- İzmir
- 26.06.2025 15:25
DİSK Güvenlik-Sen Genel Sekreteri Hüseyin Ünlü, yetki karmaşası, ekipman yetersizliği ve yasa eksikliklerinin güvenlik görevlilerini korumasız bıraktığını vurgulayarak, “Güvencesiz güvenlikler olarak görülüyoruz. Başımıza bir şey geldiğinde destek olacak amir bile bulamıyoruz” dedi
İzmir’de İZBAN’da görevli güvenlik görevlisi Seydihan Alsaç’ın sigara içen bir yolcuyu uyarması sonrası yaşanan tartışmada hayatını kaybetmesi, özel güvenlik çalışanlarının karşı karşıya kaldığı riskleri ve çalışma koşullarını yeniden gündeme taşıdı. Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu’na (DİSK) bağlı Güvenlik-Sen Genel Sekreteri Hüseyin Ünlü, yaşananları bir “iş cinayeti” olarak nitelendirerek, “Eğer arkadaşımızın yanında biber gazı olsaydı, bugün hayatta olabilirdi” dedi. Yetki karmaşası, yasal boşluklar ve teçhizat eksikliği nedeniyle güvenlik görevlilerinin görev başında kendilerini savunamadığını vurgulayan Ünlü, “Güvencesiz güvenlikler olarak görülüyoruz. Başımıza bir şey geldiğinde destek olacak amir bile bulamıyoruz” ifadelerini kullandı. Ünlü, İzmir’de özellikle ESHOT, İZBAN ve hastanelerde görev yapan personelin ciddi tehditlerle karşı karşıya olduğunu belirterek, yasanın değişmesi ve güvenlik hizmetlerine dair yaptırımı olan maddelerin hayata geçirilmesi gerektiğinin altını çizdi.
Geçtiğimiz günlerde İzmir’de İZBAN’da güvenlik görevlisi olarak çalışan Seydihan Alsaç’ın görev esnasında tartışma nedeni ile hayatını kaybetmesine değinen ve güvenlik görevlilerin yeterli değeri görmediğinin altını çizen Ünlü, “Bu aynı zamanda bir iş cinayeti. İZBAN gibi kurumlar muğlak şirket olarak geçiyorlar. Yarısı İzmir Büyükşehir Belediyesi’ne ait yarısı devlet demiryollarına ait. Bu tür şirketlerde muğlaklık söz konusu olduğu için yetki karmaşası yaşanıyor ve kimin durumu sahipleneceği belirlenemiyor. Asıl mesele bu. Belediye hak iddia ettiği zaman demiryolları devreye giriyor. Demiryolları hak iddia ettiği zaman da devreye belediyeye giriyor. Olay orada tıkanıyor” dedi.
Güvenlik görevlilerinin kendilerini savunabilmek adına yeterli ekipmana sahip olmadığını ifade eden Ünlü, “2005 yılında bir yasa çıktı. Yaklaşık üstünden 20 yıl geçti. İzmir’de birçok bölgede çalışan güvenlik görevlilerinin silah, biber gazı veya elektroşok gibi cihazları yanında bulundurması gerekiyor. Ancak bu yasa nedeniyle bu tür aletleri taşıma iznimiz yok. Bunun eğitimini almak gerekiyor. Zaten bir yasa değişikliği talebimiz var. Sendikanın yönetimini devralırsak ana dört maddemizden biri güvenlik kurumlarını bir çalıştay halinde bir araya getirerek yasa değişikliği için önerge vermek. Çünkü İzmir’de İZBAN, ESHOT ve hastanelerde güvenlik görevlileri ciddi sorunlar ile karşı karşıya kalıyor. Örneğin Eşref Paşa Hastanesi, Tepecik hastanesi ve yakınlarındaki bölgeler en sorunlu yerler. En sık olaylar burada yaşanıyor. Yasa değişikliğindeki talebimizin en temel nedeni bu. İzmir’de bazı bölgeler risk barındırıyor. Eğer İZBAN’da görev esnasında vefat eden arkadaşımızın yanında biber gazı gibi bir şey olsaydı şu an yaşıyor olurdu” diye aktardı.
Grev hakları olmadığı için sadece mesai dışında eyleme katılabildiklerini belirten Ünlü, “Yasal olarak görev saatlerinde greve gidemiyoruz veya bir eyleme katılamıyoruz. Yasal bir sıkıntı yaşıyoruz. Yetki karmaşası söz konusu. Örneğin; belediyede çalışıyorum ve belediyenin 20’nci iş koluna beni kaydediyorlar. Ancak ben güvenlik görevlisiyim. Genel hizmet işçisi değilim. 19’uncu iş kolu güvenlik hizmetleri, özel güvenlik iş kolundayız. Karmaşa burada başlıyor. Yasa da buna izin verdiği için muğlakta kalıyoruz. Yani kendi sosyal haklarımız açısından da arada kalıyoruz. Memur statüsünde olduğumuz için görev yaptığımız süre içerisinde bir olay vuku bulduğunda memur statüsüyle yargılanıyorum. Bunun gibi birçok sorun ile karşı karşıyayız. Yasa değişikliği ile giderilmesi gereken bir sürü sıkıntımız var. Bu nedenle yasa değişikliği şart. Yeterli desteği göremiyoruz. İhtiyaç olmadığında oturan, üretim yapmayan bir meslek olarak görülüyor. Bu da yasanın muğlaklığından kaynaklanıyor. Yasa değişikliği ve güvenlik hizmetlerine dair kanunun ile yaptırımı olan maddeler getirildiği zaman bu sorun ortadan kalkacaktır. Avrupa Birliği standartlarında ya da daha ileri ülkelerin normlarına getirildiğinde, bu sorunların yüzde 80 azalacağına inanıyoruz” ifadelerini kullandı.
İzmir’deki güvenlik görevlilerinin en sık yaşadığı problemlere değinen Ünlü, “Ulaşım alanlarında başımıza birçok sorun geliyor. Hastanelerde de aynı şekilde. Hasta yakınlarından kaynaklı birçok sorun ile karşı karşıya kalıyoruz. Kurum giriş çıkışlarında da bürokrasiyle karşı karşıya kalıyoruz. Sen benim kim olduğumu biliyor musun? Meselesi. Bu nedenle doğru teçhizat, doğru yasa ve doğru uygulama şart. Bu 3 yasa bir arada olduğunda başımıza bir şey geldiğinde söylenen şu; ‘gidin şikayetçi olun’. Bana destek olacak amir ya da müdür yok. Güvencesiz güvenlikler olarak görülüyoruz. Güvencemizi elde edebilmemizin koşulu; ortak bir çalıştayla ve bütün kurumlarla ortak bir kanun düzenlemesini getirmek. Tek başına çözülebilecek bir durum değil” sözlerine yer verdi.