Sayfa Yükleniyor...
Kara Rapor 2024 kamuoyuyla paylaşıldı. O rapora göre, nüfusun en az yüzde 92’si hala kirli hava soluyor… Raporda yer alan İzmir detayı da dikkat çekenler arasında… İzmirliler yıl boyu ulusal mevzuatın koyduğu sınır değerin üstünde kirli hava soluyor
Temiz Hava Hakkı Platformu’nun (THHP) her yıl düzenli olarak hazırladığı Kara Rapor’un altıncısı yayınlandı.
Fosil yakıtlara bağımlılığın en önemli çevresel bedellerinden biri hava kirliliği. Raporda ilk kez meme kanseri ile hava kirliliği arasındaki ilişki ortaya konuyor.
Rapora göre; hava kirliliği sonucu gerçekleşen ölümler hem sayısal hem de orantısal olarak önceki yıllara göre daha fazla… Temiz hava politikalarıyla Türkiye’de 68 bin 440 kişinin hayatını kaybetmesinin önüne geçilebilirdi… Türkiye’de nüfusun yüzde 92’sinden fazlası hala Dünya Sağlık Örgütü standartlarına göre kirli hava soluyor… Havası en kirli olan ve buna bağlı ölüm oranının en yüksek olduğu il Hakkari!
Kara Rapor’a göre hava kirliliğine yol açan partikül maddeler PM10 ve kanserojen PM2,5, üç büyük şehir İstanbul, Ankara ve İzmir’de düzenli ve yeterli ölçülmüyor. Ulaşılabilen kısıtlı resmi verilere göre İstanbullular 2022 yılı boyunca ortalama 38,41 μg/m3 yani Dünya Sağlık Örgütü’nün (DSÖ) kılavuz değerinin iki buçuk katı PM10 kirliliğine maruz kaldı. Kansorejen partikül madde PM2,5 ise yeterince ölçülmedi. Ankara’da 2022 yılı PM10 yıllık ortalaması 39,25 μg/m3, İzmir’de ise 45,18 μg/m3 ’tü. İzmirliler yıl boyu ulusal mevzuatın koyduğu sınır değerin üstünde kirli hava soluyor. Ankara ve İstanbul ise bu limitin sınırında.
THHP, Kara Rapor 2023’te, Türkiye’de hava kirliliğinin ve buna bağlı sağlık sorunlarının yol açtığı ölümlerin azaltması için şu önerilerde bulunuyor:
“Türkiye enerjide fosil yakıtlara bağımlılığını hızla azaltmalı. Ulusal hava kalitesi standartları iyileştirilmeli. PM2,5 için ulusal limit değer belirlenmeli ve yürürlüğe alınmalı. Hava kalitesi izleme çalışmaları iyileştirilmeli. Ağır sanayi bölgelerinde hava kalitesinin izlenmesi, değerlendirilmesi ve yönetimi sistematik hale getirilmeli. Hava kirliliğinin sağlık etkileri saha çalışmaları ile araştırılmalı. Çevresel etkisi olan tüm projeler için sağlık etki analizinin de yapılması mevzuata dahil edilerek zorunlu hale getirilmeli. Türkiye imzaladığı hava kalitesine yönelik uluslararası sözleşmeleri uygulamalı. Çevresel bilgiye ulaşabilmek için bilgi edinme hakkının etkin biçimde kullanılabilmesi sağlanmalı.”
SULTAN GÜMÜŞ KAYA