- İzmir
- 30.06.2025 13:16
İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer, Yeşildere’deki kentsel dönüşüm planları ile ilgili “Hükümetin projesinden bizim haberimiz yok. Hükümet bizimle bu konuda herhangi bir şey paylaşmış değil” dedi
ÖZKAN PEKÇALIŞKAN
İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer, Ekonomi Muhabirleri Derneği (EMD) İzmir Şubesi organizasyonuyla, ‘İzmir Büyükşehir Belediyesinin Kent Ekonomisine Katkıları’ başlıklı toplantıda EMD üyesi gazeteciler ile bir araya geldi. İzmir Kültürpark İsmet İnönü Sanat Merkezi’nde gerçekleştirilen toplantıda Başkan Soyer, İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin kent ekonomisine katkılarını anlatıp, basın mensuplarının sorularına cevap verdi.
ÜÇ ANA NEDENİ BELİRLEDİK
İzmir gündemini yoğun şekilde meşgul eden Körfez’in koku sorununa dair bilgi veren Soyer, “İzmir’de doğayla uyum deyince önümüzdeki en büyük meselelerden birinin Körfez temizliği olduğunu biliyorduk. Göreve gelir gelmez öncelikle Körfezi temizlemek için uygulanan stratejiyi ve faaliyetleri masaya yatırdık. Körfezin ne yazık ki halen kirli olmasının üç ana nedenini belirledik: Birincisi, İzmir’in yağmur suyu ayrıştırma altyapısının çok eksik olması. Kanalizasyon ve yağmursuyu hatlarının birleşik sisteme sahip olması. İkincisi, tüm İzmir’in arıtmasını yapması beklenen oldukça eskimiş Büyük Kanal Projesi’ndeki tasarım hataları. Son olarak, Çiğli Arıtma Tesisi’nden çıkan suyun Körfez’in en dar noktalarından birine deşarj ediliyor olması ve iç körfezdeki sığlaşma. Takdir edersiniz ki, katlanarak büyüyen ve yıllarca ihmal edilmiş bir meseleyi birkaç yılda çözecek sihirli bir değnek hiç kimsenin elinde yok. Tüm imkanları zorlamamıza karşın maalesef yaptığımız müdahaleler için zamana ihtiyacımız var. Bu bardağın boş tarafı. Dolu tarafı ise… Bugün elimizde Körfez’in nasıl temizleneceğine dair çok net, bilimsel bir yol haritası var. Bu planı sabırla ve tam bir kararlılıkla uyguluyoruz” dedi.
YUMURTA KIRILMADAN OMLET YAPILAMIYOR
Körfezdeki koku ve kirliliğin ana kaynağının iddia edildiği gibi düşük sirkülasyon değil, yüksek kontaminasyon olduğunu söyleyen Soyer, “Maalesef uzun yıllardır İzmir’de durum bu. Bu nedenle daha önce çözüm olarak önerilen sirkülasyon kanalı kapısı bacası açık bir evde toz almaya benziyor. Dolayısıyla böyle bir kanal açılsa bile körfezdeki kirlenme ve sığlaşma sorununu çözemiyor. Bu nedenle birinci önceliğimiz dere ağızlarındaki elli santime kadar varan sığlaşmayı ortadan kaldırmak. Dahası, tüm zorluğuna rağmen caddeleri kazarak İzmir’e çağdaş bir yağmur suyu altyapısı kazandırmak. Yani kapıdan bacadan giren kirliliği durdurarak Körfez’e lağım akmasını engellemek. Elbette bu iki ucu keskin bıçak. Yolları kazmaktan çekinerek yağmur suyunu lağımdan ayrıştırmazsanız Körfez kokuyor. Caddeleri kazıp kanal açarsanız trafik sıkışıyor, herkesin keyfi kaçıyor. Ama yumurta kırılmadan da omlet yapılamıyor. Tüm algı operasyonlarına rağmen, bugüne kadar hiç kimsenin üstlenmediği bu görevi İzmir’de ekibimle birlikte göğüslüyoruz. Aksini yapmak, zaten şehrimize ve görevime ihanet olurdu” ifadelerini kullandı. Soyer ayrıca, yaptıkları tüm çalışmaları Çevre Mühendisleri Odası başta olmak üzere ilgili uzman kuruluşlar ve akademisyenler ile bir koku master planı oluşturmak üzere bir araya getirdiklerini ifade etti.
