynadığını şu sözlerle anlattı: “Babam bana 8 yaşındayken Dostlar Beni Hatırlasın kitabını hediye etmişti. O kitabı okuyunca Aşık Veysel’in başına ne geldiyse görmüyor oluşundan geldiğini gördüm. Okula gidecekmiş, 7 yaşında gözlerini kaybedince gidememiş. Askere gidecekmiş, görme engelli olduğu için alınmamış. Üstelik 8 yıllık eşi, 6 aylık bebeğiyle birlikte onu terk etmiş, yine görme engelli olduğu için. Bütün bunları okuyunca 8 yaşında dedim ki; bir şeyler yapılmalı. Çünkü Aşık Veysel göz doktoruna ulaşamamış. Ailesi üç ay para biriktirmiş, Yozgat’ta bir göz doktoruna götüreceklermiş ama o sürede gören gözü de kör olmuş. İşte o gün göz doktoru olmaya karar verdim. 1997’de uzmanlığımı alınca Aşık Veysel’in evini görmeye gittim. Öz kızı Zehra Hanım evi gezdirdi. Ve ben şunu gördüm; Aşık Veysel kime dokunduysa, o insan iyi olmuş.”
Kaynak : BÜLTEN