- İzmir
- 23.08.2025 13:41
İzmirlilerin denizle kurduğu gündelik ilişkiyi anlatan “İzmir’de Eski Bir Yaz: Deniz Hamamlarından Plaja” sergisi, Ahmet Piriştina Kent Arşivi ve Müzesi'nde açıldı. Deniz banyoları üzerine hazırlanan ilk sergi olma özelliğini taşıyan çalışma, 24 Ekim’e kadar ziyaret edilebilecek.
İzmirlilerin denizle kurduğu yakın ilişkiyi tarihsel bir bakışla ele alan “İzmir’de Eski Bir Yaz: Deniz Hamamlarından Plaja” sergisi, Ahmet Piriştina Kent Arşivi ve Müzesi (APİKAM) tarafından hazırlandı. 19. yüzyılın sonlarından 20. yüzyılın ortalarına uzanan dönemi kapsayan sergide, deniz hamamlarından modern plajlara geçiş süreci; sağlık, mahremiyet, eğlence ve modernleşme temaları çerçevesinde işleniyor. Gazete kupürleri, hatıralar, akademik kaynaklar ve döneme ait yayınlarla oluşturulan sergi, ziyaretçileri İzmir’in deniz kültürüne dair nostaljik bir yolculuğa çıkarıyor. Sergide ayrıca, 1936 yılında İzmir’e gelen İstanbul Şehir Tiyatrosu oyuncularının, dönemin Belediye Başkanı Behçet Uz ile birlikte İnciraltı’nda denize girdiği görüntüler ile 1937 tarihli Karşıyaka sahil videoları da yer alıyor. APİKAM’ın “İZFAŞ Albümleri” koleksiyonundan derlenen bu görüntüler, kısa film formatında Drama Salonu’nda izlenebiliyor.
Serginin açılışında konuşan Kent Arşivi ve Müzeler Şube Müdürü Serhan Kemal Saygı, “İzmir’in toplumsal hafızasında önemli bir yer bıraktığını düşündüğümüz ve bir dönemin yaşam kültürünü yansıtan önemli bir serginin açılışı için toplandık. APİKAM, kurulmuş olduğu 2004 yılından itibaren kent tarihine ilişkin sayısız sergi açtı. Hiç şüphesiz, açtığı her serginin bir çıkış noktası, bir hikâyesi bulunuyordu. Bu sergi de öyle bir sergi. Deniz, İzmir’in sadece coğrafyası değil, kimliğinin de bir parçasıdır. Bu kimliğin önemli bir unsuru olan denize girme kültürünü, sergimizde sadece nostaljik bir açıdan ele almayı düşünmedik. İzmir’imizin bu alandaki kültürel benliğini, bilimsel bir perspektifle ele almaya başladık. İzmir’in deniz banyoları konusu, üzerinde çok fazla irdelenmiş bir konu değildir. Bu sergi de deniz banyoları konusunda yapılmış ilk sergi olma özelliğini taşıyor” dedi.
Sergiyi hazırlarken ciddi bir arşiv ve literatür taraması yaptıklarını belirten Saygı, “Araştırmalar derinleştikçe Osmanlı döneminden itibaren İzmir’de deniz banyolarının var olduğunu ve zamanla kent hayatının kayda değer bir parçası haline geldiğini anladık. 19. yüzyılın sonlarından itibaren İzmir sahillerinde yükselen deniz banyoları, birer mimari yapı olmanın ötesinde sosyalleşmenin, özgürleşmenin, modernleşmenin sembolü olurken, toplumsal hayatı dönüştüren birer kamusal alan niteliğine bürünmüşlerdir. Şüphesiz deniz banyoları, İzmir’in modernleşme sürecinde dikkat çekici bir kırılma noktasıdır. Kadın ve erkeklerin cumhuriyetle birlikte kamusal yaşamda daha görünür olmaya başlaması ve mahremiyetin yeniden tanımlanması, sergimizin odağına aldığı konular arasındadır” diye konuştu.
APİKAM Müze ve Sergi Birimi’nden Nihan Özdal da “Sergide insanların denizle ilişkisini, şifa arayışını, bu arayışın sonucu olan deniz hamamlarının Osmanlı’daki etkisini anlatmadan geçemezdik. Anlatmadan geçemeyeceğimiz çok önemli bir konu vardı. Denizin toplumsal hayattaki yerini anlatırken Atatürk ve Florya Deniz Köşkü’ne de değindik. Çünkü Atatürk’ün Florya Deniz Köşkü ile geçen üç yazı, cumhuriyetin eşitlikçi ve halkçı yönünün simgelerinden biriydi. Kadın ve erkeğin birlikte denize girmesi, Atatürk’ün modern yaşamı toplumsal alışkanlıklar kurma isteğinin çok temel bir göstergesiydi” ifadelerini kullandı.
Sergide deniz hamamlarında vakit geçiren ziyaretçiler de vardı. Çocukluğunu ve gençliğini geçirdiği Güzelyalı’da deniz hamamlarını kullandığını dile getiren 88 yaşındaki Fatma Engür, “Güzelyalı’da deniz banyoları açılmıştı ve iki bölümden oluşuyordu. Denize merdivenle iniliyordu. Kadınlar aşağıda, erkekler de çekilen bir paravanın dışında yüzüyordu. O zamanlar 15 yaşlarındaydım. Eski ile yeni arasında çok fark var” sözlerine yer verdi.
Kaynak : BÜLTEN