4 MİLYON TURİS HEDEFİ
Kentin turizm hedefleri ilgili de konuşan Soyer, “Uluslararası zincir otelleri ve sadece plajları dolduran, kent merkezine, küçük esnafa, yerele hiç faydası olmayan bir turizm anlayışının geleceği bizim açımızdan yok. Bu nedenle Çeşme projesine karşı çıktık. Ülkeyi ucuz destinasyona dönüştüren, niteliğe değil niceliğe önem veren bir turizm anlayışıyla kent ekonomisini güçlendiremeyiz. Biz İzmir’de bu resmi değiştirmek için çok sayıda adım attık. Hedefimiz 2024 yılında İzmir’i, nitelikli turistin tercih ettiği ve kişi başına düşen turist harcamasının her geçen yıl arttığı bir kent haline getirmek. On iki ay ve otuz ilçede turizm vizyonumuzla İzmir’e gelen turist sayısını dört milyona çıkarmak için çalışıyoruz” dedi.
EXPO 2026 SÜRECİ
Önümüzdeki süreçte, İzmir’de çalışmalarını yoğunlaştıracakları vizyon projelerinin EXPO 2026 olduğunu belirten Soyer, “Türkiye’nin ilk büyük yeşil dönüşüm projesini gerçekleştirmemize vesile olacak EXPO 2026 ile yurt içi ve yurt dışından yaklaşık 4 milyon 700 bin ziyaretçiyi İzmir’de ağırlamayı hedefliyoruz. EXPO 2026 İzmir’in uluslararası alanda bilinirliğini artırdığı gibi Dünya EXPO’suna giden süreçte de İzmir’e yol gösterecek. Dahası, İzmir yarım asırlık kanayan yarasını, Yeşildere sorununu çözecek” şeklinde konuştu. İhale süreci tartışmalara sebep olan Buca Metrosu ile ilgili de konuşan Soyer, “Buca Metrosu’nun yapım hazırlıklarına başladık. Buca Metrosu, Türkiye tarihinde bir belediyenin kendi kaynakları ile yaptığı en büyük yatırım ve İzmir tarihinin en büyük projesi. Buca Metrosu her gün İzmir nüfusunun onda birini taşıyacak. Günde on İzmirli’den biri, yani 400 bin İzmirli bu hattı kullanacak. Buca’nın en uzak mahallesi Çamlıkule ile İzmir Körfezi arasındaki ulaşım süresi 15 dakikaya inecek.Bu devasa yatırımı merkezi hükümetten tek kuruş destek almadan, tümüyle İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin imkânlarıyla yapıyoruz. Ayrıca Buca Metrosu’nun taşıyacağı 400 bin yolcuyu şu anda otobüs ve minibüslerle taşıyoruz. Metro tamamlandığında Belediyemiz yılda 48 milyon Euro tasarruf edecek” ifadelerini kullandı.
TARİHTE GÖRÜLMEMİŞ KUTLAMA
Cumhuriyetin 100. yılında, Cumhuriyet tarihinde görülmemiş bir kutlama organizasyonu yapacaklarını dile getiren Soyer, “1 Ağustos’tan itibaren 9 ay boyunca birçok etkinlik yapacağız. Türkiye Cumhuriyeti tarihinde bugüne kadar yapılmış en büyük organizasyon olacak. Bunun belgeselini de çekeceğiz. Gelecek nesillere 100. Yılın nasıl kutlandığını göstereceğiz. Olağanüstü canlandırmalar olacak, konserler olacak. 10 Eylül’de, Prag Flarmoni Orkestrası ile İzmir türkülerini ve şarkılarını seslendiren sanatçılar, o gün konser verecek. Neden 10 Eylül? Çünlü 10 Eylül, Atatürk’ün İzmir’e gelişinin yıldönümü. Artık 9 ve 10 Eylül’ü beraber kutlayacağız. Çünkü Mustafa Kemal Atatürk’ün İzmir’e gelişini unutmamalıyız. Ayrıca, Cumhuriyetin 100. Yılında, İktisat Kongresi’ni yeniden düzenleyeceğiz” dedi.
