İzmir’de kamu emekçileri iş bıraktı

KEMAL ÖZKURT / Eğitim-İş ve Birleşik Kamu-İş’e bağlı sendikalar, bütçe görüşmelerinde emekçilerin haklarının yok sayıldığı gerekçesiyle ülke genelinde bir günlük iş bırakma eylemi gerçekleştirdi. Artan hayat pahalılığı, düşük ücretler ve kamu emekçilerinin giderek ağırlaşan geçim koşullarına tepki gösteren sendikalar, İzmir’de Konak SGK binası önünde bir araya geldi. Eyleme; Eğitim-İş İzmir Şubeleri, Tüm Yerel Sen, Birleşik Kamu-İş, Büro İş, Genel Sağlık İş, Tarım Orman-İş ve Ulaşım-İş sendikaları katıldı. Basın açıklamasını Birleşik Kamu-İş İzmir İl Başkanı Barış Düdü okudu. Artan hayat pahalılığı ve düşük ücretler nedeniyle kamu emekçilerinin geçinemediğini söyleyen Düdü, emekçilerin yok sayıldığı bütçe anlayışına karşı üretimden gelen gücü kullandıklarını ifade etti.

HALKTAN YANA BÜTÇE İÇİN İŞ BIRAKTIK

İktidarının emekçiyi yoksullaştıran ve sermayeyi koruyan ekonomi politikalarına karşı üretimden gelen güçlerini kullandıklarını belirten Düdü, "Birleşik Kamu-İş Konfederasyonu’na bağlı sendikalar olarak, emekçiyi yoksullaştıran, sermayeyi koruyan ekonomi politikalarına karşı insanca yaşam, adil ücret ve hakça paylaşım talebiyle bugün üretimden gelen gücümüzü kullandık ve iş bıraktık. Bugün iş yerlerimizde değil, meydanlardayız. Çünkü adına toplu sözleşme dedikleri bir tiyatroyla emeğimizin hakkı gasp ediliyor" dedi.

EMEKÇİLER TÜKENİYOR

Kamu emekçilerinin yaşadığı tablonun artık sürdürülemez olduğunu vurgulayan Düdü, bütçe süreçlerinde emekçilerin yok sayıldığını belirterek şunları söyledi: “Adına toplu sözleşme dedikleri bu rezil tiyatroda emeğimizin hakkını gasp edenler, emekçilerin durumunu görmezden gelerek bütçe yapıyor. Ankara, emekçiler tükeniyor. Tükeniyor, tükeniyor, tükeniyor. Biz bu yüzden meydanlardayız.”

Ülkede yaşanan ağır ekonomik krizin tesadüf olmadığını dile getiren Düdü, mevcut iktidarın yıllardır sürdürdüğü politikaların halkı yoksulluğa ittiğini ifade etti.

ÜLKE ÜRETİMDEN KOPARILDI, YOKSULLUK DERİNLEŞTİ

Özelleştirme politikalarıyla ülkenin üretimden koparıldığını söyleyen Düdü, “Cumhuriyet’in fabrikaları, sadece arsalarının bedeli kadar fiyatlara yandaşlara peşkeş çekildi. Ülkemiz üretimden koparılarak tüketen bir ülke hâline getirildi. ‘Dolarla mı maaş alıyorsunuz?’ denilen noktadan, toplu iğne almak için bile dolar kuru takip edilen bir ülkeye geldik. Faiz sebep, enflasyon sonuç anlayışıyla yoksul daha yoksul, zengin daha zengin oldu, orta sınıf yok edildi" dedi.

Asgari ücretin genel ücret hâline geldiğini vurgulayan Düdü, çalışanların büyük bölümünün düşük ücretle yaşamaya zorlandığını belirtti.

BÜTÇE EMEKÇİYE YOK, SERMAYEYE VAR

Toplu sözleşme sürecinde kamu emekçilerinin taleplerinin dikkate alınmadığını belirten Düdü, TÜİK verilerinin halkın yaşadığı gerçekliği yansıtmadığını söyledi. Konfederasyonun araştırma birimi KAMU-AR’ın verilerini paylaşan Düdü, şu ifadeleri kullandı: "KAMU-AR’a göre Kasım 2025 itibarıyla açlık sınırı 30 bin 327 lira, yoksulluk sınırı 93 bin 697 liraya ulaştı. Bu rakamlar, kamu emekçilerinin ezici çoğunluğunun yoksulluk sınırının çok altında yaşadığını gösteriyor. Birileri kendi yarattığı krizin faturasını utanmadan emekçilere ödetmeye çalışıyor. Bu bütçede hak yok, halk yok, işçi sınıfı yok. Vicdan yok. Sermaye var, yandaşlar var. İnsanca çalışma koşulları, insan onuruna yaraşır ücretler istiyoruz. Bu krizin faturasını ödemeyi reddediyoruz. Haklarımız teslim edilmedikçe üretimden gelen gücümüzü kullanmaya devam edeceğiz. Haklıyız, direneceğiz ve sonunda kazanacağız" diye konuştu.