BÜYÜKŞEHİR’DEKİ YANGIN DA BÜYÜK
Toplantıda merkezi idarenin geçtiğimiz günlerde ek bütçe yapmasının hatırlatılması üzerine Başkan Soyer, “Her evde yangın var ama emin olun İzmir Büyükşehir Belediyesindeki yangın da büyük. Enflasyondan, hayat pahalılığından, döviz kurlarındaki oynamadan çok olumsuz etkileniyoruz. İzmir Büyükşehir Belediyesinin uluslararası finans kuruluşlarına borcu yerli bankalara göre daha yüksek. Biz döviz kurunun her yükselişinden ciddi biçimde etkileniyoruz. Mutlaka bir ek bütçe çalışması yapıyoruz, yenilemek mecburiyetindeyiz. Belirsizlik ve ekonomiye güven kaybı yatırımcıyı, işletmeciyi son derece tedirgin ediyor. Bu durum da belediye olarak hizmet üretmemizin önünde ciddi bir engel. Belediye olarak her anlamda çok olumsuz etkileniyoruz ama bütün bunları aşmaya muktedir bir kurumsal yapımız var. O yüzden 3A kredi notunu almaya devam ediyor. İzmirlinin içi rahat olsun, İzmir Büyükşehir Belediyesi bütün sorunları aşmaya muktedirdir” dedi.
YEŞİLDERE PROJESİNDE YOL ALIYORUZ
Yeşildere’de kentsel dönüşüm noktasında hükümetin ve Büyükşehir Belediyesi’nin ayrı ayrı planları olduğu ve bununda vatandaşlar üzerinde tedirginlik yaratıp yaratmadığı yönündeki soru üzerine Başkan Soyer, şu cevabı verdi: “Hükümetin projesinden bizim haberimiz yok. Hükümet bizimle bu konuda herhangi bir şey paylaşmış değil. Vatandaşların tedirgin olması noktasında oradaki dokuz muhtarımızla düzenli olarak bir araya geliyoruz. Vatandaşların bu konudaki talep ve beklentilerini onlardan öğreniyoruz ve onun gereklerini yapıyoruz. Şu anda yolunda gittiğini öngördüğümüz takvime tamamen uygun yol aldığımızı söyleyebilirim. Hiçbir problem yok. Son derece hızlı bir şekilde hem kamulaştırmalar hem de kentsel dönüşüm çalışmaları devam ediyor. projemizin takvimine uygun devam ediyoruz.”
"İZMİR BASINININ ARTIK HAK ETTİĞİ NOKTODA OLMASININ ENGELLENMESİNİ İSTEMİYORUZ"
İzmir Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Dilek Gappi ise şunları söyledi: “Gazetecilerimizden beklenen gerçeklerin yazılmasıdır. Bizler gerçekleri yazmak için büyük bir mücadele içindeyiz. Ama maalesef bunu yapamıyoruz. Bizden halkla ilişkiler çalışmaları bekleniyor. Bizler sorgulamalıyız. Neden kamu yatırımlarında İzmir İstanbul’a göre 6’da 1 pay alıyor? Neden Gayrı Safi Yurtiçi Hasıla’dan İstanbul yüzde 30 alırken İzmir yüzde 6 alıyor? Neden büyük kentlerde yatırımlar kamu tarafından yapılırken İzmir’de belediye eliyle yapılıyor? Doğru habercilik yapabilmek için doğru durmaya ihtiyaç var. Ama önce zeminin düzgün olması gerekiyor. İzmir basınının artık hak ettiği noktada olmasının engellenmesini istemiyoruz. ”
TÜRKİYE DÜNYADAN AYRIŞTI
Ekonomi Muhabirleri Derneği İzmir Şubesi Başkanı Murat Demircan da önce pandemi, sonrasında Rusya –Ukrayna savaşının dünyada ekonomik dengeleri kökünden sarstığına dikkat çekerek şunları söyledi: “Tedarik zincirleri bozuldu. Hammadde, enerji, petrol, navlun fiyatları astronomik artış gösterdi. Bütün bunlar yaşanırken Türkiye ekonomi yönetimi anlayışıyla dünyadan ayrıştı. Ekonomi politikalarındaki farklı tutumumuz sonrasında Türkiye’de enflasyon rakamları baş döndürücü bir yükselişe geçti. Tüketici fiyatlarındaki artış TÜİK verilerine göre yüzde 78’e ulaştı. Üretici fiyatlarındaki artış yüzde 160 seviyelerini gördü. Üretici fiyatlarındaki artış, tüketici fiyatlarındaki artışın önümüzdeki aylarda devam edeceğinin ip uçlarını veriyor” ifadelerini kullandı.